İşçiler, emekçiler,
14 Ekim 2022 tarihinde, Türkiye’nin Bartın kentinin Amasra ilçesinde, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na bağlı bir maden ocağında yaşanan patlama sonucu, son belirlemelere göre 41 işçi hayatını kaybetti, onlarcası da yaralandı.
Derin bir üzüntü ve öfke içerisindeyiz. Her şeyden önce hayatını kaybeden işçilerin yakınlarına ve sevenlerine sabır ve baş sağlığı diliyor, yaralanan işçilere ise geçmiş olsun diyoruz.
Bu bir iş kazası değil, düpedüz bir işçi katliamıdır. Katliamdır, çünkü adım adım gelen, sonuçları önceden kestirilebilen bir vakadır. Bu katliamın sebebi, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda bile bile alınmayan önlemlerdir. Daha fazla kâr uğruna madenler işçilere mezar olmaya devam ediyor.
Bu katliamın sorumlusu tüm kurum ve kişileri ile sermaye sınıfı ve Türkiye’nin kapitalist düzenidir. Başta elbette ki iş başındaki AKP-MHP iktidarı ile destekçileridir. Azami kâr uğruna işçilerin yaşamını hiçe sayan kapitalist şirketler ile açgözlü patronlardır. Kömür ocaklarının iş güvenliğine uygun olduğuna dair rapor veren ve bu raporları onaylayan bürokratlardır. Ve elbette tüm bunların borazanlığını yapan saray beslemesi medyadır.
20 yıldan bu yana Türkiye’yi yöneten AKP ve yandaşları, gelinen yerde ülkeyi Tayyip Erdoğan şahsında bir tek adam diktatörlüğüne dönüştürmüşlerdir. Her türden yağma, talan, yolsuzluk, hırsızlık ve hukuksuzluk anlamına gelen bu rejim patronlar için cennet, işçiler için ise tam anlamıyla bir sömürü cehennemidir. Milyonlarca işçi açlık sınırındaki ücretler ile insanlık dışı iş koşullarında çalışarak hayatta kalmaya çalışıyor. Fakat bu da yetmiyor, her hafta onlarca işçi iş cinayetlerinde ve en son Amasra’da olduğu gibi işçi katliamlarında hayatını kaybediyor.
Sömürü ve yağma düzeninin baş temsilcisi Tayyip Erdoğan, her fırsatta Türkiye ekonomisini ne kadar ileriye taşıdıklarından dem vurup duruyor. İşçiler için bir sömürü cehennemine dönüşen Türkiye’nin ekonomisi büyüyor kuşkusuz. Fakat işçiler için değil, kapitalistler için! Bu büyümeden işçilerin payına, yerin yüzlerce metre derinliğine diri diri gömülmek düşüyor. Kendisine her mevsim için ayrı bir saray yapan Erdoğan, maden işçilerine yerin karanlıklarına gömülmeyi reva görüyor. Onlar ne derlerse desinler, işçi ve emekçiler için Türkiye’nin gerçek tablosu Amasra’da ortaya serilen korkunç tablodur.
Erdoğan ve düzenin diğer sözcüleri bir kez daha timsah göz yaşları döküyorlar. Gerçekte işçilerin yaşamı onların zerrece umurunda değildir. En son 2014’te Soma’da hayatını kaybeden 301 madencinin ardından “kaza, kader, fıtrat” demişlerdi. Bu sefer de benzer açıklamalarla olayın üstünü örtmeye ve sorumluluktan kaçmaya çalışıyorlar. Nitekim henüz işçilerin cesetleri bile soğumadan, Tayyip Erdoğan gelebilecek eleştirilerin önünü almak için “dezenformasyon” tehlikesinden bahsetmeye başladı.
Bir sömürü, yağma ve ücretli kölelik düzeni olan kapitalist sistem devam ettiği müddetçe, çağ ne derece ilerlemiş olursa olsun, işçiler maden ocaklarında, fabrikalarda, atölyelerde en insanlık dışı ve en ilkel biçimlerde can vermeye devam edeceklerdir.
Emek ve halk düşmanlarından buna karşı adım atmalarını ve katliamın sorumlularından hesap sormalarını beklemek boşunadır. Zira onlar bunun bizzat sorumlusudurlar. Bunun için Soma katliamı sonrası yaptıklarına bakmak yeterli. Katliamın tüm failleri bir bir serbest bırakıldı. Madenciyi yerde tekmeleyen Yusuf Yerkel Frankfurt Konsolosluğuna ateşe olarak atanıp ödüllendirildi. İşçilerin avukatları tutuklandı vs. Amasra katliamının hesabını ancak ve sadece örgütlenen ve mücadele eden işçi ve emekçiler sorabilecektir.
Bundan dolayı emekten yana tüm işçi, emekçi, ilerici ve devrimcileri harekete geçmeye, sokağa çıkmaya ve katliamın hesabını sormaya çağırıyoruz.
BİR-KAR İşçi Komisyonu