İslamcı diktatör El Beşir gitti, 'devrimler' peş peşe geldi: Sudan baharı - İbrahim Varlı

Siyasal İslamcı rejimin tahakkümündeki Türkiye hızla geriye giderken, Sudan’da İslamcı Diktatör El Beşir’in devrilmesinin üzerinden geçen 16 aylık sürede ‘tarihi’, anlaşmalar, reformlar peş peşe gelmeye başladı: 11 Temmuz: Kadın sünneti kaldırıldı, seyahat etme özgürlüğü elde edildi, 1 Eylül: 17 yıllık çatışmaları bitiren ‘barış’ anlaşması imzalandı, 4 Eylül: Din ve devlet işlerini birbirinden ayıran anlaşma imzalandı.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 06 Eylül 2020
  • 15:50

İslamcı Diktatör Ömer El Beşir’in otuz yıllık baskıcı yönetiminden geçen yılki halk isyanı sonrasında kurtulmayı başaran Doğu Afrika ülkesi Sudan, üzerindeki prangaları birer birer kırmaya başladı. Aylar süren protestoların ardından geçen yıl 11 Nisan’da ordunun yönetime el koymasıyla görevden alınan El Beşir’in devrilmesinin üzerinden geçen on altı aylık süre zarfında Sudanlılar önemli toplumsal, siyasal ve kültürel kazanımlar elde etti.

El Beşir sonrasında da sokakları terk etmeyen Sudanlıların direnci askeri yönetime de geri adım attırırken 1989 yılında bir askeri darbeyle iktidara gelen Müslüman Kardeşler bağlantılı Ömer El Beşir’in İslamcı diktatörlüğünün izlerinin silinmesindeki kararlık örnek niteliğinde. Ülkede yeni bir sayfa açacak olan ve birçok yönüyle tarihi olarak nitelendirilen anlaşma ve raformlar peşpeşe gelmeye başladı. Ordu ve sivil muhalefet ortaklığında kurtulan “geçiş hükümeti”ndeki askeri yönetimin frenine rağmen “Sudan Baharı” esmeye devam ediyor.

Türkiye’de siyasal İslamcı AKP iktidarı ülkeyi her geçen gün daha fazla karanlığa gömerken, İslamcı faşizmin cehenneme çevirdiği Sudan tam tersi yolda ilerliyor.

Laiklik anlaşması imzalandı

Kazanımların en büyüğü önceki gün Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da ilan edildi. Sudan anayasasında din işlerinin devlet işlerinden ayrılacağı ilkesini de içeren ortak bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya Sudan Geçiş Hükümeti Başbakanı Abdullah Hamdok ve Sudan Halk Kurtuluş Hareketi (SPLM-N) Lideri Abdülaziz el Hilu, imza koydu.

Etiyopya'nın başkentinde iki taraf arasında iki günlük kapalı görüşmelerin sonunda imzalanan anlaşma ‘tarihi’ önemde. Anlaşmanın, Güney Sudan'ın Juba kentinde hükümet ve silahlı hareketlerin bir barış anlaşması imzalamasından birkaç gün sonra gelmesi dikkat çekti.

Mepa News’in haberine göre ortak anlaşmada, ''Sudan'da tüm vatandaşların haklarını koruyan demokratik bir devlet kurma, dini devletten ayırma, inanç ve ibadet özgürlüğüne saygı, devletin resmi bir dininin olmaması ve herhangi bir vatandaşa karşı ayrımcılığa izin verilmemesi'' maddelerinin olduğu toplamda altı maddeye yer verildi. Yıllarca şeriat boyunduruğunda yaşamak zorunda kalan ülkede dinin devletten ayrılması bir ‘devrim’ niteliğinde.

17 yıl sonra gelen barış

Bu tarihi anlaşmanın üç gün öncesinde ise dünya barış günü olan 1 Eylül'de ülkede 17 yıllık çatışmalara son veren anlaşmaya son verildi. Hartum hükümeti ile Darfur’daki çok sayıda silahlı hareketi bünyesinde barındıran Sudan Devrimci Cephesi arasında Güney Sudan’ın başkenti Cuba’da barış anlaşması imzalandı.Cuba'daki anlaşma Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Orgeneral Muhammed Hamdan Dakalu ve Devrimci Cephe’nin temsilcileri tarafından parafe edildi. Törende Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Başbakan Abdullah Hamduk gibi isimler de yer aldı.

