Boğaziçi kenetleniyor: “Bir adım ileriye!”

Boğaziçi Üniversitesi’nde nöbet, eylem ve etkinlikler polis terörüne rağmen devam ederken, farklı bölümlerden öğrenciler saldırılara karşı kenetlendiklerini ve direnişten geri adım atmayacaklarını vurgulayarak, akademisyenler başta olmak üzere herkesi bir adım ileriye atmaya çağırdı. .

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 03 Şubat 2021
  • 17:04

AKP’li Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör olarak atanmasıyla başlayan eylemler; yüzlerce gözaltıya, tutuklamalara, baskı ve polis terörüne rağmen devam ediyor. Akademisyenler rektörlüğe sırt dönme ve alkış eylemlerini sürdürüyor. Öğrenciler akademisyenlere ‘Bir adım ileriye çağırıyoruz’ başlıklı bildiriyi dağıttı. 22 öğrenci kulübünün imzacısı olduğu bildiri şu şekilde:

“Okulumuza alanmış rektöre karşı sürdürdüğümüz direnişimiz 2 haftayı aşmış durumda. Bu süreçte Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri olarak asla yalnız kalmadık. Kamuoyu ve diğer üniversitelerdeki arkadaşlarımızdan aldığımız desteğin yanında hocalarımızın kararlı duruşunu görmek her zaman bizi umutlandırdı. Akademisyenler ve öğrenciler olarak bu okulun gerçek sahipleri olduğumuzu, boyun eğmeyeceğimizi okulumuzu savunacağımızı göstermiş olduk.

Dışarıdan atanmış intihalci kayyum rektör, üniversiteye bilimsel üretim anlamında

Hiçbir şey vaat etmemekte ve okulumuzu bir şirket gibi yönetmeye hazırlandığını açıkça belli etmektedir. Şu anda kendisinin okulumuzda hiçbir meşruluğu yoktur.

Sürdürdüğümüz mücadelenin somut bir kazanımla sonuçlanması doğrultusunda rektörlük seçimlerinin hiç vakit kaybetmeden düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.  Seçim organizasyonu için gerekli adımlar ivedilikle atılmalı. Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri arasından adaylar belirlenmelidir.

Hangi sebeple olursa olsun geldiğimiz noktada uzlaşmacı bir tutum takınmanın, kayyum rektörü ‘kendimize uydururuz’ gibi geri adım anlamına gelecek yaklaşımlarla kabul etmenin sonucu başta Boğaziçi olmak üzere ülkemizdeki tüm üniversiteleri karanlığa teslim etmek olacaktır. Tam da bu nedenle kabul etmeyeceğini, vaz geçmeyeceğini ilan edenlerin omuzlarında tarihsel bir sorumluluk bulunmaktadır. Biz öğrenciler olarak bu bilinçle direnişimizi kararlılıkla sürdüreceğimizi ilan ediyoruz ve şu zamana kadar bizi yalnız bırakmayan hocalarımızı bir kere daha göreve çağırıyoruz.”

İmzacı kulüpler şu şekilde: BÜBK, BÜÇEV, BÜDAV, BÜDAK, BUDS, EREC, BÜFK, BÜ(S)K, SFK, BÜOK, BÜYAK, BÜO, BÜED, BÜMAK, BÜÇEK, BÜHAY, GSK, BÜKAK, BUEC, BÜYAP, BUSOS, BÜSAS

Diğer yandan Boğaziçi Üniversitesi’nde bulunan pek çok bölümün öğrencileri yazdıkları bildirilerle taleplerini bir kez daha duyurdu.

“Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatırdı”

Elektrik & Elektronik Mühendisliği bölümü öğrencilerinin bildiride yaşanan saldırıların akademik faaliyete darbe vurduğu belirtilerek şöyle denildi:

“Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği öğrencileri olarak okulumuzun tüm bileşenleriyle omuz omuza verdiğimiz mücadelemizi amaçlarımıza ulaşana kadar sürdürmekte kararlıyız. Bireylerin kimlikleri üzerinden şeytanlaştırıldığı, önyargının ve nefretin had safhaya ulaştığı böylesi bir ortamın Boğaziçi kültüründe yeri olmadığını biliyor aşağıda sıraladığımız taleplerimizi daha da yüksek sesle vurguluyoruz:

l) Darp edilerek ve hukuksuzca tutuklanan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmalarını ve gözaltıların durdurulmasını,

2) Boğaziçi Üniversitesine kayyum olarak atanan Melih Bulu ve kendisi tarafından atanan kişilerin bir an önce istifa etmesini,

3) Üniversitelerin özerkliğinin korunmasını ve rektörlerin üniversite bileşenleri tarafından demokratik seçimlerle belirlenmesini,

4) Kayyumun ilk icraatlerinden olan kampüse ve öğrencilerin yaşam alanlarına dönük polis işgalinin sonlandırılmasını ve BÜLGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’nün haksızca kapatılma kararının iptalini, talep ediyoruz.

“Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatırdı, Nikola Tesla”

“Birbirimize daha da kenetlendik”

1 Ocak Cuma gecesinden beri mücadele ettiklerini belirten Çeviribilim öğrencileri yaşanan saldırılar karşısında afallamak bir yana birbirlerine daha da kenetlendiğini ve bir olmayı öğrendiklerini belirtti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Biz Çeviribilim Dayanışması olarak bu meselenin yalnızca Boğaziçi öğrencilerinin değil; demokrasiyi ve fikri hür olmayı önemseyen, ötekileştirici baskılara boyun eğmeyen her vatandaşın meselesi olduğunu savunuyoruz. Bahsettiğimiz Boğaziçi kültürü elitist olmaktan uzak ve daima bütünleştirici olmayı; Fikri, inancı, zikri ne olursa olsun her insana saygılı yaklaşmayı sürdürmektir. Bunların aksinin süregelişini bir aya yakın zamandır kampüsümüzde görmek bizler için çok üzücü olsa da kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz ve haklı taleplerimizi bir kez daha yineliyoruz.”

“Kulüpler faaliyetlerini özgürce sürdürsün”

Boğaziçi Üniversitesi Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu (CİTÖK) kamuoyuna sunduğu bildiride, Boğaziçi Üniversitesi Kamuoyuna, sergi açılması ile başlayan saldırılardan bahsedildi. LGETH Araştırmaları aday kulübünün “izinsiz olarak etkinlik düzenlemesi” gerekçesi öne sürülerek kulübün adaylık statüsünün hukuksuzca sonlandırıldığının açıklanmasına değinerek “Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu (ClTÖK) olarak, bu antidemokratik ve gayrimeşru süreci ve LGBTİ+’Iarı hedef gösteren her türlü yaklaşımı kınadığımızı belirtiyor ve bir an önce kulübün açılarak öğrencilerin faaliyetlerini özgürce sürdürmelerinin zemininin sağlanmasını ısrarla talep ediyoruz” denildi.

“Üniversiteler özerk olmalı”

Sosyal Bilimler Lisesi Öğrencileri (SOBİL) ise lise bileşenlerini antidemokratik uygulamalara karşı ses çıkarmaya ve birlik olmaya çağırdı. Açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“2 Ocak 2021'de, Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere 5 farklı üniversitede rektör atamaları ile başlayan, protestolar ve gözaltı süreçleriyle devam eden öğrenci hareketini lise öğrencileri olarak takip ediyoruz.

“Üniversitelerin polis ablukasına alınması, gittikçe artan basıncı, cinsiyetçi ve ayrımcı dil, kulüplere müdahale edilmesi, yapılan atamalarla akademi bağımsızlığının tehdit edilmesi gibi. Günlerdir süregelen protestoların yalnızca Boğaziçi öğrencilerini değil, diğer bütün öğrencileri, kadın hareketini, LGBTl+ bireyleri, işçi ve emekçileri de kapsadığının farkındayız. Biz lise öğrencileri olarak birkaç sene sonra eğitimimize devam etmeyi umduğunuz üniversitelerin özerk olmasını istiyoruz.”

“Göğe bakalım”

Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğrencileri ilk günden beri orantısız polis şiddetiyle karşı karşıya kaldıklarını belirterek “Orantısız polis şiddeti, kötü muameleyle yapılan gözaltılar ve haksız tutuklamalarla yaratılmaya çalışılan öğrencileri yıldırma politikası başarılı olmayacaktır. Röportajlarında okulumuzdan yuvası olarak bahseden Melih Bulu, bu yuvayı öğrencilere karşı polislerle doldurarak Boğaziçi kültürüne dahil olmadığını bir kez daha kanıtlamıştır” denildi. Taleplerin de yer aldığı açıklamada son onarak Turgut Uyar’ın dizelerine yer verildi: “Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım. İnecek var deriz otobüs durur ineriz..Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum, göğe bakalım, tuttukça güçleniyorum, kalabalık oluyorum.

“Örgütlenme hakkından vazgeçmeyeceğiz”

Boğaziçi Üniversitesi Mezunu LGBTi+ da bir açıklama yayımlayarak “Demokratik bir ülkede gerçekleşmeyeceğinden emin olduğumuz bu süreçte, dayanışma ruhunun ve çok sesliliğin rengini soldurmayan Boğaziçi üniversitesinin tüm bileşenlerinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz” dedi. Resmi kulüp olsun ya da olmasın örgütlenme hakkından vazgeçmeyeceklerinin altını çizen öğrenciler herkesi ayrımcılığa karşı dayanışmaya çağırdı.

“Polis ablukası kaldırılsın”

Makina Mühendisliği Öğrencileri amaçlarına ulaşana kadar mücadelenin süreceğini belirterek taleplerini şu şekilde sıraladı:

1.Tutuklanan, darp edilerek gözaltına alınan ve eğitim hakları gasp edilen arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın.

2. Başta Melih Bulu olmak üzere tüm kayyım rektörler istifa etsin ve rektörler demokratik seçimlerle belirlensin.

3. Okulumuzdaki polis ablukası derhal kaldırılsın.”