Suriye’de savaş bitti mi? Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a göre bazı bölgelerde hâlâ gerginlikler olsa da savaş sona erdi! Ankara’daki Suriye zirvesi öncesi sarf edilen bu sözler gerçeğin sadece küçük bir kesitini sunuyor.
Savaş bitmedi elbette ki. Sekizinci yılını geride bırakmak üzere olan kirli savaşın sadece ilk bölümü bitmek üzere. İdlib’in alınmasıyla radikal İslamcı cihatçı defteri kapanmış olacak. İdlib parantezinin kısa sürede kapanacağı ortada. Ancak asıl büyük savaş bundan sonra başlayacak.
Suriye’nin “yavaş yavaş normal ve huzurlu bir hayata döndüğünü” iddia eden Lavrov’un aksine paylaşım, nüfuz, güç mücadelesinde yeni bir döneme girildi.
Şimdi savaşın ikinci bölümündeyiz. Ülkeyi daha büyük tektonik kırılmalar bekliyor. Sahada da masada da büyük kapışmalar yaşanacak.
Sahadaki savaş
Suriye halihazırda dört hatta beş parçalı. Ülkenin kuzeyinden güneyine Fırat’ın doğusundan batısına dört bir taraf farklı çıkar gruplarının tahakkümü altında.
İdlib Selefi/Vahabi cihatçıların, Fırat’ın doğusu ABD şemsiyesi altındaki SDG’nin, Cerablus’tan Afrin’e kadar uzanan kuzey hattı TSK-ÖSO’nun kontrolünde. Güneyde Ürdün sınırındaki El Tanf’ta da yine ABD var.
İdlib, kısmen bir kenara bırakılacak olursa, diğer parçalardaki çıkar mücadeleleri uzun erimli bir savaşın habercisi. Bütün yığınağıyla Fırat’ın doğusuna yerleşen ABD’nin buralardan kısa vadede çıkmasını beklemek safdillik olur. Hakeza El Tanf’ta da benzer pozisyonda.
ABD’nin Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ilişkisi dönemsel olmaktan çıkıp stratejik bir ortaklığa dönüşmek üzere. SDG’nin ana omurgasını oluşturan YPG ile sürdürülecek bu ittifak ilişkisi derinleştikçe, kriz hem Türkiye hem de Suriye devleti nazarında derinleşecektir.
Türkiye’nin kuzey Suriye’den çıkması da başka türlü pazarlıkların, denklemlerin sonucunda olacak. Bir çırpıda buralardan çıkılmayacağı gibi, Fırat’ın doğusuna yönelik güvenli bölge tasavvurları sınırın diğer yakasındaki varlığın daha da kalıcılaştırılmak istenmediğinin göstergesi.
Şam yönetiminin İdlib sonrasında sıranın Cerablus ve Fırat’ın doğusana geleceğini her fırsatta deklare etmesi Lavrov’un iddia ettiğinin tersine yeni çatışmaların habercisi. Şam yönetimi üçlü Rusya-Türkiye-İran zirvesi öncesinde BM’ye mektup göndererek SDG’nin kontrolündeki bölgeleri geri alacaklarını ifade etti.
Masadaki savaş
Yeni dönemde sahadaki gelişmeler kadar, kapalı kapılar ardında yapılacak pazarlıklar da belirleyici olacak. Masadaki pazarlığı ise sahadaki güç dengesi belirleyecek. Aktörler sahadaki kazanımları ölçüsünde diplomasi masalarına oturacak.
Suriye’ye biçilmek istenen yeni anayasa masa başındaki, Fırat’ın doğusu ise sahadaki en zorlu etaplar olacak. Her iki mesele de daha çok su kaldıracak. Anayasa çalışmaları başlasa da ağır aksak ilerliyor. Anayasa komitesinde kimlerin ne oranda yer alacağı büyük pazarlık konusu.
Ankara’daki dünkü üçlü zirve güç mücadelesinin bir göstergesiydi. Savaş sonrası yeni Suriye’nin dizaynı Ankara da dahil Moskova, Cenevre ve Viyana’da yapılacak zirvelerde şekillenecek.
Kim ne alacak?
Bütün mesele güç mücadelesinde kimin ne kadar pay alacağıyla ilgili. Askeri, siyasi yığınaklar buna dair. Astana Süreci ülkelerinin alacağı mesafe sınırlı. Üç ülkenin de kendi ajandaları var, çıkarları çatışıyor. Rusya’nın da ABD’yi karşısına alma gibi bir niyeti yok. Fırat’ın batısında tahakküm alanını güçlendirmenin peşinde. İdlib’le birlikte istediğini de büyük oranda elde etmiş olacak.
Benzer şekilde ABD’nin de şu süreçte Rusya ile bir sıcak çatışmayı göze alma gibi bir derdi yok. Karşılıklı güç mücadelesinde fiili olarak ülke Fırat Nehri’nden ikiye bölündüğüyle kalacak. Yer yer yaşanacak kimi gerginliklere rağmen her iki ülke de kendi hegemonik alanlarında at koşturacak. İran ve Türkiye iki küresel aktöre eklemlenen önemli bölgesel aktörler olsalar da tek başına oyun kurabilecek kapasitede değiller. Pozisyonu en kötü ülke ise Türkiye. Fırat’ın doğusunda ABD, batısında Rusya ile hareket eden Türkiye’nin günün sonunda elinde bir hiçle ortada kalması kuvvetle muhtemel.
Özetle birçok aktörün sahne aldığı, çıkarların iç içe geçtiği Suriye’de savaş kısa sürede sönümlenecek gibi değil.
BirGün / 17.09.19