Geçmiş zaman olur ki...

Greif’ten Feniş’e 125 km’de iki direniş birleşti

Gebze İşçilerin Birliği Derneği Başkanı Elif Alçınkaya, Greif işgalinin 10’ncu yıldönümü ile eş zamanlı Feniş direnişini değerlendirdi. Alçınkaya, 125 kilometre mesafede iki eylemin arasında kurulan köprü ve edinilen deneyimleri anlattı…

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 03 Şubat 2024
  • 17:00

Gebze İşçilerin Birliği Derneği Başkanı Elif Alçınkaya, İstanbul Hadımköy’deki Greif işgalinin 10’ncu yıldönümü ile eş zamanlı Gebze, Feniş direnişini değerlendirdi. Alçınkaya, birbirine 125 kilometre mesafede iki eylemin arasında kurulan köprü ve edinilen deneyimleri anlattı…

 Merkeze sermayeyi aldığınızda sanayinin, emeği aldığınızda emeğin başkenti olarak tanımlanan Gebze, ülkemizde işçi eylemlerinin de en sık yaşandığı bir bölge. 1994’te Gebze Belediyesi direnişi… 1995’te Polisan Grevi… 2014’te Feniş direnişi… 2018 – 2019’da Flormar direnişi ve emsalleri önemli kilometre taşları. Hemen hemen tüm grev ve direnişler gerek ulusal gerek uluslararası ölçekte ilgi ve destek görürken eş zamanlılarda bağlar da kuruldu. Gebze İşçilerin Birliği Derneği, İstanbul Hadımköy’deki Greif işgalinin 10’ncu yıldönümüne ilişkin etkinliğinde işgal ve kazanımlarını konu edinirken Başkan Elif Alçınmaya, eşzamanlı gerçekleşen Gebze’deki Feniş direnişini de, Greif işgaliyle harmanladı.

Söyleşi ve belgesel

Gebze İşçilerin Birliği Derneği bir süre önceki seminerinde 10. yılında olan Greif işgalini konu edindi. İstanbul Esenyurt’ta, Amerikan tekeli çuval fabrikasında 10 Şubat 2014’te başlayan, 60 gün süren, belgeseli çekilip kitabı yazılan Greif direnişi, Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası / DEV–TEKSTİL İstanbul Temsilcisi Okan Karaçam’ın katıldığı söyleşide yâd edildi. Ayrıca çekimleri gönüllü sinemacıların ve sanatçıların desteğiyle profesyonelce yapılan belgesel film de birçok fabrikadan işçiyle izlendi. “Greif işgali: 60 Uzun Gün” isimli belgesel direnişçi işçilerin yazıp yönettiği bir film.

Öte yandan 18 Şubat Pazar günü Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu / BDSP, 18 Şubat Pazar günü saat 14.00’te İstanbul’da Şişli Tiyatrosu’nda düzenleyeceği etkinlikte Greif işgalini anımsatacak. Programda konuşmaların ardından Grup Bandista konser verecek.

Bir fabrikada 44 ayrı taşeron

Greif direnişini yakından takip eden Gebze İşçilerin Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Elif Alçınkaya, işgal fabrikasında gerçekleşen birçok eylem ve etkinlikte yer aldı. Alçınkaya, özetle şunları kaydetti: “DİSK’e bağlı Tekstil Sendikası’nın örgütlü olduğu fabrikada o dönemki toplu sözleşme sürecinde emekçilerin temel sorunu düşük ücretler ve taşeron çalışma sistemiydi. Sadece 200 civarı işçinin kadrolu olduğu 850 çalışanı olan fabrikada 44 farklı taşeron vardı.

Toplu sözleşme sürecinde işçiler tarafından ücretlerin yükseltilmesi ve taşeronluğa son verilmesi istendi. Patron, Greif’te kadrolu ve sendikalı çalışanların bazı taleplerini vererek taşeron sistemini sürdürmek istedi. Uyuşmazlık yaşandı. Grev aşamasına gelindi. Sendikalaşma ve mücadele sürecinde birlikte davranan kadrolu ve taşeron işçilerden 600 işçi, sözleşmede anlaşmazlık yaşanınca üretimi durdurup fabrikayı işgal ettiler. 

