Çin’de Ulusal Halk Kongresi’nin yıllık toplantısı dördüncüsü başkent Pekin’de başladı. Çin Başbakanı Li Keçiang, 5 Mart’ta Büyük Halk Salonunda yaklaşık 3.000 delegenin bir hafta sürecek olan toplantısının açılışını yaptı. Başbakan Li açılış konuşmasında hükümet çalışma raporu hakkında açıklamalarda bulundu. Halk Kongresi, 2021’den 2025’e kadar yeni beş yıllık plana, Hong Kong için tartışmalı seçim reformuna, Tayvan ve Güney Çin Denizi gibi konulara odaklanacak.
Çin güçlü bir ekonomik büyüme hedefliyor
Ulusal Halk Kongresi’nin yıllık toplantısında Çin, 2021 için “yüzde altıdan fazla” ekonomik büyüme hedefledi. Başbakan Li Keçiang, “Yüzde altıdan fazla bir hedef, hepimizin tüm enerjimizi reformlara ve yeniliklere ayırmasını sağlayacaktır.” dedi. Giderek daha bağımsız hale gelebilmek için iç ekonominin gelişmesine öncelik verilmesi gerektiğini vurguladı. Ek olarak, inovasyona ve teknolojiye daha fazla yatırım yapılması gerektiğini savunarak dünyanın öteki ülkelerine olan teknolojik bağımlılığı azaltmak için de çalışılacağına dikkat çekti.
İç pazara öncelik
Çin, rotayı belirleyerek kendisini ABD’nin uyguladığı yaptırımlar ve küresel korona krizi açısından ekonomik ve teknolojik olarak dünyanın öteki ülkelerinden daha bağımsız hale getirmek istiyor. “Koronavirüs dünyada daha da yayılıyor, uluslararası belirsizlik ve istikrarsızlık artıyor ve küresel ekonomi büyük zorluklarla karşı karşıya.” diyen Li, Çin’in, teknoloji sektöründeki yabancı ülkelerden daha bağımsız hale gelmek, yeniliğe daha fazla yatırım yapmak ve iç pazara daha fazla odaklanmak istediğini belirtti.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi için yaklaşık yüzde yedi büyüme hedefinin sürpriz olduğu belirtiliyor. Geçen yıl pandeminin neden olduğu belirsizlikler nedeniyle Başbakan her zamanki gibi böyle bir zorunlu hedef koymaktan kaçınmıştı. 2020 yılı başında ekonomide yaşanan durgunluğa rağmen Çin, yüzde 2,3 büyüme sağladı. Dünya korona durgunluğundayken Çin, büyüme gösteren tek büyük ekonomi olmuştu. Ekonomik büyüme hedefi çerçevesinde bu yılki kalkınmanın en önemli hedeflerinden biri de şehirlerde 11 milyon yeni istihdam ve yüzde 5,5 civarında işsizlik oranıdır.
“İki döngü” politikasıyla Çin, ABD yaptırımları ve küresel kriz karşısında kendisini daha bağımsız hale getirmek istiyor. Li Keçiang, beş yıllık planın bir parçası olarak stratejinin “iç talebi genişletme, arz tarafında yapısal reformları yoğunlaştırma ve inovasyona dayalı kalkınma ve yüksek kaliteli tekliflerle yeni talep oluşturma” şeklinde takip edilmesi gerektiğini söyledi.
Yenilik, modernizasyon hedefinin merkezinde yer alıyor. “Çin’in gelişimini stratejik olarak desteklemek için bilimimizi ve teknolojimizi güçlendireceğiz” diyen Li, dijitalleşmenin daha da hızlandırılması gerektiğini belirtti: “Dijital bir toplum, dijital bir hükümet ve sağlıklı bir dijital ekosistem geliştirmek için daha hızlı çalışacak.” Araştırma ve geliştirme harcamalarının yılda %7’den fazla artması, ekonomik çıktının payının eski beş yıllık plana göre daha yükseğe çıkması bekleniyor.
Militarist harcamalarda yüzde 6,8 artış
Çin, askeri harcamalarında keskin bir artış planlıyor ve askeri harcamalarını yaklaşık yüzde 7 artırıyor. Askeri bütçede beklenen keskin artış, ABD, Hindistan, Tayvan ve tartışmalı Güney Çin Denizi ile gergin güvenlik durumunun ortasında geldi. “Ordunun, ülkemizin egemenliğini, güvenliğini ve kalkınma çıkarlarını korumak için stratejik yetenekleri genişletiliyor” denilerek, orduya 176 milyar euro harcanması planlanıyor. Bu, silahlı kuvvetlerine yaklaşık üç kat daha fazla yatırım yapan Amerika Birleşik Devletleri’nin ardından Çin’i dünyada ikinci sıraya koyuyor.
Başbakan Li Keçiang 3.000 delegeye hitaben, “Genel olarak askeri eğitimi ve hazırlığı artıracağız ve her alanda ve her durumda güvenlik risklerine yanıt vermek için genel planlar yapacağız” diyerek, “Ordunun, ülkemizin egemenliğini, güvenliğini ve kalkınma çıkarlarını korumak için stratejik yetenekleri genişletiliyor.” vurgusu yaptı.
Ülkenin “büyük yenilenmesinin” önemli bir parçası olarak Çin Devlet Başkanı ve parti lideri Şi Cinping, silahlı kuvvetlerin modernizasyonunu büyük ölçüde ilerletmek istiyor. Berlin’deki Çin Merics Enstitüsü’nden uzman Helena Lagarda, “Bu, uluslararası nüfuz açısından dünyada lider olmayı ve savaşları ‘savaşıp kazanabilen’ birinci sınıf bir orduya sahip olmayı içerir” yorumunu yapıyor. Beklenen yüzde yedi civarında artışın Pekin’in hedeflerini ve mevcut uluslararası duruma ilişkin endişelerini yansıttığını vurgulayan Lagarda, “Komünist Parti bakış açısına göre, güçlü ve modern bir ordu, Çin’in 2049 yılına kadar küresel bir güç haline gelmesinin ön şartıdır.” diyor.
Parlamento Başkanı da askeri bütçedeki artışı savundu. Ulusal savunmayı güçlendirme çabalarının başka bir ülkeye yönelik olmadığı ve bir tehdit oluşturmadığı belirtildi. Çin’in egemenliğini ve kalkınmasını güvence altına almak ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmek için “yeterli ve sürekli bir artışın” gerekli olduğu savunuldu.
Başbakan Li, Hong Kong ve Tayvan’ı çevreleyen tartışmalar konusunda da açık uyarılarda bulundu. Bir saat süren konuşmasında, Hong Kong’daki “dış güçlerin müdahalesine” karşı çıktı. Çin Özel İdari Bölgesi’nin “yurtseverler tarafından yönetilmesini” sağlamak için adımlar atılmasını savundu. Çin liderliğinin, Tayvan’da bağımsızlık isteyen “ayrılıkçı faaliyetlere” karşı da kararlı adımlar atacağını belirtti. Pekin, demokratik ve özgür ada devletini Çin’in bir parçası olarak görüyor.
Kaynak: Frankfurter Allgemeine, Die Zeit