Endonezya’da tekstil işçilerinin grevi
Endonezya’da, özellikle Batı Java’da, Majalenka’daki PT Visionland Global Giyim fabrikasında çalışan binlerce tekstil işçisi kadın 9 Nisan Perşembe günü greve gitti. Fabrika işçilerin bir bölümünü hafta sonunda eve göndermeyi planlıyordu. Bu, kapitalist patronun işçilerin sağlığı ile ilgili kaygılarından değil, aksine tedarik zincirlerinin parçalanmasından kaynaklanıyor. Grevdeki kadın işçiler paralarını ne zaman alacaklarının garanti edilmesini istiyorlar ve geçmiş ücretlerini, yıllık ikramiyelerini ve zorunlu olarak eve gönderildikleri sürede kendilerine ödenecek ücret talep ediyorlar.
Myanmar’da fabrikaların kapanmasına karşı gösteri
Myanmar’da Dagon Seikkanbei Yangon sanayi bölgesindeki dört fabrikadan yaklaşık 1.500 işçi, fabrikalarının kapatılmasına karşı 3 Nisan’da gösteri düzenlediler. 25 Mart’ta hükümet, Korona salgını önlemleri çerçevesinde kamu çalışanlarının yarısının evde kalmasını emretmişti. Kamu emekçilerinin ücretleri tam olarak ödenecekti. Tekstil işçileri de kamu çalışanları gibi tam ücret ödemesi talep ediyorlar. Bu arada, 6 tekstil fabrikası hükümet düzenlemelerine göre geçici olarak kapatıldı.
Pakistan’da doktor ve diğer sağlık emekçilerinden grev ve protestolar
Pakistan’ın Belucistan eyaletinin başkenti Quetta’daki yüzlerce doktor ve sağlık personeli 6 Nisan Pazartesi günü, korona salgını karşısında yetersiz hazırlık ve koruyucu ekipman eksikliği nedeniyle protesto düzenledi. Doktorlar ve diğer sağlık emekçileri eyalet şefine ait binanın önüne geldiklerinde polisin coplu saldırısına maruz kaldılar. 30 protestocu tutuklandı. Bu saldırıyı protesto eden sağlık emekçileri salı günü iki hastanede greve gitti ve sadece acil servisler ve doğum bölümünde hizmet verildi.
Amerika’da marangozlar koruyucu önlemler için grevde
Massachusetts eyaletinde yaklaşık 13.000 marangoz 6 Nisan’da grev yaptı. Marangozlar hem federal hem de eyalet hükümetlerinin yetersiz koruyucu önlemlerini protesto ettiler. Marangoz Bölge Konseyi, artan sayıda hastalık ve ölüm nedeniyle greve çağrıda bulunmuştu.
Sırbistan’da otomotiv işçileri iş bıraktı
Sırbistan’ta otomobil fabrikasında çalışan işçiler, korona virüsünün yayılmasına karşı yasal hükümlere uyulmasını talep ediyor
Şu ana değin 3 bin üzerinde Koronavirüs vakasına rastlanan ve 70’in üzerinde ölümün yaşandığı Sırbistan’da olağanüstü hal ilan edildi ve kamusal yaşam büyük ölçüde durdu. Ama Güney Kore otomobil tekeli Hyundai-Kia için parça üreten Yura’nın üç fabrikasında üretim devam ediyor. Bunu protesto için işçiler 8 ve 9 Nisan günlerinde Nis ve Raca’daki fabrikalarda iş bıraktı ve koronavirüsün yayılmasını önleyen devlet koruma düzenlemelerinin fabrikalarında da uygulanmasını talep ettiler.
Yasal olarak, 5.000 metrekarelik bir alanda iki metrelik mesafelerle maksimum 50 işçinin çalışabilmesi öngörülüyor. İşçiler Hyundai-Kia için ürettikleri kablo demetlerinin ve diğer elektronik aksesuarların üretildiği fabrikada bunun mümkün olmadığını ifade ediyorlar. Ayrıca şirketin Sırbistan’da çalışan 6 bin işçisi için yeterli ekipman sağlamadığını da belirtiliyorlar. Perşembe günü Raca’daki fabrikada çalışan ve N1 gazetecisiyle görüşen bir işçi polis tarafından gözaltına alındı. İşçi, 48 saat olan gözaltı süresi boyunca karakolda tutuldu.
Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Sırbistan’da da koronavirüs salgınının faturası işçilere ödetilmek isteniyor. 15 Mart’ta birey ve iş hakları konusunda geniş kapsamlı sonuçlar doğuran olağanüstü hal ilan edildi. Bu hafta sonu sokağa çıkma yasağı tekrar uzatıldı. Olağanüstü hal kapsamında kapitalistler 45 gün boyunca çalışmayı durdurabilir ve ücretleri kesebilir, işten çıkarabilir. Bazı yerlerde işten çıkarmalar başladı.
Yura’ın üç fabrikasında, işçiler “işverenin merhametine” bırakılmış durumdalar. Acil durum ilan edildikten sonra bile üretim uzun bir süre boyunca gerekli koruyucu önlemler almadan devam etti. Sendika Birliği Nezavisnost Başkanı Zoran Stojiljkoviç, işçilerin haklarından mahrum edildiğini söyledi.
Leskovac’taki Yura fabrikasında koruyucu önlemler sağlık yetkilileri ile işbirliği içinde iyileştirildi, ancak yerel sendikacıların yaptığı açıklamalara göre, işçiler arasında bilinen enfeksiyon vakalarına rağmen işçilere üretime devam etmeleri için baskı uygulanıyor. Cumartesi günü de vardiya konuldu ve işe gelenler nakit ikramiyelerle ödüllendirildi.
Yura, kötü koşullarda işçi çalıştırmasıyla bilinir. Raca’daki fabrika, devlet sübvansiyonlarının yardımıyla 2010 yılında açıldı ve o günden bu yana fabrika kötü çalışma koşulları nedeniyle sıkça kendinden söz ettirdi. Örneğin işçilerin tuvalet molaları yasaklandı, bunun yerine çocuk bezi giymeleri gerekiyordu. Devlet yetkilileri de denetleme görevlerini yerine getiremedi, çünkü hükümet ülkenin düşük ücret nedeniyle uluslararası yatırımcılara cazip gelmesi için çaba sarf ediyor.
Almanya’da temel hak ve özgürlükler için sesler yükseliyor
Almanya’da korona salgınıyla mücadele gerekçesiyle en temel hak ve özgürlüklere yönelik saldırılar emekçi kitleler arasında giderek daha fazla tartışılmaya başlandı. Bunlardan biri de Kuzey Ren Vestfalya eyalet parlamentosunda “Covid 19 salgını ile sürekli ve dayanışma içinde mücadele yasası”ydı. Yasayla ilgili olarak 6 Nisan Pazartesi günü dinlenen uzmanların görüşlerinden sonra, yasada düşünülen ve tıbbi mesleklerden vazgeçenler için planlanan zorunlu yükümlülük geri çekildi.
Plan, tıbbi uygulama yetkisi olan veya hemşirelik, acil servis veya diğer sağlık mesleklerinde eğitimini tamamlayan kişilerin salgınla mücadele için “acilen gerekli ve uygun” olduğu sürece “hizmet, mülk ve iş hizmetleri sağlamak” için zorunlu tutulabilmelerini içeriyordu. Yeni düzenlemede bunun yerine gönüllülerden oluşan bir liste üzerine düşünülüyor.
Çeşitli avukatlar tasarıyı anayasaya aykırı olarak değerlendirmişlerdi. “Düsseldorf Daha Fazla Hastane Personeli için İttifak” oluşumu 6 Nisan’da iş kıyafetleri ile parlamento önünde gece nöbeti düzenleyerek bu yasayı protesto etmişti. 9 Nisan’da da “Zorunlu yasaya -süresiz ve zorla çalıştırmaya-hayır! Sağlığımız pahasına tasarruf ve kâr değil! Baskı yerine dayanışma!” şiarı altında bir protesto gösterisi çağrısı yapılmıştı. Eylemde yapılan konuşmalarda sağlık emekçilerinin çalışma koşulları düzeltilmeden, eyalet parlamentosunun, demokratik hakları rafa kaldırarak sağlık emekçilerini zorla çalışmaya zorlayamayacağı vurgulandı. Sağlık emekçilerinin zaten üzerlerine düşenleri yaptığı, sağlık sektöründeki işten ayrılanların ise zaten gönüllü olarak salgın başladığından bu yana tekrar mesleklerini icra ettikleri söylendi.