İşgalde, 60’ncı gün sabaha karşı 1000 kadar polis fabrikaya geldi ve iş makineleriyle kapı kırılarak içeri girildi. Şiddet uygulanarak işçiler dışarı çıkartılıp gözaltına alındı. 12-13 kişi çatıya çıkarak bir gün daha direndi. Bu sırada dayanışmaya gelenler fabrikanın önünde işçilere saldırılmasını ve uygulanan şiddeti protesto ettiler, çatıdaki işçilere destek oldular. 

Özüne uygun 8 Mart kutlaması

İşçiler işgali fabrika ile sınırlı tutmadı. Direnişi sahiplenmeyen DİSK Tekstil Sendikası’nı da işgal etti. “Kavel’den Greif’e” denilerek Kavel grevinin anlatıldığı ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamlı etkinlikler işgal fabrikasında gerçekleşti. Etkinlikler için işgal fabrikasına gelen dayanışmacılar içeri alındı. 8 Mart tarihsel özüne uygun bir şekilde işgal fabrikasında kutlandı. Bu bizler için de çok önemli bir deneyimdi. Kadın işçiler ile erkek işçilerin eşleri, emekçi kadın komisyonu kurdu. Birçok seminer ve etkinlikler düzenlediler. Seslerini daha geniş kesimlere duyurmak için Boğaz Köprüsü’nü kestiler.

Saldırganları kadınlar püskürttü

Greif direnişinin 60’ncı günündeki polis baskını öncesi fabrikadaki 44 taşeronun bazıları ve tetikçileri baskına geldi. Kadın işçilerin hepsi üzerlerine yürüdü. Taşeron adına gelen saldırganları kadınlar püskürttü.

Bu süreç içinde yapılan çok güzel şeyler vardı. Gün gün süreci nasıl işlettikleri kayda alındı. Greif işçileri, fiili olarak grevi gerçekleştirirken kadını erkeğiyle 600 işçi, 60 gün boyunca fabrikadan ayrılmadı. Kadın erkek eşitlendi. Her şeyi planlayarak, beraber yaptılar. Fabrikanın içinde, ‘Emek Sineması’ diye adlandırılan bölümde, işçilerin mücadelelerinin anladığı filmler gösterildi.

Baştan sona çok güzel düşünülmüş bir işgalde, her gün başka bir deneyimi hep birlikte yaşadık, yaşadılar.

Greif’ın İstanbul Anadolu yakasında üç fabrikası daha vardı. İşgalle birlikte Amerikalı patron, Hadımköy’deki fabrikayı kapattığını söyledi. Greif işçilerinin mücadelesi sürene kadar fabrika kapalı kaldı. Ama tam da bu mücadelenin kazanımıyla fabrika yeniden açıldı, öncü birkaç işçinin dışında herkes işe geri çağrıldı. Taşeron kaldırıldı, tüm işçiler kadrolu ve sendikalı olarak işbaşı yaptı.

Sloganlarla kurulan köprü

Aynı süreçte Gebze’de de Feniş direnişi vardı. İşçilerin üç aylık maaşlarını, tazminatlarını gasp edip fabrikayı kapatıp giden bir patron vardı Feniş’te de. Ayrıca sendikal bürokrasi ile de yine benzer şekilde mücadele etmekteydiler. Birbirine yaklaşık 125 kilometre mesafedeki iki direniş adeta birleşti. “Her yer Feniş her yer direniş” diyerek Feniş’te direnenler ile “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganını yükselterek Greif fabrikasını işgal edenler arasında böylesi bir köprü kuruldu. Gerek derneğimiz, gerekse Feniş direnişçileri Greif işgalinde direnen emekçilere çokça defa konuk oldu. Bir saldırı girişimi olduğunda veya düzenledikleri etkinliklerde omuz omuzaydık.

