Arap dünyasında geçen hafta: Korona döneminde ev, kadınlar için güvenli bir alan mı?

Arap basının en önemli gündem maddelerinde biri, korona virüsü nedeniyle uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarıyla birlikte kadına yönelik şiddetin artması oldu. Kuds El Arabi gazetesinden Pervin Habib, yazısında "Karantina dönemlerinde, güvenli bir alan gördüğümüz ev, tehlikelerle dolu bir alan dönüşüyor. Ki biz şu an, Hindistan’da, Pakistan’da, Somali’de, Kongo’da, Yemen’de veya kadınlar için tehlikeli olarak sınıflandırılmış ülkelerdeki kadınların maruz kaldıkları şiddetten bahsetmiyoruz. Aksine bu çemberin dışındaki ülkelerden söz ediyoruz" ifadelerine yer verdi.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 12 Nisan 2020
  • 10:38

Korona virüsünün (Covid-19) salgınına ilişkin ölüm haberleri her geçen gün artarken Arap dünyasından gerek vaka sayıları gerekse de ölüm sayıları konusunda gelen haberlerin ne kadar doğru olduğu soru işaretleri yaratmaya devam ediyor.

Suriye, Yemen, Libya gibi ülkelerde virüse bağlı salgın vakalarının ne kadar tespit edilebileceğine dair meseleler ve sağlık sistemlerinin durumu, salgına dair endişeleri arttırırken başta Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkelerde kamuoyuyla paylaşılan haberlerin gerçeği yansıtmadığına dair genel bir kanı oluşmuş durumda.

Orta Doğu’nun en deneyimli gazetecilerinden biri olan Lübnanlı gazeteci ve yazar Talal Selman bu durumu, “Bu yönetimler halklarından korktukları kadar, hiçbir zaman halkları için korkmadılar” sözleriyle ifade ediyor.

Virüs salgını dolayısıyla sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı veya insanların zamanlarının çoğunu evde geçirmek durumunda kaldıkları ülkelerde aile içi şiddetin ciddi boyutlarda artış gösterdiğine yönelik haberler, bu hafta Arap dünyasında da önemli gündem başlıklarından bir tanesiydi.

Sadece birkaç ülkeden gelen ve kadına yönelik şiddetin ne derece arttığını ortaya koyan veriler, durumun ne derecede endişe verici olduğunu gösteriyor. Özellikle ev içi şiddet vakalarının arttığına dair haberler gündeme gelen Tunus’taki kadınların durumunu, Tunuslu gazeteci Hula Bu Kerim, “Kadınlar korona zamanında cellatlarıyla baş başa kalmak durumunda” şeklinde nitelendiriyor.

‘Tunuslu kadınlar ve korona zamanında cellatla baş başa kalmak’

“Polise dedim ki, kocam beni dövüp, oğlumu benden alarak beni evden kovdu. İnsanı çileden çıkaran bir sakinlikle cevap verdi; ‘Sorun nerde, oğlun yabancı birinin elinde mi? O, çocuğun babası değil mi? Hemen eve dön, şu an sokağa çıkma yasağı var.’

İbtisam, karantina süresince 24 saat boyunca celladıyla kalmak zorunda olan tek kadın değil. DARAJ’ın ulaşıp konuştuğu kadınların en büyük sorunu, polis karakollarının bu tip şikâyetlerle gereken ciddiyetle ilgilenmemeleri.

Tunus’ta Kadın, Aile, Çocuk ve Yaşlı Bakanlığı’nın verilerine göre, karantina ve sokağa çıkma yasağı süresince şiddet gören kadınların sayısında artış meydana geldi. Ancak verilen sayılar belki ormanda kaybolan bir ağaç niteliğinde. Bunun da nedeni birçok kadının bunu ifşa edip şikâyette bulunmaya kadir olmamasından kaynaklanıyor. Zira Tunus Adalet Bakanlığı sadece 2019’da şiddet konusunda 40 bin dolayında şikayet olduğunu açıkladı.” (Hula Bu Kerim–Tunuslu Gazeteci/Daraj.com haber sitesi)

‘Korona zamanında aile içi şiddet’

“Salgın zamanında evde kal şeklindeki kampanyaları destekliyoruz. Ancak ev herkes için güvenli bir alan olmayabiliyor. Özellikle de ev içi şiddete maruz kalan kadınlar için ev bir cehennem niteliğinde. Kendini celladınla beraber bir evde düşün ve sana her türlü fiziksel ve manevi şiddeti uyguluyor. Boş zamanlarını, sana şiddet uygulayarak ve seni küçük düşürerek geçirdiğini ve bütün öfkesini sana her türlü işkenceyi uygulayarak boşalttığını düşün. Hem de hiçbir şekilde hesap vermeden.

