Amerika başkanlık seçimlerinde 1788-1789’dan bu yana 59’uncu oylama 3 Kasım 2020’de gerçekleşecek. Yönetim Senato (Senate) ve Temsilciler Meclisi (House of Representatives) adı ile anılan iki meclisten oluşuyor. ABD’de seçmenler Temsilciler Meclisine gönderilecek Milletvekillerini kendi aralarında seçerler. Senato toplam 100 üyeden oluşurken, Temsilciler Meclisi 435’tir.
3 Şubat’ta başlayan ön seçimlerde, her eyalette her parti kendi aday adaylarını belirliyor. Her seçimde Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerinin adayları öne çıkar. Başkanlık seçimine katılacak asıl adaylarını Demokratlar Temmuz’da Cumhuriyetçiler ise Ağustos’ta açıklarlar. Bu iki partinin dışında Amerikan Yeşiller Partisi, özgürlükçü Parti, Amerika Dayanışma Partisi, Yasakların Partisi, Anayasa Partisi, Çalışan Aileler Partisi, Amerika Sosyalist Partisi, Sosyalist Eylem, Sosyalizm ve Özgürlük Partisi, Barış ve Özgürlük Partisi, Ekmek ve Gül gibi partiler de var. Ancak bu partiler seçimlerde etkili olmadıkları için seçim sistemi esasta iki partilidir.
Donald Trump, ikinci dönem başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçiler adına adaylığını koydu. Demokrat Parti’den ise 11 aday adayı var. Dikkat çekici bir noktaysa bu seçimlere katılacak olan aday adaylarının yaşları ve sermayeleridir: Trump dahil olmak üzere 5’i 70 yaşın üzerinde, 4’ü ise milyarder veya milyonerdir.
Ön seçimlerin yapıldığı Iowa ve New Hampshire eyaletlerinde kazanan iki aday adayı Bernie Sanders ve Pete Buttigieg oldu. Bu iki aday adayı farklı kimliklere sahip. Iowa’da kazanan en genç aday adayı olan Buttigieg eşcinsel olarak biliniyor, Amerikan ordusu için Afganistan’da yer almış ve öğrencilik hayatını başarıyla tamamlamış. Konuşmalarında özellikle Trump karşıtı bir kampanyayla, Trump’a oy verenlerin de kendi değerlerini kaybettiklerini savunuyor.
New Hampshire’de kazanan diğer aday adayı 77 yaşındaki Sanders 2016 oylamalarında Hillary Clinton’un önünde olmasına rağmen, Demokrat Parti tarafından başkanlık oylaması için seçilmemişti. Çok uzun süre siyaseti bağımsız sürdüren Sanders Demokratik Partiye 2015 yılında üye oldu. Kendisini “Sosyal Demokrat/sosyalist” olarak tanımlayan 77 yaşındaki Sanders, seçim vaatlerinde ülkenin “oligarşisi” olan zengin azınlığa karşı bir hareket başlatmak gerektiğini savunuyor. Konuşmalarında “Yeni bir politik devrim için hazır mısınız” diye seslenen Sanders, seçim esnasında evrensel sağlık sistemi uygulaması, ücretsiz devlet üniversiteleri, asgari saat ücretinin 15 dolara yükseltilmesi gibi sosyal vaatlerde bulunuyor. Sanders’in kampanyasında dikkat çeken iki nokta mitinglere gençliğin yoğun katılımı ve kendisine yapılan küçük bağışlardan 25 milyon dolar gibi yüksek bir meblağının toplanmasıdır.
Ön seçimler sadece 2 eyalette gerçekleşti. Geride kalan 48 eyalette oylamaların yapılmasıyla seçimlerin seyri belirginleşecek. Ancak Sanders’in sol sosyal söylem ve vaatlerinin, sistemin emperyalist jandarması olan ABD’de bu kadar destek bulması sosyal sorunların yaygınlaşmasının göstergesi kabul ediliyor. Başkan seçilmesi durumunda neler yapabileceğinden bağımsız olarak ABD’de “Sanders rüzgarı”nın esmesi, “Amerikan rüyası”nın çöküşüne ve özellikle gençliğin yeni bir alternatif arayışına girdiğine işaret ediyor.