ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan’ı ziyaret ederek yarattığı krizi, Washington’daki savaş kundakçılarının daha da körüklemek istediği anlaşılıyor.
Pelosi’nin provokatif Tayvan ziyaretine Çin sert tepki göstermiş, günlerce süren gerçek mühimmatın kullanıldığı askeri tatbikatlar yapmıştı. Çin yönetimi, Tayvan’a müdahalenin "kırmızı çizgi" olduğunu, bunu "içişlerine müdahale" kabul ettiğini ilan etmişti. Her vesile olduğunda bunu tekrarlıyor da.
Pelosi’nin Tayvan’a gitmesinden 12 gün sonra bir Kongre heyetinin daha Tayvan’a gönderildiği bildirildi. ABD'nin Tayvan'daki resmi değil ama fiili büyükelçiliği olan Amerikan Enstitüsü’nden yapılan açıklamada, Demokrat Partili Massachusetts Senatörü Ed Markey'in başını çektiği 5 kişilik heyetin, Asya turu kapsamında Ada'yı ziyaret ettiği belirtildi.
Açıklamada, “Heyetin, üst düzey yetkililerle, ABD-Tayvan ilişkileri, bölgesel güvenlik, ticaret, yatırım ve diğer konularda görüşmeler yapacağı” kaydedildi.
Görünen o ki, ABD’deki savaş kundakçıları Tayvan’ı Çin’in "yumuşak karnı" olarak değerlendiriyor, bundan hareketle de Çin’i provoke etmek için Tayvan’ı kullanıyor. Nitekim ikinci provokasyona da tepki gösteren Çin yönetimi, Kongre heyetinin Tayvan’a gitmesini “provokatif, kışkırtıcı, sinsi bir hareket” olarak değerlendirdi.
Bu arada Çin yönetiminin bu provokasyona ilki kadar sert tepki göstermemesi dikkat çekti. Bunan dolayı olsa gerek bu ziyaret henüz ilki kadar gündem olamadı. Ancak bu, Çin’in ziyaretten çok rahatsız olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
ABD’nin Tayvan üzerinden provokasyonlar gerçekleştirmesi, Çin’le gerilimi buradan tırmandırmaya devam edeceği izlenimi veriyor. Zira Çin’le gerilimi tırmandırmak için bir aparata ihtiyaçları var. Halihazırda ellerinde Tayvan dışında işlevli bir aparat bulunmuyor. Bundan dolayı döne döne aynı aparatı kullanıyorlar.
ABD’nin provokasyonlarla gerilimi tırmandırmasına Çin henüz somut bir karşılık vermedi. Buna karşın Çin’in olası bir askeri çatışmaya hazırlandığına dair veriler de artıyor. ABD’yle savaşmak istemediği kesin olmakla birlikte, çıkar çatışmalarının silahlı boyuta taşınabileceğini bilen Çin yönetimi, buna göre hazırlık yapıyor. Bu ise çatışma riskinin artmaya devam edeceği anlamına geliyor.