(Ekim, Sayı: 318, Temmuz 2019)
Çalışmamızın genel tablosu
Gençlik çalışmamız son yıllarda gençlik hareketinin seyriyle de bağlantılı olarak hayli daralmış bulunuyor.
2015 yılı sonbaharında toplanan V. Parti Kongresi’nin ön süreçlerinde gençlik çalışmamız gerek Ankara, İstanbul ve İzmir gibi gençlik mücadelesinin önemli merkezlerinde, gerekse bir dizi taşra kentinde kendisine alan açmayı başarmış, 13-14 kente yayılan bir etki alanı oluşturmuştu. Bu durum, onlarca üniversiteye gençlik politikalarımızı ulaştırmak anlamına geliyordu.
Gençlik çalışmamızın yaşadığı bu gelişmede Haziran Direnişi’nin gençlik kitleleri üzerinde yarattığı etki önemli bir rol oynadı. Direnişin öne çıkardığı belli güçler arayış içerisindeydi ve biz çok sınırlı da olsa bu arayışa yanıt olabildik. Buradan hareketle 13-14 kentte çalışma yürütür hale geldik.
Söz konusu gelişim sürecini belirleyen bir diğer önemli etken ise, tam da o süreçte hazırlıklarına hız verdiğimiz ve somut adımlarını atmaya başladığımız politik gençlik örgütü politikamız oldu. Partimizin, Haziran Direnişi sürecinde ve sonrasında gençlik içerisinde öne çıkan mücadele potansiyellerini kucaklamak, birleştirmek ve devrimcileştirmek hedefi ile gündemine aldığı politik gençlik örgütü politikasının ne denli isabetli olduğunu daha direnişin geri çekildiği günlerde bile görmüş olduk. Başlangıçta bir dizi zorlukla boğuşmuş olsak da, atılan politik gençlik örgütü adımı gençlik içerisindeki politik etkimizi hızla genişletti. Çalışmamızın daha önce olmadığı (Karaman, Konya, Aksaray vb.) kentlerde dahi faaliyet yürütür bir düzey yakalayabildik.
Bu önemli adım TKİP V. Kongresi’nin gençlik konulu metninde şöyle dile getirilmişti:
“Partimiz IV. Parti Kongresi üzerinden ‘Her alanda devrime hazırlık!” çağrısı yapmıştı. Bu hazırlığın gençlik cephesindeki somut karşılığı ise politik gençlik örgütü adımı oldu. Keza IV. Parti Kongresi’nden günümüze uzanan zaman dilimi içerisinde gençlik hareketi cephesinden yaşanan gelişmeler, devrimci bir gençlik örgütü ihtiyacını gerek güncel planda, gerekse yarının fırtınalı dönemleri açısından, açıklıkla ortaya koydu.” (TKİP V. Kongresi Belgeleri…)
***
Bugün yazık ki yukarıda ortaya konulan tablonun hayli uzağındayız. Gençlik çalışmamız büyük oranda yeniden büyük kentlere daralmış bulunuyor.
Çalışmamızın verili durumunu kavramak ve yerli yerine oturtabilmek için eleştirel bir gözle bakılması gereken iki önemli hareket noktası bulunuyor. Bunlardan ilki, genel olarak toplumsal mücadelenin ve onun bir parçası olan gençlik hareketinin tablosudur. İkicisi ise, parti olarak geride kalan süreci (gençlik çalışması açısından) nasıl karşıladığımız sorunudur.
Gençlik hareketinin tablosunu ön metinde (Bkz. TKİP VI. Kongresi Belgeleri / Gençlik Hareketi Üzerine Değerlendirme-Red.) geniş bir çerçevede ele almış bulunuyoruz. Gençlik çalışmamızın verili durumunu yerli yerine oturtabilmek için gençlik hareketinin bu tablosuna dikkatle bakmak gerekir. Zira parçası olduğumuz toplumsal mücadele süreçlerinin geri çekilmesi ve gençlik hareketinin gençlik örgütlerinin sınırlı pratiğine daralması, doğal olarak gençlik çalışmamız üzerinde de dolaysız bir etki yaratmıştır.
Özellikle 15 Temmuz (2016) darbe girişiminin ardından dizginlerinden boşalan faşist saldırganlık, eğitim alanını hedef alan gerici-piyasacı politikalar, akademide ilerici potansiyellerin tasfiye edilmesi vb. saldırılar, gençlik hareketinin genelini olduğu gibi bizim çalışmamızı da dolaysız olarak etkiledi. Üniversite gençliğini edilgenliğe itmeyi amaçlayan, mücadele eden kesimlerini ise doğrudan ezerek tasfiye etmeyi esas alan bu saldırganlık, sonuçta üniversite gençliği içerisinde ciddi tahribatlar yarattı. Siyaset yasaklarıyla, soruşturma-gözaltı-tutuklama terörü ile, ihraçlarla ilerici-devrimci potansiyel üniversitenin dışına itilmesi ve gerici-faşist çetelerin önünün açılması, üniversite gençliği içerisinde yaratılan tahribatı derinleştirdi. Gençlik hareketinin ve gençlik çalışmamızın yaşadığı gerilemenin arka planında bu nesnel süreçler yer alıyor.
