Nick Brauns
İsrail'den tahliye emrini geri çekmesi talep edildi. Kara harekâtı, ültimatomun sona ermesinin ardından belli ki ABD'nin baskısından dolayı ertelendi.
Cuma akşamı Dünya Sağlık Örgütü de İsrail'in "Gazze Vadisinin kuzeyindeki bir milyonu aşkın insanın tahliye emrini derhal geri çekmesi" talebine destek verdi. Aynı zamanda, İsrail'in tamamen kapatılmış ve son derece yoğun nüfuslu Gazze Şeridi'nin kuzeyinde ve Gazze şehrinde yaşayanları evlerini terk edip 24 saat içinde güneye doğru gitmeleri için verdiği süre de doldu.
Birleşmiş Milletler on binlerce kişinin emre uyarak mevcut tek ana yol üzerinden güneye kaçtıklarını bildirdi. Kaçanlar Gazze Şeridi'ni terk edemiyorlar, sadece Gazze'de yaşayan yabancıların Refah'taki tek sınır kapısı üzerinden Mısır'a geçmelerine izin veriliyor. Birleşmiş Milletler cuma günü İsrail'e tahliye kararını iptal etmesi çağrısında bulunmuştu. "Savaşların dahi kuralları vardır" diyen BM Genel Sekreteri António Guterres, Gazze'ye derhal insani yardım erişimi sağlanması talebinde bulundu.
Başbakan Benjamin Netanyahu'nun Likud partisine yakın Jerusalem Post gazetesinin yanı ısıra İsrail gazetelerinin cumartesi sabahı yayınladıkları habere göre, ABD hükümeti müttefiki İsrail'den kara harekâtına başlamadan önce sivillerin tahliyesi için insani koridorun açılmasını beklemesini istedi. İsrail ordusu X'te yayınladığı Arapça bir mesajla kuzeydeki Beyt Hanun kasabasında yaşayanların Gazze Şeridi'nin güneyine gitmeleri için Orta-Avrupa saatiyle saat 15.00'e kadar ek bir süre verdi. İsrail ordusu Gazze'de bulunan dört hastaneye de hastalarını tahliye etmeleri için bir saatlik süre verdi. Daha önce de bölgede kalacağını ve hastaları tedavi etmeye devam edeceğini açıklayan Filistin Kızılay’ı, "uluslararası topluluğa" yönelik "İsrail'in Gazze'deki Al-Kuds hastanesini tahliye etme kararını geri çekmesi için müdahale etme" çağrısında bulundu.
İsrail hava kuvvetleri, duyurulan kara harekâtı öncesindeki saldırılarını sürdürmekte. Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı açıklamaya göre bir haftada öldürülen Filistinlilerin sayısı cumartesi sabahı itibariyle 2215'e yükseldi. Ölenlerin 724'ü çocuk. Yaralı sayısı ise 8714 olarak açıklandı. Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) de alarm vermekte. Cumartesi günü X'te (Twitter) yayınladığı haberde durum "Binlerce bina yerle bir edildi. Kitlesel kayıplar son yıllarda yaşadıklarımızın hiçbiri ile kıyaslanamayacak boyutlarda. Sağlık sistemi tamamen çökmüş" diye aktarıldı. İsrail’in elektriği kesmesinden dolayı hastanelerde elektrik bulunmamakta ve artık suyun da pompalanamadığı belirtilmekte. ICRC, "İnsanların gidebilecek bir yerlerinin de olmadığını" ifade etmekte. Filistin Sağlık Bakanlığı cuma akşamı, kaçan sivilleri taşıyan üç konvoyun İsrail hava kuvvetleri tarafından bombalanması sonucu, yaklaşık 70 kişinin öldürüldüğü ve yüzlercesinin de yaralandığını bildirdi.
Ramallah'taki Sağlık Bakanlığı'nın bildirdiğine göre, cuma günü İsrail işgali altındaki Batı Şeria'nın birçok yerinde ve cumartesi günü de Doğu Kudüs'te gerçekleştirilen Gazze ile dayanışma gösterilerinde de çok sayıda Filistinli işgal güçleri tarafından katledildi. Böylece bir hafta içinde işgal altındaki topraklarda ordu, polis ya da silahlı yerleşimciler tarafından katledilen Filistinli sayısı 54'e yükseldi ve 1100'den fazla kişi de yaralandı. Hamas'ın silahlı kolu El Kassam Tugayları, Kibbutz Nirim, Aşkelon ve Tel Aviv'e roket saldırılarının yanı sıra Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Cunis’de bir gedik açtıklarını duyurdu. Bu arada üç İsrail askeri aracının imha edildiğini de açıkladı.
Akdeniz kıyısındaki yoğun nüfuslu Filistin yerleşim yerine yönelik İsrail hava saldırı dalgası bir hafta önce cumartesi günü, İslamcı Hamas'a bağlı savaşçıların ittifak kurduğu diğer örgütlerle birlikte İsrail barikatlarını yararak sınıra yakın askeri üslere ve sivil yerleşim yerlerine saldırmasının ardından başladı. Daha sonra çoğunun İsrailli siviller olduğu, bunların arasında onlarca Kibbutz sakini ve bir organizasyona katılan yüzlerce kişinin de bulunduğu 1300'den fazla kişinin kısa bir zaman dilimi içerisinde öldürüldükleri ortaya çıktı. Rehin alınan en az 120 kişi Gazze’ye götürüldü.
Cumartesi günü Düsseldorf'ta yaklaşık 1000 kişi Gazze'ye yönelik saldırılara karşı sokağa çıkarken, Almanya'nın birçok şehrinde Filistinliler ile dayanışma gösterileri yasaklandı. Cuma günü öğleden sonra ve akşam Berlin polisi Neukölln bölgesinde yasakları hayata geçirmişti. Polis, gösterici olduklarını sandıkları ve kahvehane önlerinde bir araya gelen toplulukları tekrar tekrar dağıttı ve çok sayıda tutuklama gerçekleştirdi. Cumartesi günü için "Berlinli Yahudiler Ortadoğu'daki şiddete karşı -Gazze'de birlikte yaşadığımız insanların katledilmelerine karşı" sloganı altında gerçekleştirilmesi planlanan gösteri de yasaklandı. Berlin polisinin X üzerinden yaptığı açıklamada, "Bütün koşul ve bilgiler değerlendirildikten ve tüm ilgi alanları ve çıkarları göz önünden tuttuktan sonra" Yahudi mitinginin yerine düzenlenecek herhangi bir etkinlik de 20 Ekim'e kadar yasaklandığını duyurdu.
Berlin Eğitim Senatörü Katharina Günther-Wünsch'ün (CDU) cuma günü gönderdiği mektubuna göre, başkent okullarında Filistin'e ait semboller suç unsurları teşkil etmedikleri halde yasaklanabilecek. Verilen örnekler arasında yaygın olan "Filistin Poşu’su" olarak bilinen poşunun takılması, "Özgür Filistin!" sloganı ya da İsrail’in görüntüsünün Filistin renkleri ile gösterilmesi yer alıyor. Berlin, sayılarının yaklaşık 40 bin olduğu tahmin edilen, Avrupa'da sürgünde yaşamakta olan en büyük Filistinli topluluğun vatanıdır.
Junge Welt gazetesinin 14/15 Ekim 2023 tarihli sayısından alınmıştır