2020 yılını hatırladınız mı? Yılbaşında gelen Covid-19 vaka haberi, sıcak geçen bir yılbaşı, ülkelerde ilk vaka görülmesinin gündem olması ve 11 Mart’ta ilk vakanın Türkiye’de de görüldüğünün açıklanması ile acayip bir süreç başladı. Hani bir klişe vardır ya, her kriz bir fırsattır diye. O sözü “her salgın bir fırsattır” diye uyarlayabileceğimiz bir yıl oldu aslında.
Türkiye 2020 yılı seragazı envanterini BM İklim Değişikliği Sekreteryası’na teslim etti. Eve kapanmalar ile beraber gelen doğanın dirilişi sahnelerini hatırlayın. Bu envanterde tersini görüyorsunuz.
TÜİK tarafından hazırlanan ve ilgili bakanlıkların bilgileri sağladığı rapora göre Türkiye bir yılda atmosfere verdiği sera gazlarında rekor kırmış. 1990 yılında bir yılda 219,6 milyon ton salan Türkiye, 2020’de 523,9 milyon ton gibi olağan üstü bir seviyeye çıkarmış.
Covid 19'da rekor salım
2020 envanterinin “pandemide pandemi için ne yaptık?” sorusuna kısmen, “pandemide iklim için ne yaptık?” sorusuna tamamen cevap verdiğini görürsünüz.
Türkiye bu artışla 30 yılda emisyonlarını yüzde 138,4 arttırmış oldu. Sadece bir yıllık artış bile yüzde 3,1.
Artışın 15,8 milyon ton olduğunu, bunun 2,2 milyon tonunun enerji, 8,2 milyon tonunun ise endüstri kaynaklı olduğunu söylersek şüpheler ilk akla gelen isimlere yönelecektir.
Salgında bile inşaat
Salgın nedeniyle evlere kapanmanın etkisi çok net görülüyor. Ticari binalar ve ulaşım kaynaklı emisyonlar bir önceki yıla göre tam 1,1 milyon ton azalmış. İnsanların evlere kapanması nedeniyle araç kullanımının azalması ve işyerlerinin kapanması karşılığını bulmuş. Ama ülke olarak kapanmamıza rağmen çimento ve demir çelik sektörü kaynaklı emisyonlar patlamış.
Çimento sektörü 2019’a göre karbondioksit emisyonlarını yüzde 16 arttırmış ve önceki yıldan 4,1 milyon ton daha çok salmış. Demir çelik üretiminde ise önceki yıla göre yüzde 22 daha fazla karbondioksit salınmış. Bu artış yaklaşık 1 milyon ton.
2020’de salgında ticari binalar ve ulaşım kaynaklı salımda 1,1 milyon ton azaltıma karşılık inşaat 5,1 milyon ton artış ile pandemiyi bir fırsata çevirmiş.
Koca ülkenin evlere kapanarak elde ettiği emisyon tasarrufunun neredeyse dört katının inşaat sektörü tarafından heba edilmesi inşaatın ne kadar yıkıcı bir sektör olduğunu göstermiyor mu?
Çöp yakmada rekor artış: Yüzde 24
Londra’dan çıkan bir çöp torbasının hikayesi popüler olunca Türkiye’nin çöp yakmasını arkasındaki politikaya bakmış, yakmış olduğu çöp miktarını da açıklamıştık. Şimdi size çok ilginç iki bilgi vereceğim. Birincisi termik santral ve çimento fabrikalarında biyo-kütle adı altında yakılan çöp kaynaklı, atmosfere 1 milyon ton daha fazla karbondioksit salınmış. 2020’de önceki yıla göre yüzde 24’lük yüksek bir artıştan bahsediyoruz.
Yani atık politikaları yerine yakma politikası bizlere milyonlarca ton seragazlarının atmosfere salınması olarak dönmüş. Ama tabii ki meclisten geçen bir kanun ile “çöp biyo-kütledir” emri verilince biz bunları salmamış gibi yapmışız.
Böylece çöp yakma kaynaklı 5,1 milyon ton seragazı Türkiye’nin envanterine girmemiş. Dünyayı kandırmışız.
İklim ve pandemi
Dünyada ilk Covid 19 vakası çıktıktan sonra Türkiye 3. Havalimanı’nı deli gibi çalıştırmış, burası virüsün ülkeye giriş kapısı gibi iş yapmıştı. Hac’dan erken döndürülmeyen insanlar korona virüsünün Anadolu’ya yayılmasına neden olmuştu. İktidar salgını kendi çıkarları için kullanmış, fabrikalar, şantiyeler çalışmaya devam etmiş, iş makineleri doğaya salınmıştı.
Şimdi ortaya çıkıyor ki 2020’de Türkiye bir önceki yıla göre 15,8 milyon ton daha fazla seragazı salarak tarihi rekorunu kırmış. Çünkü insanlar salgından kırılıyorken iş makineleri, beton mikserleri ve hafriyat kamyonları deliler gibi çalışmış. Böylece 59,2 milyon ton çimento toprağı örtüp, doğayı yok etmiş. Böylece salgının patlak verdiği yıl çimento üretimi yüzde 27 artmış.
2020 yılı Türkiye’de en sıcak üçüncü yıl oldu ve aşırı iklim olayları rekor kırdı. İklim ve pandeminin kesiştiği o yıl Türkiye 59,2 milyon ton çimentonun yanında 32,8 milyon ton da asfalt döktü. Bu kişi başına bir tondan fazla asfalt ve çimento anlamına geliyor.
Bu köşede daha önce 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılının raporlarını incelemiş, seragazı envanteri üstünden o yılın resmini çekmiştik. 2020 ile beraber peşpeşe altı yılın resmini böylece çekmiş olduk. Ama 2020’nin salgın yılı olması, bu yüzden de hepimizin hayatında bir dönüm noktası olması ayrı bir fark taşıyor.
TÜİK’in hazırladığı ve BM’e sunduğu 2020 yılı seragazı envanteri Türkiye’yi çok iyi anlatıyor. Veriler 2020’de iklim ve pandemi yerine inşaatla ve çöp yakmakla meşgul olduğumuzu gösteriyor. Bu sayede atmosfere salınan seragazı miktarını yüzde 138,4 arttırdığımızı ve 523,9 milyon tona çıkardığımızı söylüyor. 2020’de pandemide doğanın dirilmesi manzarasının aslında tersine çevrildiğini ortaya koyuyor.
2020 envanterinden pandemi çıktı, inşaat çıktı, çöp çıktı, iklimde rekorlar çıktı.
Gazete Duvar / 18.04.22