Türkiye, Suriye’nin kuzeydoğusuna yani Kürtlerin öncülüğünü yaptığı Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) kontrolündeki bölgelere yönelik bir kez daha operasyon yapmaya hazırlanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Güvenlik Kurulunun Suriye gündemi ile toplanacağının sinyalini veren bir açıklama ile Türkiye’nin operasyon niyetini duyurdu.
Haliyle yeni gündemimiz bir kez daha Suriye...
Duruma ve olasılıklara sıkça sorulan sorular üzerinden bakalım.
Türkiye gerçekten bir sınır ötesi operasyon daha yapabilir mi?
Önceki operasyonların yapıldığı şartlara ve Türkiye’deki mevcut iç ve dış siyasi duruma bakıldığında; evet bence bir sınır ötesi askeri operasyon oldukça mümkün ve açıkçası sahayı yakından izleyenlerin beklediği bir durum.
Bu defa operasyonların hedefleri nereler?
Buna kesin yanıt vermek pek mümkün değil ancak Tel Rıfat, Kobani (Ayn El Arab) ve Menbiç oldukça yüksek olasılıklar gibi görünüyor.
Neden bu bölgelerde olasılık daha yüksek?
Tel Rıfat ve Menbiç, Fırat’ın batısında. Ayrıca Türkiye’nin desteklediği grupların kontrolündeki bölgelerle sınır. Şöyle ki, Menbiç’in kırsalında bu silahlı gruplar varken içinde ağırlıklı olarak kontrol SDG’de. Menbiç, Fırat’ın doğusu ile batısı arasındaki bağlantıyı sağlayan son yerleşim birimi. Menbiç’ten yarısı hâlâ kullanılabilir durumdaki bir köprü ile SDG’nin kontrolündeki bölgelere geçilebiliyor. Tel Rıfat ise Halep kırsalında ve yine bir kısmı TSK’nin desteklediği gruplarda bir kısmı SDG’de.
Hem Tel Rıfat hem de Menbiç’te özel bir durum daha var. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’nin desteklediği gruplar üzerinden bu bölgelere yönelik operasyon yapabileceği söylentilerinin ardından Rusya’nın da devreye girmesi ile her iki ilçeye Suriye ordusu yerleşti. Aslında bu anlaşmalara göre bu bölgelerin idari, güvenlik vs. her açıdan Suriye ordusuna ve Şam’a devredilmesi öngörülüyordu. Ancak şartlarla birlikte anlaşmaların da sıkça değiştiği Suriye’de bir kez daha anlaşmanın içeriği ile pratiği arasındaki fark ortaya çıktı. Suriye ordusunun hâlâ bu bölgelerde olduğu ancak varlığının oldukça sembolik düzeyde kaldığı söylenebilir.
Türkiye’nin olası operasyonunda Suriye ordusu sembolik de olsa varlık gösterdiği yerlerden çekilmezse TSK’nin desteklediği gruplarla Suriye ordusu çatışmaya başlamış olacak gibi görünüyor.
Kobani yani Ayn El Arab’ı muhtemelen herkes biliyordur. Fırat’ın doğusundaki bölgenin kapısı sayılabilir.
Rusya bu işe ne der, Amerika ne yapar?
Türkiye’nin bir operasyona daha girişmesinden memnun olmayacakları açık. ABD’den “Bir operasyon istikrarı bozar” mealinde açıklamalar da gelmeye başladı. Avrupa ülkeleri, bölge ülkeleri, Arap Ligi gibi çevreler de rahatsız olduklarını dile getirecektir. Ancak Türkiye’ye geri adım attıracak caydırıcı bir çıkış yapılır mı? Oldukça zayıf bir ihtimal.
Ukrayna savaşı ile Suriye’nin ne alakası var?
Oldukça ilişkili. Suriye’deki vekalet savaşının tarafları olan Türkiye-Rusya-ABD Ukrayna’daki savaşın da doğrudan ya da dolaylı tarafları durumunda. Şöyle ki; Türkiye, Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmak niyetinde değil. Oligarklar başta olmak üzere Rus sermayesinin güvenli bir yer arayışında yine Türkiye öne çıktı. En önemlisi de Türkiye, Rusya’nın şiddetle karşı çıktığı Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği konusunda veto kartını kullanıyor. Türkiye’nin Suriye’de veya bir başka meselede bunca desteğin karşılığını istemesi oldukça muhtemel!
ABD açısından da yine Türkiye’nin NATO’daki veto kartı, Rusya ile ilişkileri gibi dikkate alması gereken şartlar var. Ayrıca ABD’nin Türkiye’ye “Ben sana operasyon yaptırmam” şeklinde çıkışması hiç olası değil.
Türkiye Rusya ve ABD’ye rağmen mi operasyon yapacak?
