SVB (Silikon Vadisi Bankası) krizine bakınca kapitalizmin yapısal krizinin ana unsurlarını görebiliyoruz.
Bir taraftan, 300 trilyon dolar borç, 600+ triyon dolar türev piyasası üstüne hızla artmaya başlayan faizlerin basıncının finans sektörünü bir yerinden delmesi kaçınılmazdı. Diğer taraftan, hiçbir bankada, bir krizde, tüm mevduatları karşılayacak nakit/kaynak bulunmaz. Bu nedenle mevduat sahiplerinin zarar görmesini önlemek için devlet kimi garantiler sunar. ABD’de 65.000 dolara kadar olan mevduat sigortası, 2018’de 250.000 dolara çıkarıldı. O sırada, teknoloji sektöründe, “yeni başlayanlarla” (startups) önde gelen yatırımcılarla çalışan SVB, kredilendirdiği yatırımcıları, mevduatlarını bankada tutmaya zorluyor, 250.000 dolar sınırının çok üzerinde mevduat hesapları oluşuyordu. SVP topladığı mevduatların önemli bir kısmını hazine kâğıtlarına yatırıyordu.
İki gelişme bu dengeyi bozdu: COVID krizinin teknoloji sektörüne getirdiği ek talebi karşılamak için hızla genişleyen personel, kapasite, COVID biterken yük olmaya başladı. İkincisi, merkez bankası faizleri artırmaya başlayınca, kredi maliyeti artmaya, hazine kâğıtlarının fiyatları düşmeye başladı.
Teknoloji sektörü 2022 yılında 241 bin 176 kişiyi işten çıkardı. İşten çıkarmalar 2023 yılında hızlanarak ilk 8 haftada 176 bini geçti. Şirketler, kapasite fazlasını eritmeye, yeni yapay zekâ araçlarına dayanarak otomasyonu hızlandırmaya çalışıyorlardı. Yeni mevduat girişi yavaşlar, SVB’nin mevduatlara karşılık tuttuğu kâğıtların değeri düşerken, sektörün uzmanlarından, Byrne Hobart şubat bülteninde, SVB’nin varlıklarının piyasa değerinin, mevduatların 1/185’ine gerilediğini yazınca, büyük mevduat sahipleri paniğe kapılıp kaçmaya başladılar. O zaman anlaşıldı ki, 250.000 dolar sınırının çok ötesinde, milyonlarca dolarlık mevduatlar söz konusuydu. SVB’den geçen hafta bir günde 42 milyar dolar çekildi. (Wall Street Journal)
Bu SVB krizinin banal yanı. İlginç yanıysa, aslında teknoloji sektöründeki “olgunlaşmanın” bir semptomu olması. Geopolitical Futures editörü, George Freeman’ın, SVB krizi başlamadan az önce yazdığı gibi sektör uzun süredir “yeni radikal” inovasyonlar gerçekleştiremiyor; var olan inovasyonları metalaştırmak üzerinde yoğunlaşıyor. Freeman’ın işaret ettiği aşamada “aşırı birikim” sorunu kaçınılmaz oluyor. Yaygın işten çıkarmalar, milyonlarca dolara ulaşan mevduat (atıl para), “startups” yatırımlarının gerilemesi bu duruma işaret ediyor.
Rivayet şöyle: Kapitalizm rekabete, risk almaya dayanır; hata yapan, kârlılığı koruyamayan yok olur. Bu kendi fazlasını kendi temizleyen dinamik bir sistemdir. Gerçekteyse, sermaye “kâr makinesiyse” insan da “arzulayan makine”, bu ikincisi devleti ele geçiriyor, hata yapan verimsiz sermayeyi yok eden dinamiği durduruyor.
SVB krizinde de öyle oldu, Financial Times’ın aktardığı gibi, hazine bakanı yardımcısı 1000+ SVB müşterisiyle bir “Zoom” toplantısı yapmaya zorlanmış. Bu plütokrasi, hazine bakanlığını, bu sektörün ABD’nin askeri, jeopolitik geleceği için ne kadar önemli olduğuna, SVB batarsa inovasyonun öleceğine ikna etmişler. Toplantının ardından hazine bakanlığı, ayrım yapmadan tüm mevduatları koruma altına aldı.
Bir yorumcu “Hurra, herkesi kapsayan bir ulusal sağlık sistemine kavuştuk (bankalar için)” diyordu.
Cumhuriyet / 20.03.23