Sudan isyanının 1. yıldönümünde hareketin öncülüğünü üstlenen örgütler ve isyan sırasında hayatını kaybedenlerin aileleri, yeniden halkı sokaklara çağırdı. Sudan'ın başkenti Hartum'da başlayan, eş zamanlı olarak Port Sudan, Gadaref, Atbara Barbar, Kosti ve Damazine gibi ülkenin büyük şehirlerine yayılan eylemlere yüzbinlerce kişi katıldı.
Dünkü gösteriler, koronavirüsün yayılımını sınırlamak için saat 15.00 ila 18.00 arasındaki sokağa çıkma yasağına rağmen kitlesel katılımlarla gerçekleştirildi. Halkın isyanı sonucu dinci-diktatör Ömer el Beşir’i azletmek zorunda kalan ordu bir yıldır yönetimde olmasına rağmen halkın taleplerini karşılamıyor. Oysa ordu şefleri, halk isyanına önderlik eden güçlerle anlaşmaya varmış ve halkın taleplerini gerçekleştirme vaadinde bulunmuştu.
Dünkü eylem bir yıldönümü etkinliğinden çok, kitlelerin temel taleplerinin arkasında durduğunu göstermesi açısından büyük bir anlam taşıyor. Bundan dolayı eylemlerde hükümete seslenerek “bizi unutmayın” ve “devrim” şiarı en çok öne çıkan ve kitlelerin yükselttiği sloganlar oldu. Sudanlı işçi ve emekçiler isyanda katledilenlerin sorumlusu düzenin kolluk kuvvetlerinin yargılanması talebini de yükselttiler. Nyala kentinde "Şehitlerin kanı bizim kanımızdır" pankartıyla yürüyen on binler, katledilenlerin ideallerine bağlı olduğunu ve mücadelesini sürdürdüklerini gösterdiler.
Eylemlerde öfkelerini dile getiren kitleler kentlerin ana caddelerini, önemli yollarında lastikler yakarak, taşlardan barikatlar kurarak ulaşımı kesitler. Kolluk güçlerinin göz yaşartıcı bombalarla saldırılarına karşı sokağı terk etmeyen kitleler birçok noktada polislerle çatıştı.
Düzen denge peşinde
Düzen cephesinin eyleme gösterdiği tavır, kitleleri sindirme ve pasifize etme üzerine kurulu politikanın güncel bir pratiği oldu. Bir yandan kolluk güçleri, Hartum başta olmak üzere önemli bölgelerde güvenlik alanları oluşturup, şehir merkezini dikenli tel ve güvenlik güçlerinin araçlarıyla kapattı. Diğer yandan hükümet eliyle de vaatlerde bulunarak kitleler yatıştırılmaya çalışıldı.
Sermaye devleti adına kitleleri oyalamaya çalışan Başbakan Abdullah Hamdok, eylem öncesi şunları söyledi: "Elbette bir değişiklik talep etmenin meşru bir iddia olduğunu tekrar teyit ediyorum (...) Geçiş hükümeti, halkın fikir birliğine varmak için bu taleplere mümkün olan en iyi şekilde cevap vermeye çalışacaktır."
Korkularından sözde talepleri kabullendiklerini iddia edenler 1 yıldır katil kolluk güçlerini koruyor, kitlelerin taleplerini görmezden geliyor, sınırlandırmaya çalışıyor.
İsyan sırasında yükseltilen sivil hükümete dair reformlar, geçiş parlamentosunun oluşturulması, her eyalette sivil valilerin atanmasının hızlandırması vb. taleplerin karşılanmamış olması sorunların çözülmesini engelliyor. Bu ise, Sudanlı emekçilerin mücadelesinin devam ermesinin kaçınılmaz olduğuna işaret ediyor.