İran’a uygulanan BM silah ambargosu sona erdi

2015 yılındaki anlaşmanın süresinin sona ermesiyle İran'ın silah alıp satması yönündeki ambargo son buldu.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 18 Ekim 2020
  • 22:42

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2007’den beri İran’a uygulanan silah ambargosunun süresi doldu. Konuyla ilgili açıklama yapan İran Dışişleri Bakanlığı, ambargonun 18 Ekim Pazar günü itibariyle sona erdiğini duyurdu. Buna göre İran'ın silah alıp satması önünde yasal bir engel kalmadı. Bakanlık açıklamasında, Tahran'ın şimdilik herhangi bir toplu silah alımı planlamadığı da vurgulandı.

“Konvansiyonel olmayan silah ve kitle imha silahları alımı ile konvansiyonel silahların toplu alımlarının ülkemizin askeri doktrininde yeri yoktur” açıklamasını yapan bir Dışişleri yetkilisi, “savunma söz konusu olduğunda kendi imkanlarımıza dayandığımızı belirtmek isteriz” dedi.

İran Dışişleri Bakanlığı açıklamasında şu ifadeler de yer aldı: “18 Ekim Pazar gününden itibaren, silah alım satımı ve teslimine, bu çerçevedeki mali faaliyet ve hizmetler önündeki tüm engeller kaldırılacaktır. İran, an itibarıyla her kaynaktan, herhangi bir hukuki kısıtlama olmaksızın, kendi savunma ihtiyaçları doğrultusunda gerekli silah ve teçhizatı temin edebilir ve kendi siyaseti doğrultusunda savunma silahlarını ihraç edebilir.”

Açıklamaların devamında, Tahran'ın 2015'te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) daimi üyeleri ve Almanya arasında imzaladığı nükleer anlaşma uyarınca, 13 yıldır uygulanan uluslararası silah ambargosu ile askeri personel de dahil, bazı İranlı yetkililere uygulanan uluslararası seyahat yasağının da etkisini otomatik olarak kaybettiği vurgulandı.

Dışişleri resmi sözcüsü Said Hatibzade, “İran’ın savunma ihtiyacının yüzde 90'ının kendi üretimi ile karşılandığını, dışa bağımlı olmadığını ayrıca belirtmekte fayda var” dedi.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de daha önce yaptığı bir açıklamada silah ambargosunun kaldırılmasının nükleer anlaşmanın bir sonucu olduğuna işaret etmişti.

İran ile altı ‘aracı devlet’ (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya) Temmuz 2015’te İran’la uzun süredir devam eden nükleer sorununun çözümü konusunda bir anlaşmaya varmışlardı. Anlaşma uyarınca, en geç 5 yıl içerisinde İran’a uygulanan silah ambargosu kalkacak, BM Güvenlik konseyinin onayı ile bu süreden önce de İran’a silah satışı yapılabilecekti. 

2018 yılında ABD, İran'la varılan nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekildi. İran’a ve ekonomik ortaklarına karşı yaptırımlar uygulayacağını duyurmuştu. Trump yönetimi, İran’ın petrol ihracatını sıfıra indirme “hedefini” ilan etmişti. İran petrolünün alınmaması çağrısı yapmakla kalmayan Trump, “Kim ki İran petrolünü alıyorsa ABD’nin hışmına uğrayacaktır” diye de tehditler savurdu.

ABD anlaşmadan tek taraflı çekildiği halde, hiçbir ‘uluslararası hukuka’ uymayan bir haydutlukla, Ağustos 2020'de BM Güvenlik Konseyine İran'ın Ortak Kapsamlı Eylem Planına uymadığı yönünde Dışişleri Bakanı Mike Pompeo aracılığı ile şikâyette bulundu. Trump yönetiminin histerik bir politika izleyerek Tahran'a yönelik yaptırımların devamını talep etmesi, BM Güvenlik Konseyi tarafından reddedildi. Bu sonuç, ABD için utanç verici bir fiyasko oldu. Zira bu girişiminde AB’deki müttefiklerinin bile desteğini alamadı. 

ABD, Ortadoğu’daki çıkarları ve çıkarlarının bekçisi olan terör devleti İsrail’in bekası için İran’ı teslim olmaya zorluyor. Bu nedenle her türlü ‘uluslararası hukuku’ çiğnemekte ve haydutlukta sınır tanımamaktadır. Ancak son dönemde Ortadoğu üzerindeki etkisi zayıflayan ABD, tüm haydutluklarına rağmen hedeflerine ulaşamıyor.