Honduras’la başlayan Brezilya, Paraguay, Venezuela ile devam eden ABD destekli darbeler/müdahaleler zincirinin son halkası Bolivya oldu. Ülke tarihinin ilk yerli başkanı olan Evo Morales’in istifasıyla sonuçlanan süreç açık bir Amerikan darbesidir. Latin Amerika’ya yönelik saldırının bir parçası olan darbe, halktan yana ileri alternatifleri işbirlikçi muhalefet, satın alınan ordu ve paramiliter çetelerle yıkma girişimidir.
ABD emperyalizminin “arka bahçesi” Latin Amerika’da yeni bir darbe, müdahale süreciyle karşı karşıyayız. Doğrudan bir müdahale yerine işbirlikçi “taşeron”, “vekil” unsurlarla istediğini elde etme stratejisi devrede. İki binli yılların başlarından itibaren bütün bir kıtayı etkisi altına alan sol/sosyal demokrat iktidarlara karşı gerçekleştirilen “darbe”lerde uygulanan taktikler aşağı yukarı aynı; Öncelikle seçim sonuçlarını tanımamak, ardından sokaklara dökülerek şiddete başvurmak sonrasında da istikrarsızlaştırılan ülkede dış müdahale çığırtkanlığı yapmak.
Bu bir Amerikancı darbedir
Bolivya’da hayata geçirilen Venezuela senaryosu da adım adım uygulandı. Seçim sonuçlarına yapılan itiraz sonrası şiddete başvuran muhalefet ülkeyi iç savaşa doğru sürüklerken, ordu devreye girerek Morales’i istifaya zorladı. Seçim hilelerine yönelik iddiaların kaynağı merkezi Washington’da bulunan Amerikan Devletleri Örgütü’nün (OAS) olması başlı başına bir şaibe. OAS ve AB emperyalizminin seçimleri gayrimeşru ilan etmelerinden belliydi sürecin bu noktaya varacağı.
Sağcı muhalefetin ülkeyi bir iç savaşın eşiğine getirmesine ve daha fazla kan akmasını önlemek için Morales yeniden seçime gidilmesini kabul etti. Ancak ABD destekli sağcı darbeciler Morales’in gitmesiyle durmayacaklardır. Bundan sonraki adım muhtemelen Morales’in yeniden seçime girmesini engellemek olacaktır. Lula ve Dilma Roussef vakalarında olduğu gibi Morales de çeşitli suçlama ve ithamlarla cezalandırılmaya çalışılacaktır. Keza yenilenecek seçimi Morales’in yeniden kazanma ihtimali bir hayli yüksek.
Hatalar, eksiklikler, yapılmayanlar
Morales bütün eksikliklerine, yetersizliklerine ve hatalarına rağmen önemli sosyal politikalar hayata geçirdi. Kamulaştırmalardan yoksulluğun azaltılmasına kadar önemli adımlar atıldı. Morales döneminde yoksulluğun büyük ölçüde azaldığını, demiryolları enerjide önemli kamulaştırmaların yapıldığını, önemli sosyal politikaların hayata geçirildiğini unutulmamalı.
Bütün bunların yanında Morales önemli eksiklikleri, yanlışları ve hataları da vardı. Dördüncü kez yönetme isteğindeki ısrar, referandumunu kaybetmesine karşın başkan adaylığını zorlaması gibi. Kendi partisi Sosyalizme Doğru Hareketi (MAS) içerisinden bir veliaht çıkaramaması, kesintisiz 13 yıllık iktidarı döneminde yeterli “devrimci” kararlar alamaması, büyük sermaye gruplarıyla uzlaşmaya çalışması en büyük handikaplarındandı.
Neden hedefteler?
İki binli yılların başlarında Güney Amerika’da esmeye başlayan sol rüzgârın başat ülkelerindendi Bolivya. Venezuela’dan Ekvator, Şili, Arjantin, Paraguay, Uruguay, Nikaragua, Peru ve El Salvador’a uzanan “solcu iktidarlar kuşağı” Amerikan emperyalizminin uykularını kaçırıyordu. “Arka bahçe”de sol, sosyalist kamucu girişimlere tahammül edemeyen ABD, en başından itibaren bu sol dalgayı hedef aldı. Brezilya, Paraguay parlamento darbeleriyle ezildi. Venezuela, Ekvator, Bolivya emperyalizmin açık saldırısı altında.
Garp cephesinde değişen bir şey yok. Beş yüzyıldır kesintisiz bir şekilde yağmaya, saldırıya, işgallere maruz kalan Latin Amerika’nın makûs kaderi değişmiş değil. İspanyollar, Portekizliler, İngilizler, Fransızlar ve şimdi de Amerikan emperyalizmi. Latin Amerika’nın kesik damarları kanamayı sürdürüyor.
BirGün / 12.11.19