Alman devletinden rekor düzeyde silah ihracatı

Dünyanın dört bir yanındaki savaş ve gerilim bölgelerine silah ihracatını onaylamak, Ukrayna’daki savaşı kışkırtmak, Siyonist soykırımı desteklemek ve silahlanma yarışında başı çekmek, Alman emperyalizminin olası büyük savaşlara hazırlık kapsamında attığı adımlardır.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 28 Aralık 2023
  • 08:00

Alman federal hükümeti bu yıl en az 11,71 milyar Euro değerinde silah ihracatını onaylayarak yeni bir rekora imza attı. 2021’deki en yüksek seviye olan 9,35 milyar Euro, aralık ayı ortasında yüzde 25 aşıldı. Geçen yıla göre ise artış yüzde 40 oldu. Onaylanan ihracatın üçte birinden fazlası (4,15 milyar Euro) güya savunma amacıyla Ukrayna’ya gitti. Bu, 2022’deki satışın (2,24 milyar Euro) neredeyse iki katı kadardır. 11.71 Euro’luk satış ise, 1 Ocak-12 Aralık 2023 tarihleri arasındaki dönemi kapsamaktadır. Bu dönemde hükümet 6,15 milyar Euro değerinde silah, 5,67 milyar Euro değerinde diğer askeri teçhizat ihracatını onayladı. Federal hükümet İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi ülkeler için de 1,76 milyar Euro değerinde silah, teçhizat ve mühimmatın satışını serbest bıraktı.

Trafik ışığı hükümeti, koalisyon görüşmelerinde SPD ile Yeşiller'in ısrarıyla, güya silah ihracatını durdurmayı ve bu amaçla bir denetim yasası çıkarmayı amaçlıyordu. Ardından Ukrayna savaşıyla birlikte silahlanma politikası söyleminde U dönüşü yaparak militarizm ve savaş çığırtkanlığı yarışında ön sıralarda yer aldılar. Devam eden bir savaşa silah sevk etmeme kuralı anında bir kenara atıldı. Şansölye Olaf Scholz (SPD), 27 Şubat 2022’de yaptığı “dönüm noktası/Ziet wende” konuşmasında bütün sınırları kaldırdı. Nitekim Alman devleti Ukrayna savaşında aktif taraf olan emperyalist güçlerden biri oldu. Savaşın ilk yılında Ukrayna’ya uçaksavar sistemleri ve ağır toplar da dahil olmak üzere 2,24 milyar Euro değerinde silah teslimatını onaylayan hükümet, bu yıl Leopard 2 ana muharebe tanklarını da eklediler.  

İsrail’e teslimatlar 10 kat arttı

Siyonist İsrail rejimi, 323,2 milyon Euro’luk teslimatla yedinci sırada yer alıyor. Bu oran, 2022 yılının tamamındaki teslimatın (32 milyon Euro) yaklaşık on katına tekabül ediyor. Bakanlığın daha önce verdiği bilgiye göre, İsrail’e yönelik 200’den fazla iznin çoğunluğu, Hamas’a 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırıdan sonra verildi. Bunun, özellikle de hava savunma ve haberleşme teçhizatını kapsadığı belirtiliyor. İsrail’in yanı sıra Güney Kore (256,4 milyon Euro) ilk 10’da NATO üyesi olmayan tek ülke konumunda. Bu yıl, Birleşik Arap Emirlikleri (30 Kasım’a kadar 78,2 milyon Euro), Mısır (40,3 milyon Euro), Katar (15,1 milyon Euro) ve Suudi Arabistan da dahil olmak üzere Arap bölgesindeki devletlere silah teslimatına izin verildi.

Yeşillerden ve SPD’den “eleştiri” 

Rekor silah ihracatı konusunda konuşan hükümet ortağı Yeşiller Partisi lideri Omid Nouripour, “kontrol yasası” üzerine erken anlaşma yapılması çağrısında bulunuyor. Nouripour dpa'ya yaptığı açıklamada “silah satışında yüksek seviyenin kötü haber olduğunu, çünkü bunun aynı zamanda dünyadaki durum hakkında da bir şeyler söylediğini” ifade etti. Oysa militarizm, silahlanma ve savaş politikasına angaje olan hükümetin en gözü dönmüş savaş çığırtkanları da Yeşiller Partisi’nin önde gelen isimlerdir.

 SPD'li dış siyasetçi Ralf Stegner de rekoru "kötü haber" olarak nitelendirdi. "Kriz bölgelerine ve diktatörlüklere silah sağlamamamız konusunda hâlâ tavsiyede bulunacağımıza inanıyorum." dedi. Özellikle AB ve NATO dışındaki üçüncü ülkelere, “tam olarak yerleşik demokrasiler arasında yer almayan” ülkelere silah ihracatını eleştirdi. Suudi Arabistan’ı buna örnek gösterdi. Bu tür eleştiriler riyakarlık kokmaktadır. Zira silahlanma ve savaş politikasının başında kendi partisi SPD var. Bu arada CDU dış siyasetçisi Roderich Kiesewetter ise Federal hükümete, “Suudi Arabistan’a Eurofighter jetlerinin teslimi konusundaki blokajından vazgeçmesi” çağrısında bulundu. Böyle bir rota değişikliğin, “örneğin Suudi Arabistan’ın Batı kampından uzaklaşıp Çin’e katılmasını önlemek için de gerekli olduğunu” savundu.

Görünen o ki, dünyanın dört bir yanındaki savaş ve gerilim bölgelerine silah ihracatını onaylamak, Ukrayna’daki savaşı kışkırtmak, Siyonist soykırımı desteklemek ve silahlanma yarışında başı çekmek, Alman emperyalizminin olası büyük savaşlara hazırlık kapsamında attığı adımlardır.