Tüm emekçilere anlatılmalı

Dernekte düzenlediğimiz seminerde 10 yıl aradan sonra bu deneyimi yine irdelemek istedik. Günümüzde de birçok yerde grevler, direnişler oluyor. Kalan son haklarımız da elimizden alınmaya çalışılıyor. Sendikal bürokrasinin sermayenin yerine işçilerin mücadelesine engel olan konumu birçok örnekle karşımıza çıkıyor. 2015 yılındaki metal işçilerinin Türk Metal’e karşı ayağa kalkması sendikaların yöneticilerinin ağalaşmasına ve ihanetlerine karşı önemli bir mücadeleydi.

Greif direnişi sözünü ettiğim özellikleri ve işçi mücadelesi tarihine-deneyimlerine kazandırdıkları ile tüm emekçilere anlatılmalı. Bizler de elimizden geldiğince bu sene her vesileyle Greif’tan öğrenmeye ve Greif işgalini anlatmaya devam edeceğiz.”

 **

Gebze’de 11 yıldır faal

Gebze İşçilerin Birliği Derneği’nin temeli 2013 yılında temsilcilik olarak atıldı. 2015’te dernekleşme sürecine gidildi. Feniş başta olmak üzere Gebze yerelindeki işçi direnişlerinden emekçilerin yer almasıyla kurulan derneğin yönetim kurulu başkanı Elif Alçınkaya. Dernek faaliyetlerini Hacı Halil Mahallesi, Hükümet Caddesi, 1212 Sokak’ta, Bostan İşhanı’nın birinci katındaki yerinde sürdürüyor.

İşçi hakları, işçi sağlığı ve güvenliği, kadın işçilerin hakları, çocuk işçilik, stajyerlik konuları üzerinde eğitimler ve çalışmalar düzenleyen dernek, emek hareketinin kilometre taşı, dönüm noktalarından olan eylem ve direnişleri de konu ediniyor.

 

**

Greif’te Tekstil’in tutumu

DEV – TEKSTİL’i tetikledi

 

Greif’te aynı zamanda sendikal bürokrasiye karşı da mücadele verildiğini kaydeden Alçınkaya, “DİSK Tekstil’i zaten birçok tekstil fabrikasındaki ihanetleri ile biliyorduk. DİSK’in içerisindeki ilerici sendikaların, DİSK’in merkezinin bu noktadaki tutumunu da gördük. DİSK’in o dönemde ‘Taşeron Cumhuriyeti’ şeklinde söylemi vardı, yürüttüğü kampanya vardı. İşçiler, DİSK’e de gitti. Dönemin DİSK yöneticileri fabrikada direniş varken bile zorlama ile fabrika önüne getirilmişlerdi. Sınıf sendikacılığı ve ilericiliği ile bildiğimiz DİSK’in de o tarihini tükettiğine, koltuklarının tehlikeye düştüğünü gören yöneticilerin işçilere çelme taktığına tanık olundu.  Greif direnişi sonrası bir süreliğine DİSK’te kalan direnişçiler o esnada DİSK Tekstil Sendikası’nın ihanetini tartıştı. Devrimci sınıf sendikacılığını görüştü. Ve öncü işçilerin kurucu yönetiminde yer aldığı Dev Tekstil kuruldu” dedi. Alçınkaya diğer iki deneyimi ise şöyle izah etti:

Taşeron işçilerde sürecin parçası oldu

“Greif direnişinin en önemli deneyim ve öğretilerinden biri, taşeron işçilerin de sürecin bir parçası olmasıdır. Mücadele ortaklaştı. Talepler, patron baskısına ve sendikal bürokrasiye karşı tüm Greif emekçileri için birleştirici bir halka oldu.  Bir diğer önemle deneyim, DİSK Tekstil Sendikası’nın ihanetçi tutumuna karşın taban iradesinin açığa çıkmasıyla birlikte sendikal bürokrasiye karşı da verilen mücadeledir.”

Aktan Uslu- Gebze Emek / 03.02.24