İşçi ve emekçilerin gün geçtikçe yoksullaştığı, gençliğin gelecek ve özgürlük sorunlarının derinleştiği, Kürt halkına dönük baskı ve saldırıların tırmandırıldığı, rant, talan ve yağma politikaları ile yaşam alanlarımızın ve doğamızın büyük bir yıkıma sürüklendiği bir dönemde seçimleri karşılıyoruz.
Kapitalist sistem dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ekonomik, sosyal ve siyasal krizler içerisinde debeleniyor. Sermaye devleti ise krizden çıkışı işçi ve emekçilere, gençlere, kadınlara dönük sömürü, şiddet ve baskıyı artırmakta görüyor. Seçimlerde sahte vaatler ve yalanlar ile bir yandan işçi ve emekçilerin bilincini bulandırıyor diğer yandan ise tehdit ediyor. Öyle ki sermaye devletinin şefi, sorumlusu olduğu 6 Şubat depreminin üzerinden daha bir yıl geçmişken deprem bölgesine gidip büyük bir aymazlıkla “oy yoksa hizmette yok” diyerek deprem bölgesinde yaşayan milyonlarca emekçiye tehditler savuruyor!
Gençlik de tüm bu tablodan üzerine düşen payı fazlasıyla alıyor. Gençlik koyu bir geleceksizliğe mahkûm ediliyor. Örgütsüz gençlik kesimleri yaşadığı sorunlar karşısında depresyon, bunalım, intihar gibi çıkışsızlığa sürükleniyor.
Çalışmadan okuyamaz hale gelen, yaşam hakkına göz dikilen, gelecek kaygısı kronikleşen, özgürlüğü elinden alınan, eğitim hakkı başta olmak üzere barınma, beslenme ve ulaşım hakları gasp edilen gençlik bu çürümüş düzene karşı kimi zaman harekete geçiyor! Zeren Ertaş'ın katledilmesinin ardından onlarca üniversite ve KYK yurduna yayılan protestolar, Boğaziçi Üniversitesi'nde ve İstanbul Üniversitesi’nde kayyım rektörlerin kararlarına karşı gerçekleşen eylemli süreçler bunların bu dönemki örnekleridir. Kuşku yok ki gençliğin yaşadığı sorunlar devam ettikçe bu öfke mayalanmaya ve dışa vurmaya devam edecektir.
Gençliğin örgütlenmemesi, sorunları etrafında yan yana gelmemesi için elinden geleni ardına koymayan sermaye devleti, bu noktada her türlü baskı ve şiddet yöntemine de başvurmaktan geri durmuyor. Tüm bu sorunlar karşısında söz söyleyen, harekete geçen ve örgütlenen politik gençlik öznelerinin karşısına ise sermaye devletinin kolluk güçleri ve maşası olan gerici-faşist çeteler dikiliyor. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar nafile! Gençlik haklarından, özgürlüğünden ve geleceğinde vazgeçmeyecek!
Düzen partilerine verilecek oyumuz yok, sorulacak hesabımız var!
İşte böylesi koşullarda yerel seçim sürecine girmiş bulunuyoruz. Sorunun öznesi olan bütün düzen partileri adeta oy toplama yarışına girmiş durumda, bilinçlerimizi bulandırmaya çalışıyor. AKP-MHP iktidarından burjuva muhalefetine kadar, sanki on yıllardır belediyelerin başında onlar yokmuş gibi “Biz gelince her şey değişecek/düzelecek” diyorlar. Biliyoruz ki onların tek bir derdi var; o da rant kapısı olan belediyeleri kapmak ya da kaptırmamak.
Bütün bunların yanında reformist sol parti ve çevreler de bu yarışa ortak olup “komünist belediyecilik”, “halk yönetimi”, “halka dolaysız hizmet” gibi söylemlerle işçi ve emekçilere, gençlere, kadınlara, çeşitli vaatler ve hayaller sunuyor. Düzeni değiştirmeden değişmeyecek, değişse bile kalıcılığı olmayacak sözde çözümler ile düzen partilerinin seçim aldatmacalarına ortak oluyorlar.
Oysa bizler biliyoruz, 31 Mart günü gerçekleşecek seçimlerin ardından sonuç ne olursa olsun kölece çalışma koşulları, geleceksizlik, hak gaspları ve kent sorunları son bulmayacak.
Biliyoruz, gençliğe yurt ve burs vaat edenler gençliği niteliksiz barınma koşullarına ve geçim sıkıntısına sürükleyenlerdir!
Biliyoruz, deprem bölgesinde yüzbinlerce emekçiye, gence, çocuğa mezar olan o binalara imar afları çıkaran, denetlemeyen, çürük yapıya göz yumanlar, depreme dayanıklı konutlar inşa etmeyecekler!
Bilincimizi bulandırmak isteyenlere, sahte vaatler ve hayaller sunanlara, sömürü ve kölelik zincirlerini ağırlaştıranlara verilecek oyumuz yok, sorulacak hesabımız var! Bizleri bu çürümüş düzene mahkûm etmek, daha rahat sömürü koşullarını var edebilmek isteyenler sandığa çağırarak rızamızı almak istiyorlar. Devrimci Gençlik Birliği olarak gençliğe çağrımızdır: Sorunlarımızın çözümü bu çürümüş düzende değil, devrim ve sosyalizmdedir. Gelin haklarımız, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için örgütlenelim, düzene karşı devrim mücadelesini büyütelim!
Devrimci Gençlik Birliği
Mart 2024