-Salgın sürecinin işçilere yansımaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Covid-19 pandemi sürecini maalesef sermaye ve onun işini görenler lehine çeviriyorlar. Ortada tezat bir durum yok mu sizce de dostlar. İşverenler sürekli, “biz sizin sağlığınız için önlemler alıyoruz, maliyetlerimiz arttı” diyerek telafi çalışması ya da ücretsiz izinleri dayatıyor. Bu bir insani durum. Tabi ki önlem alacaksınız ve aldığınız bu önlemleri lütuf olarak çalışanlarınıza sunamazsınız. Bizler risk alarak, fedakârlık göstererek sizin işinize sahip çıkıyorsak sizlerin de çalışanlarınıza sahip çıkmanız gerekmektedir.
-Bu süreçte sendikaların sessiz kalmasını neye bağlıyorsunuz?
Sendikaların maddi imkanları o koltuklara oturan kişileri değiştiriyor ne yazık ki. Trilyonluk arabaları, hesabı sorgulanmayan maaşları vb. birçok şeyleri var. Dolayısıyla koltuktan düşme korkusu sarmış içlerini ve bu sebeple sisteme ayak uyduruyorlar baştan aşağıya. Düzeni bu şekilde kurmuşlar, kendi düşüncesinde olmayanı da harcıyorlar.
-Bu süreçte işçiler fabrikalarda ne yapmalı, nasıl hareket etmeli?
Fabrikalarda, atölyelerde, tersanelerde virüs kol geziyor, her gün onlarca arkadaşımızı bizden alıyor. Ölüm ile açlık arasına sıkıştırılmışız. Sermaye bu salgın sürecinde bile yıllık izin, ücretsiz izin ve telafi çalışması gibi tekliflerle gelip canımızı yakmaktadır. Bizlere düşen görev ise bu süreçte işçi sınıfı olarak birleşerek kapitalizme ve faşizme karşı daha çok çalışarak daha çok büyüyerek mücadele etmektir.
Kızıl Bayrak / Gebze