Uzun süreden beridir Erdoğan başta olmak üzere dinci-faşist rejimin temsilcileri “ulusal güvenlik” yalanıyla Suriye sınırları boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma hedefiyle askeri operasyonun an meselesi olduğunu fırsat buldukça tekrarlayıp duruyorlar. Efendilerinden yeşil ışık alamayınca “kimseden izin alacak değiliz” böbürlenmeleriyle daha da kudurgan açıklamalar yapıyorlar. Bu açıklamalara karşı bir çıkış da Fransa Parlamentosu’ndan geldi.
Fransa’da senatör Laurence Cohen’in girişimiyle 925 kişilik Fransa Parlamentosu’ndan farklı siyasi grupların mensubu olan 102 parlamenter ortak bir bildiri yayımladı. ‘‘Erdoğan’ın savaş çılgınlığına karşı çıkılmalı” başlıklı bildiri, Türkiye’nin Kürtleri ve kazanımlarını hedefleyen askeri operasyonuna karşı çıkılması çağrısında bulundu. Parlamenterler, dünyanın geri kalanını Ukrayna’ya odaklandığı bir dönemde Erdoğan’ın “Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlere karşı çok sayıda kanlı saldırı planladığını” savundu. Ankara’nın, “Ukrayna savaşıyla NATO’da merkezi bir rol oynamasından faydalanarak Suriye’nin kuzeyindeki saldırıları yoğunlaştırmak için Atlantik İttifakı’nın onayını elde etmeye çalıştığı” iddia edildi.
Batılı ülkelerin “artık başka yöne bakmaması gerektiği”ni ifade eden bildiride, Avrupa’daki Kürt aktivistlerin ve derneklerinin korunması da istendi. İmzacılar, Suriye’nin kuzeyinde uçuşa yasak bölge ilan edilmesi ve Suriyeli Kürtlerin koruma altına alınması için Fransa’nın konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne taşımasını istedi. Le Journal du Dimanche gazetesinde yayımlanan bildiride şunlar ifade edildi: ‘‘Batılı ülkeler artık Türk ordusunun ihlallerini görmezden gelmemelidir. Kürt savaşçılarının IŞİD’e karşı mücadeledeki kararlılığı tüm uluslararası toplum tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Ancak bugün unutulmuş görünüyorlar. Kürt müttefiklerimize bir kez daha saldırılmasına izin veremeyiz ve vermemeliyiz.”
Yanı sıra uluslararası camianın, Suriye’nin kuzey ve doğusundaki bölgeleri fiili olarak kontrol eden yönetimi tanıması talep eden bildiride şunlara yer verildi. “Suriye'nin kuzey ve doğusunda özerk yönetim tarafından kontrol edilen bölgelerde savaşın neden olduğu korkunç koşullara rağmen Kürt, Arap, Asuri-Keldani, Ermeni ve tüm etnik halklar bir arada yaşamakta ve kendilerini demokratik, feminist ve ekolojik bir sistem içinde örgütlemeye çalışıyor ve diyalog içinde barışı inşa etmek için mücadele ediyorlar…”