Roma’da G20 toplantısı

İki günlük devlet ve hükümet başkanları zirvesi pazar günü İtalya’nın başkentinde sona ererken, iki haftalık iklim değişikliği toplantısı (COP26) İskoçya’da başladı.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 31 Ekim 2021
  • 21:30

İki günlük devlet ve hükümet başkanları zirvesi pazar günü İtalya’nın başkentinde sona ererken, iki haftalık iklim değişikliği toplantısı (COP26) İskoçya’da başladı.

Doğayı sınırsızca yağmalayan, neden oldukları büyük iklim ve çevresel krizle gezegen üzerindeki canlı yaşamı felakete sürükleyen, insanlığa büyük acılar ve yıkımlar yaşatanlar, bunların ve daha nice sorunun baş sorumlusu olanlar, 30-31 Ekim tarihlerinde Roma’daki G20 toplantısında “İnsanlar, Gezegen, Refah” sloganıyla bir araya geldiler. Korona pandemisinden bu yana ilk kez yüz yüze yapılan toplantıya iki önemli devlet başkanı (Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin) korona pandemisi nedeniyle katılmadı. Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Wolfgang Ischinger’in ifadesiyle, Çin’in G20’yi ilgilendiren hemen tüm konularda neredeyse kilit bir rol oynadığı vurgulanıyor.

“İnsanlar, Dünya ve Refah” şiarıyla bir araya gelen emperyalist-kapitalist şefler, dünyayı “daha iyi ve daha güvenli bir yer haline getirmek” iddiasındalar. Bunun için en önemli 20 sanayileşmiş ülkenin “büyük planları” var. Korona, iklim krizi ve küresel ekonomi, planın temel başlıklarıdır. Toplantı, dünya iklim zirvesinden önce yapıldığı için aynı zamanda pazar günü İskoçya’nın Glasgow kentinde başlayacak olan COP26’ya da hazırlık işlevi görüyor.

Zirvenin ilk gününde korona ile mücadele ve pandeminin ekonomik sonuçlarına odaklanan İtalya Başbakanı Draghi, açılış konuşmasında G20’nin bir sonraki ayın ortasına kadar dünya nüfusunun üçte ikisinden fazlasını koronavirüse karşı aşılama hedefini yineledi. Aşılama sürecindeki büyük farklılıkları eleştirdi. Zengin ülkelerde nüfusun yaklaşık yüzde 70’i en az bir kez aşı olurken, en yoksul ülkelerde bu oranın yüzde 3’te kaldığını belirten Draghi, farklılıkların “ahlaki olarak kabul edilemez” olduğunu ve pandemiye karşı küresel mücadeleyi baltaladığını söyledi. Ancak, ekonomik olarak güçlü, sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bu hedefe ulaşmak için tam olarak ne yapmak istedikleri belirsizdir.

AB, daha yoksul ülkelere 100 milyon doz aşı sözü vermişti, ancak Batılı sanayileşmiş ülkelerde üçüncü aşılama başlarken, Afrika kıtasındaki nüfusun büyük bir kısmı birinci aşıyı bile olmuş değil. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, korona salgınının küresel olarak yenilmekten çok uzak olduğu konusunda uyarıda bulundu. Yoksul ülkeler pandemiyle mücadele için kendi altyapılarını inşa etmede G20’nin büyük desteğine muhtaç durumdalar.  İtalya Sağlık Bakanı Speranza, Roma’daki toplantının ardından, insanların sağlığına yatırım yapmadan sosyal veya ekonomik büyüme olamayacağını söyledi. Bakanlar, özellikle gelişmekte olan ülkelere aşı ve temel tıbbi ürün tedarikini iyileştirme konusunda anlaştılar. Ancak, belirli bir taahhütte bulunmadılar.

G20 liderleri, çok uluslu şirketlerin en az yüzde 15 oranında vergilendirilmesi konusunda da anlaşmaya vardıklarını belirttiler. İtalya Başbakanı Draghi, bunu “Daha adil ve etkili bir uluslararası vergi sistemi için tarihi bir anlaşmaya vardık” diye duyurdu. Kabul edilen küresel asgari vergi anlaşmasının 2023’te dünya çapında yürürlüğe girmesi bekleniyor. Asgari vergi, sözüm ona büyük uluslararası şirketlerin “vergiden kaçınmasını” önlemeyi amaçlıyor.

Biden ve Macron sorunu “çözdü”

ABD Başkanı Joe Biden ve Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron ise, denizaltı krizinin başlamasından bu yana ilk yüz yüze görüşmelerinde anlaşmazlığı çözmeye çalıştılar.  Biden, Avustralya ile yeni bir “güvenlik ittifakı”nın düzenlenme şeklinin “garip” olduğunu söyledi. Anlaşmanın duyurulmasından çok önce Paris’in bilgilendirildiği izlenimine kapılmış olduğunu belirtti.