Barış müzakereleri Güney Sudan ara buluculuğunda 10 ay önce başlamıştı. Güney Sudan lideri Mayardit, Beşir iktidarının devrilmesinin ardından Sudan Askeri Geçiş Konseyi ile Devrimci Cephe arasında arabuluculuğa soyunmuştu. Ülkede kapsamlı barışın sağlanması, El-Beşir’in hayat pahalılığı nedeniyle başlayan gösterilerin ardından devrilmesi sonrası 21 Ağustos 2019'da kurulan yeni yönetimin en önemli gündem maddeleri arasında yer alıyordu. Aylar süren müzakereler sonucu varılan anlaşma, yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği, milyonlarcasının evlerinden olduğu çatışmaları sonlandıracak olması açısından bönemliydi. 2003’te başlayan çatışmalarda 300 bini aşkın kişi öldü, 2,5 milyon kişi göçe maruz kaldı. Cuba’da aynı zamanda Güney Kordofan ile Mavi Nil silahlı hareketleriyle de anlaşmaya varıldı. Söz konusu bölgedeki çatışmalar en az bir milyon kişiyi etkiledi. Nuba Dağları ve Mavi Nil’in statüsüyle ilgili olarak şimdilik mevcut statükonun sürdürülmesi kararlaştırıldı.

11 Temmuz kadın devrimi

Geçici hükümet 11 Temmuz’da da ülkede 30 yılı aşkın süredir temel alınan şeriat kanunlarında değişikliğe gitti, insan haklarında önemli reformlar yaptı. Reformlar kapsamında kadınların seyahat etmesinin önü açıldı. Kadınlar çocuklarıyla seyahat etmek için aileden bir erkeğin onayına ihtiyaç duymayacak. İçki yasağı da kaldırıldı. Ancak bu yasak Müslümanlar için devam edecek. Adalet Bakanı Nasredeen Abdulbari, "İnsan haklarını ihlal eden tüm yasaları değiştireceğiz" derken, hükümet daha önce de çağdışı ‘kadın sünneti’ni yasaklamıştı. Kadın sünnetini yapanlara 3 yıl hapis ve para cezası getirildi. Dans eden veya pantolon giyen kadınları tutuklama veya kırbaçlama yetkisi veren yasalar, Beşir’i deviren ayaklanmanın ön saflarında yer almış kadınların verdiği mücadele ile yürürlükten kaldırılmıştı. Önemli kazanımlara rağmen kadınların mücadelesi bitmiş değil. Yeni kazanımlar yolda.

Türkiye gider tersine...

Binbir sorunla boğuşan dünyanın en yoksul ülkelerinden Sudan’da yaşananlar her yönüyle ders niteliğinde. İslamcı faşizmi defeden Sudan laikliğin, sekülerleşmenin, barışın önemini kavrayıp yeni bir döneme doğru hızla yol alırken, yakın zamana kadar bölge ülkelerine örnek gösterilen Türkiye her geçen gün tersi istikamette adımlar atıyor.

***

Mavi Nil’in hüzünlü ülkesi

Doğu Afrika’da yer alan Sudan Cumhuriyeti, Afrika’nın en geniş 3., 1,886,068 km2’lik yüzölçümüyle de dünyanın en büyük 16. ülkesi. Başkenti Hartum. Kuzeyden Mısır, kuzeydoğudan Kızıldeniz, doğudan Etiyopya ve Eritre, güneyden Güney Sudan, batıdan Orta Afrika Cumhuriyeti ve Çad, kuzeybatıdan da Libya’yla çevrili. Nil, Sudan’ı Batı ve Doğu Sudan olmak üzere ikiye ayırır. Hartum’un Rafediye bölgesi yakınlarında Beyaz Nehir ile Mavi nehir birleşir. Sudan’ın ortasından Nil Vadisi geçer. Ülkenin, 2011 yılında Sudan ve Güney Sudan olarak ikiye ayrılmasından sonra yüzölçümü bakımından Afrika’nın en büyük ülkesi olma özelliğini Cezayir’e kaptırdı.

30.9 milyonluk nüfusuyla dünyanın en kalabalık 40. ülkesi konumunda. Resmî dil ve eğitim dili İngilizce ve Arapça. Halkın çoğunluğu Arapça bilmekle birlikte, çoğunluğun ana dili Arapça değil, Nübyece, Beja, Fur, Nuban, Ingessana gibi diller de konuşulur. Halkın yüzde 90’ı Müslüman, geriye kalan kısım ise animizm, Kıpti ve Ortodoks Hıristiyanlığa mensup. Sünni Müslümanların bir kısmı Şafii diğer kısmı da Maliki. Sudan 1 Ocak 1956’da İngiltere’den bağımsızlığını ilan etti. Sudan’ın en önemli yer altı zenginliği petrol. Diğer yeraltı kaynakları doğalgaz, demir, bakır, krom, çinko, kurşun, nikel, tungsten, mika, gümüş ve altın olarak sıralanıyor.

BirGün / 06.09.20