Görünüşte öyle olacak muhtemelen. Zaten Türkiye’de seçim söylentileri bu kadar yoğunlaşmışken “dünya devlerine kafa tutan Türkiye” hikayelerine duyulan ihtiyacı açıklamaya gerek yok. Ancak pratikte Türkiye’nin (sembolik de olsa) ABD askeri, siyasi, ekonomik varlığının bulunduğu yerlerden uzak durması beklenebilir. Kaldı ki, olası operasyon bölgeleri yani Menbiç, Tel Rıfat ve Kobani ABD varlığının olmadığı yerler.
Çok beklenmedik bir gelişme olmazsa Türkiye’nin Rusya ve ABD ile sahada karşı karşıya gelmeden, medyada ve siyasi söylemlerde ifade edilenin aksine sınırlı bir operasyon yapması mümkün.
Bir sınır ötesi operasyonla Türkiye’nin muradı nedir? Tek sebep seçim mi?
En önemli sebeplerden birinin seçim süreci olduğu söylenebilir. Gerek Türkiye’deki ekonomik durumun görünür kılınması ve gerekse muhalefetin sıkça dile getirdiği söylemleri elinden almak açısından bir sınır ötesi operasyon oldukça ‘işlevsel’ görülebilir. Özellikle de, Türkiye kamuoyunun ve muhalefetin önemli bir kısmının hassas olduğunu her fırsatta vurguladığı mülteciler ve PKK üzerinden söylemlerin öne çıkarılması mümkün. Bu iki söylem, mülteciden ödü kopan Avrupa’yı ve bir sınır ötesi operasyona iç kamuoyunu ikna konusunda da Türkiye’yi etkileyen anahtar kelimeler!
Mültecilerle Fırat’ın doğusuna operasyonun ne alakası var?
Aslında mültecilerle çok alakası yok, ancak mevcut somut duruma bakılınca yok. Sonuçta Fırat’ın doğusunda öz yönetim bölgesinde yaşayanlar oranın yerli halkı. İnsanların evlerini, arazilerini ellerinden alıp başkasına vermeye mi girişecek Türkiye? Bu kısa vadede bir ihtimal, işe yarasa da orta ve uzun vadede çok ama çok sorunlu bir girişim olacaktır.
Muhtemelen “Ama Afrin örneği var. Neden aynı şey Kobani’de de olmasın?” diye soranlar çıkabilir. Afrin ile Kobani gerek demografi ve gerekçe siyasi açıdan birbirlerinden çok farklı. Kobani’nin de yer aldığı Fırat’ın doğusundaki bölge Kürt siyasi ve askeri oluşumlarının yoğunlaştığı merkez. YPG/SDG, Afrin’e Türkiye’nin desteklediği gruplar girmeden çok önce de lojistik sağlama konusunda birçok sorun yaşıyordu. Kısacası, Kamışlı ile Afrin ve Halep kırsalı birbirlerinden oldukça farklı. Haliyle Fırat’ın doğusunda bir demografi değiştirme girişimi hiç ama hiç kolay olmayacak gibi görünüyor.
Böylesi bir operasyon “PKK’yi bitirir” mi?
Rusya’nın ağırlıklı olarak Şam yanlısı olduğu biliniyor. ABD de Türkiye’nin yeni operasyonuna caydırıcı seviyede tepki göstermese de amiyane tabirle “Oraları tamamen Türkiye’ye bırakmak” istemeyecektir. Kaldı ki, son olarak Biden yönetimi, SDG’nin kontrolündeki bölgelerin Suriye’ye yönelik yaptırımlardan muaf tutulması yönünde oldukça önemli bir adım attı.
Dolayısıyla, Ankara’nın Fırat’ın doğusuna yönelik bir operasyondan muradı gerçekten “PKK’yi etkisiz hale getirmek, Kürt siyasi yapıları tamamen ortadan kaldırmak” ise, bu amacın bir operasyonla gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. Çünkü, bunun için Türkiye’nin Kamışlı ve Haseke içlerine kadar sarkması, Kürtlerle birlikte o bölgedeki Arapların bir kısmını da karşısına alması gerekiyor.
Velhasıl; Türkiye’nin büyük ihtimalle Irak’ın bir kısmını da kapsayacak bir operasyon başlatması oldukça mümkün ancak operasyona gerekçe olarak gösterilen mültecilere gidecek alan açma ve o arada da PKK’yi etkisizleştirme amaçları ne kadar gerçekçi; belirsiz!Ancak en azından Ankara tarafından desteklenen silahlı grupların ailelerine yaşayacak yer bulmak, Suriye’nin kuzeyinde belki ileride Türkiye’ye katılma niyeti ile öne çıkacak bir kuşak yaratma, bu vesileyle toprak genişleten liderlik olarak ölümsüzlük payesi kazanmak gibi bir taşla birkaç kuş niyeti de olabileceğini göz önünde bulundurmak gerek.
Aslında bu meselenin başka boyutları da var ancak gelecek haftalarda devam ederiz. Zaten uzunca bir süre Suriye konuşmaya devam edeceğiz!
Evrensel / 26.05.22