AUKUS askeri paktı nedeniyle milyarlarca dolarlık silah sözleşmesini kaybeden ve bunun için de öfkelenen Macron da tartışmayı geride bırakmaya çok hevesli olduğu için, “Önemli olan böyle bir şeyin tekrarlanmamasını sağlamaktır” diyerek sayfayı kapattı. Çünkü Macron’a göre, “Açıklığa kavuşturulması gereken şey açıklığa kavuşturuldu.” Artık meselenin ABD ile daha da güçlü bir işbirliği yaratma meselesi olduğunu söyledi.

G-20 ülkeleri ayrıca “açık ve adil, kurallara dayalı dünya ticareti” taahhüt etmek istiyor. Taslağa göre, bu, büyüme ve istihdam yaratmak için önemlidir. Bu nedenle korumacılıkla mücadele edilmeli ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ile çok taraflı ticari işbirliği güçlendirilmelidir. Görüşmelerde dünya ekonomisinin genel gelişimi de tartışıldı. Yükselen enerji fiyatları, yükselen enflasyon, küresel tedarik zincirlerindeki aksaklıklar, Çin ekonomisi ve gelişmekte olan ve yükselen ülkelerdeki büyümenin nasıl güçlendirilebileceği gibi konular bunlardan bazılarıydı. Biden, İran’la nükleer anlaşma konusunda da Avrupalılarla istişare etti. Merkel, Macron ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile bir araya gelen Biden, İran’la nükleer müzakerelerin yeniden başlaması konusunu görüştü. Beyaz Saray, İran konusunda ortak bir tutum üzerinde anlaşmak istiyor. 

Zirvenin ikinci ve son gününde, devlet ve hükümet başkanları iklim değişikliği ve çevre ile sürdürülebilir kalkınmayı tartıştılar. Sonuç bildirgesinin bir taslağına göre, devletler küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlama çabalarını yoğunlaştırmak istiyor. Taslak, “İklim değişikliğinin yarattığı varoluşsal tehditle mücadele etmeye kararlıyız” diyor. Kapitalist düzenin şefleri, dünyanın en büyük kirleticilerinden bazılarının henüz taahhüt etmediği bir hedef olan yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyon elde etmenin “önemini” de kabul ediyorlar. G20’ye ev sahipliği yapan İtalya açısından en önemli konulardan biri olan kontrolsüz iklim değişikliğiyle mücadele konusunda G20 çevre ve enerji bakanlarının, daha katı iklim hedefleri üzerinde önceden anlaşamadıkları duyuruldu. Almanya’nın Çevreden Sorumlu Devlet Bakanı Jochen Flasbarth, çok zorlu müzakerelerden söz ederek, bunu doğruladı. Çin, Hindistan ve Rusya gibi ülkelerin ise fosil enerji konusunda çok farklı görüşlere sahip oldukları belirtiliyor. Bu durumda küresel sıcaklık artışını sınırlamanın mümkün olmayacağı, bunun 2030’a kadar ön görülenden daha az olacağı söyleniyor.

G20’nin iklimi korumaya yönelik somut önlemler alma çabaları başarısızlıkla karşı karşıya.  Büyük ekonomik güçler grubu iklimin korunması için somut hedefler üzerinde anlaşamıyorlar. CO2 nötrlüğü hedefinde de ilerleme kaydedilmedi. Başlangıçta 2050 için belirlenen hedef tarih, artık daha genel olarak “yüzyıl ortası” olarak anılıyor. İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, “Bizden sonra geleceklere, çatışmaların insafına kalmış, doğal kaynakların israf edildiği, ekosistemin bencillikle tehlikeye atıldığı bir gezegen bırakmamalıyız” diye konuştu.

Bu arada, Roma’daki toplantı, İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin Erdoğan’ı “‘diktatör” olarak nitelemesinin ardından, ikilinin ilk kez yüz yüze görüşmesine de vesile oldu. “Diktatör” krizinin gündeme gelmediğinin belirtildiği görüşmede, AB-Türkiye ilişkileri, Afganistan’da yaşanan kriz, Akdeniz’de istikrar ve Libya’daki gelişmeler ele alındı. Merak edilen öteki bir konu da Erdoğan-Putin görüşmesinin olup olmayacağıydı. ABD’li üst düzey bir yetkili, Erdoğan ve Biden’ın pazar günü bir araya geleceğini, Erdoğan’ın aceleci eylemlerinin Amerikan-Türkiye ilişkilerine yardımcı olmayacağı ve krizlerden kaçınılması gerektiği konusunda uyarılacağını belirtmişti. Nihayet görüşme, basına kapalı olarak gerçekleşti. Görüşmede, Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması, Türkiye’nin F-16 savaş uçağı satın alma başvurusu ve ABD ile savunma ilişkileri, Suriye ve Libya gibi bir dizi bölgesel konuların ele alındığı belirtiliyor.

İki günlük devlet ve hükümet başkanları zirvesi pazar günü İtalya’nın başkentinde sona ererken, iki haftalık iklim değişikliği toplantısı (COP26) İskoçya’da başladı. Pazartesi gününden itibaren yaklaşık 200 ülke, iki hafta boyunca insanlığın hızlandırılmış küresel ısınmayı nasıl düşürebileceğini tartışacak.