Emperyalist/kapitalizmin vurucu gücü NATO’ya üye 29 ülkenin savunma bakanları Belçika’nın başkenti Brüksel’de toplantı. İki gün sürecek toplantının gündemi ABD tarafından belirlenmiş görünüyor. Suç ortaklarıyla birlikte Ortadoğu’da halkların kanını döken ABD, NATO’nun insanlığa karşı işlenen bu suça daha aktif bir şekilde katılmasını istiyor.
Savaş aygıtının şefi Jens Stoltenberg tarafından yapılan açıklamada, NATO’nun Irak’ta faaliyet alanının genişletilmesi konusunda prensipte anlaşmaya varıldığı belirtildi. ABD Başkanı Donald Trump’ın direktifiyle hareket neden NATO şefi, Irak’ta bulunma gerekçesini IŞİD’e karşı mücadele yalanıyla izah etmeye çalıştı. Oysa bu tür zırvalara kargalar bile güler. Çünkü NATO cihatçı terörün hem yaratıcısı hem hamisi olan ABD’nin çıkarlarını savunmakla mükelleftir. Diğer bir ifadeyle, cihatçı terörün destekçilerinden biridir.
Trump, yayılmacı-saldırgan politikaları için NATO’yu daha aktif bir şekilde kullanmak istediğini defalarca dile getirdi. ABD’nin zayıflayan gücünü NATO’yu suça daha çok ortak ederek telafi etmeye çalışan Trump yönetimi, bu dayatmadan dolayı kimi zaman AB emperyalistleriyle anlaşmazlığa düşüyor. AB’nin başını çeken Almanya-Fransa ikilisinin çıkarları her zaman ABD’ninkiyle çakışmıyor. Buna karşın AB’nin şefleri halen ABD’yle karşı karşıya gelmekten çekiniyorlar.
Brüksel’deki toplantıya NATO’nun Ortadoğu’da daha aktif bir rol oynaması gündeminin damga vurması, Trump’ın kaba dayatmalarının etkili olduğunu gösteriyor. Buna rağmen prensipte mutabakat, tam anlaşma sayılmaz. Büyük olasılıkla bazı ayrıntılar üzerinde tartışmalar devam ediyor. “IŞİD’e karşı savaş” safsatasının yanı sıra Irak ordusunu eğitmek bahanesiyle bu ülkede 500 personel bulunduran NATO’nun takviye güç göndermesi gündeme gelebilir.
İranlı General Kasım Süleymani ile Haşdi Şabi komutanının altı kişiyle birlikte katledilmelerinden sonra, Irak’taki tüm Amerikan askerlerinin ülkeyi terk etmesi talebi yükseltildi. Buna NATO’nun işgalci kuvvetleri de dahil. Hal böyleyken Irak’a takviye güçler sevk etme çabası, emperyalist küstahlıktan başka bir şey değil.
AB emperyalistlerinin ciddi bir itirazı olmazsa Irak’a yeni takviye güçlerin gönderilmesi ihtimali yüksektir. NATO’nun ABD işgal kuvvetleriyle suç ortaklığı kapsamında üstlendiği misyon daha çok çatışma, daha çok yıkım, daha çok kıyımdan başka bir sonuç yaratmaz. Bu ise sadece Irak’ın değil, Ortadoğu halklarının başına yeni belaların açılabileceğine işaret ediyor.
Emperyalistler Ortadoğu’daki çatışmaları derinleştirmeyi tartışırken Irak halklarının “işgal güçleri ülkeyi terk etsin” talebi büyük bir önem taşıyor. Ancak bu haliyle pasif bir talebin ötesine geçemiyor. Oysa emperyalist işgal güçlerini de onların vurucu gücü olan NATO’yu da Ortadoğu’dan söküp atabilmek için halkların anti-emperyalist/anti-siyonist birleşik direnişinin örülmesi gerekiyor. Halklar için başka bir çıkış yolu görünmüyor. Zira emperyalist işgalciler bölgeden sökülüp atılmadan halkların özgürleşip onurlarıyla yaşayabilmeleri mümkün değil.