Gerçekten de bir cehennem. Ama bu, baba, erkek kardeş veya eşlerinin fiziksel şiddetine maruz kalan Mısırlı kadınların yüzde 18’inin yaşadığı bir gerçek. Bu oran, Ulusal Kadın Merkezi’nin Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’yla beraber yaptığı araştırmada çıkan bir sonuç. Ancak diğer Arap ülkelerindeki kadınların durumu Mısırlı kadınlardan çok da farklı değil. Zira yine Birleşmiş Milletler verilerine göre Arap Dünyası’ndaki kadınların yüzde 37’si hayatlarında en az bir defa fiziksel şiddete maruz kalıyor. Ayrıca şiddete maruz kalan her 10 kadından 6’sı bununla ilgili herhangi bir şikâyette bulunmuyor. Bu rakamlar, korona dolayısıyla karantina altında yaşadığımız bu günlerde bir sosyal panik yaratıyor.” (Fadia Fahd/Lübnan Lahamag magazin dergisi)

‘Korona döneminde ev: Güvenli bir alan mı?’

“Korona virüsünün neden olduğu salgının vurduğu ve sokağa çıkma yasağının uygulandığı birçok ülkede, kadınların yardımına koşmak için özel iletişim hatları tahsis edildi. Zira bu dönemde boşanma vakalarında yüksek artış meydana geldi. Kadınlara yönelik şiddetin çok fazla arttığı Fransa’da sadece sokağa çıkma yasağının ilk haftasında kadına yönelik şiddette yüzde 30 oranında bir artış yaşandı. Paris bölgesinde bu artış yüzde 36 olurken, daha da artacağı tahmin ediliyor. Ancak bu şiddet sadece kadına yönelik değil, çocukları da vuruyor.

Karantina dönemlerinde, güvenli bir alan gördüğümüz ev, tehlikelerle dolu bir alan dönüşüyor. Ki biz şu an, Hindistan’da, Pakistan’da, Somali’de, Kongo’da, Yemen’de veya kadınlar için tehlikeli olarak sınıflandırılmış ülkelerdeki kadınların maruz kaldıkları şiddetten bahsetmiyoruz. Aksine bu çemberin dışındaki ülkelerden söz ediyoruz. Zira söz konusu olan bu ülkeler, kadınları koruyacak kanunlar yapıp kadına yönelik şiddeti sıfıra indireceğini vaat etmişti.

Bazıları bu konuda durumu hiç değiştirmeyecek aksine daha da kötü bir hale sokacak nasihatlerde bulunmaya kalkacak. Biliyoruz ki, eşinin şiddetinden kaçıp ailesine sığınan kadın. Tekrar kocasına dönmesi için yapılacak vaaz oturumundan sonra ölü sayılacak. Rakamlar da bu konuda korkunç derecede. Bunun yanı sıra, çocuklarıyla beraber ailesinin yanına dönen kadın, onlara yük olduğu gerekçesiyle yine kendi ailesinden şiddet görmekle karşı karşıya kalabiliyor.” (Pervin Habib/Kuds El Arabi gazetesi)

‘Aile içi şiddet sürekli artıyor’

“Korona virüsünün neden olduğu salgın dolayısıyla evde kalmanın yol açtığı ev içi şiddetin arttığına dair bir sürü haber yayınlanıyor.

Tunus’ta, karantina sürecinde ev içi şiddetin geçen seneye oranla 5 kat arttığı belirtilirken, hükümet ev içi şiddete maruz kalan kadınlar için ayrı bir karantina ve barınma merkezleri tahsis etti. Bunun yanı sıra, apartmanlarda şiddete dair herhangi bir ses duyulduğunda mağdura yardıma koşulması için sürekli çağrılar yapılıyor.

Bir diğer örnek olan Mısır’da ise, özellikle evli olmayan genç kadınlar, karantina döneminde aile şiddetten korku nedeniyle sürekli bir yalnızlık, endişe ve yabancılaşma duygusu yaşadıkları belirtiliyor.

Yine basında çıkan haberlere göre Suudi Arabistan, Filistin, Fas gibi ülkelerde de ev içi şiddette artışlar yaşandığı ifade ediliyor.” (Yemen Saba haber ajansı)

Gazete Duvar / 12.04.20