“Elbet, dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet…” * Nazım Hikmet
15-16 Haziran Direnişi, bundan 52 yıl önce işçi sınıfının baskıya, sömürüye, zorbalığa karşı direndiği günün adıdır.
Sermaye ve onun iktidarının örgütlenme hakkına, alın terine ve emeğine göz koymasına karşı işçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullanarak, fiili-meşru bir direnişle başkaldırmasıdır…
Fabrikalardan sokaklara ve meydanlara taşan bu görkemli direniş, patronları ve onların saflarında olan herkesin titreyerek ülkeyi terk ettikleri günlerin adıdır. 15-16 Haziran Direnişi, kapitalistlerin, sermaye iktidarının, medyanın, sendikal bürokrasinin topyekûn olarak işçi sınıfının karşısına dikildiği yerde tümüne cepheden verilen militan bir yanıttır.
İşçi sınıfı, emekçiler, ilerici güçler ve devrimci gençliğin omuz omuza ve dişe diş bir mücadele ile iki gün boyunca “sınıfa karşı sınıf” kararlılığı ve militanlığıyla sokakları ve meydanları zapt etmesidir.
***
15-16 Haziran 1970’e gelene kadar onlarca işgal, grev, direniş yaşanmış, 15-16 Haziran ise, bu birikiminin üzerinden büyük bir patlama olarak gerçekleşmişti. İstanbul ve Kocaeli başta olmak üzere 168 fabrikadan 150 bini aşkın işçinin direnişe geçerek sokakları zapt etmesi üzerine dönemin sermayedarları “devrim” oluyor korkusu ile ülkeyi terk ettiler. Dönemin devrimci gençlik hareketi üniversitelerde, liselerde eylemler düzenleyerek bu direnişin gücünü büyütmeye ve toplumun tüm kesimlerini işçi sınıfı ve emekçilerin izlediği yoldan harekete geçirmeye çalıştılar.
15-16 Haziran Direnişi çıplak zorbalık ve sendikal bürokrasinin ayak oyunları ile bastırılmış ancak yenilmemiştir. Yenilmemiştir, çünkü hala bize yol göstermeye devam ediyor.
52 yılın ardından AKP-MHP iktidarının tüm baskı ve zorbalığına, kapitalist barbarlık düzenin tüm dayatmalarına karşı “Yolumuz işçi sınıfını yoludur!” diyoruz. Bu yılın başında pek çok fabrikada birbiri ardına patlayan direnişler, Metal Fırtınası, Greif işgali işçi sınıfının bağrında mayalanan öfkenin dışavurumlarıdır. Elbette ki işçi sınıfının iktidara yürüdüğü yolda emek özgürleşecek ve sömürü son bulacaktır. O gün gelene dek mücadeleyi büyüterek “Yolumuz işçi sınıfının yoludur” diyoruz…
Devrimci Liseliler Birliği
15 Haziran 2022