Çalışmamızda yaşanan daralmanın bir diğer önemli etkeni, partimizin gençlik çalışması alanına dönük bazı isabetsiz müdahaleleri oldu. V. Parti Kongresi sürecinde ve takip eden yıllarda, gençlik çalışmasının önemli güçleri, parti çalışmasının kimi ihtiyaçlarından hareketle, gençlik çalışmasından çekildi. Bu durum merkezi ve yerel planda gençlik çalışmamızı zayıflattı. (…)
Sürecin parti çalışmamızı kesen bir diğer yönünü ise yerel parti örgütlerinin gençlik çalışmasına dönük ilgi ve yönelimleri oluşturuyor. Sorun V. Parti Kongresi’nde tanımlanmış ve buna bağlı olarak hedefler konulmuştu:
“- Kongre sonrası dönemde tüm il komiteleri ve alt bölge komiteleri, sınıf çalışmasının yanı sıra gençlik çalışmasına yönelik özel bir yoğunlaşma içerisine girebilmelidir. Bu alana ilişkin özel olarak güç ayırmalı ve somut bir planlama yapabilmelidir.
- Halihazırda potansiyel olarak kazanılmış ve çalışmamıza katılan güçlerle çok yönlü olarak ilgilenmelidir.
- Yerel parti örgütleri tarafından sistemli biçimde ve somut bir plan dahilinde gençlik güçleri parti çizgisi temelinde çok yönlü olarak eğitilmelidir.
- Gençlik çalışması etrafında şekillenen yeni güçleri devrimci kimlik ve iddia planında güçlendirerek devrim davasına kazanabilmek için, yerel parti örgütleri hedefli bir şekilde bu güçlerin devrimcileşme süreçlerine yoğunlaşabilmeli, gerekli her durumda bire bir ilgilenebilmelidir.
- Tüm bunlarla birlikte, komünist gençlik çalışmasının olduğu tüm yerellerde önümüzdeki bir yıllık süreç içerisinde yerel gençlik komiteleri kurma hedefi ile hareket edilmelidir. Bu adımların atıldığı koşullarda merkezi gençlik komitesinin genişletilmesi ve her yerel tarafından temsil edilmesi olanakları da doğacaktır.”
Gençlik çalışmamızın mevcut tablosu, geride kalan yıllar içerisinde bu alanlarda da ciddi yetersizlikler yaşandığını ortaya koymaktadır. Gelinen yerde gençlik çalışmamız açısından partimizin önüne yeni hedefler koymaktan ziyade, V. Parti Kongresi’nde tanımlanan hedefleri bir kez daha gündeme almak gerektiğini vurgulamak yeterli olacaktır.
VI. Parti Kongresi’ni takip eden süreçlerde gençlik içerisinde gelişen, öne çıkan güç ve kadroları zamansız bir şekilde gençlik çalışmasından çekmemek gerektiğinin bir kez daha önemle altını çizmeliyiz. Elbette gençlik çalışması partimiz açısından önemli bir kadro rezervidir. Fakat bu rezervlerin sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi, gençlik çalışmasını zayıflatacak zamansız tasarruflara gidilmemesi gerekir.
Gençlik Bürosu
(…)
Politik gençlik örgütü
Politik gençlik örgütü politikası partimizin geleceğe dönük hazırlığının gençlik alanında karşılığı olarak gündeme gelmişti. Gençlik mücadelesinin bütünsel ihtiyaçları esas alınarak gündeme getirilen bu politika; birleşik, kitlesel ve devrimci bir gençlik hareketi yaratma perspektifinin örgütsel formu olarak bizzat genç komünistler tarafından 2014 yılında hayata geçirildi. Bugün bu alanda beş yıllık bir deneyime sahibiz. O tarihten bu güne politik gençlik örgütünün etki ve faaliyet alanı belirgin bir şekilde daralmış olsa da, geleceğe hazırlık bağlamında bu politika tüm güncelliğini ve geçerliliğini korumaktadır. Zira içinden geçilen tarihsel dönem yeni fırtınalı süreçler biriktirmektedir. Bu türden süreçlerde gençliğin oynadığı rol ise tarihsel deneyimlerle sabittir. Dahası, bugünkü geriliğine rağmen gençlik hareketi zaman zaman kitlesel patlamalar biçiminde kendisini ortaya koyabilmektedir. Bunun son örneği İÜ’de yaşanan bölünme eylemleri olmuştur.
Politik gençlik örgütünün genç komünistlerin çabası ve ısrarı ile gençlik mücadelesi içerisinde kendisine anlamlı bir yer edindiğini söyleyebiliriz. Gençlik hareketi içerisinde henüz kendi gerçek misyonunu oynama zeminlerinden yoksun olsa da, politik gençlik örgütü artık gençlik mücadelesi içerisinde etkin bir taraf ve politik odaktır. Bugünkü en dar haliyle bile temel kurumlarını işletmekte (MYK, Genel Kurullar, Türkiye Meclisleri, Yerel Meclisler vb...), gençliğin birleşik, kitlesel örgütü olma prensibini işleyişiyle güvence altına almaya çalışmaktadır. Bununla birlikte politik gençlik örgütünün daha dinamik bir politik merkeze ihtiyaç duyduğu açıktır. Politik refleksleri diri, gençlik hareketine ve mücadelesine önderlik edebilecek bir merkeze sahip olmak onun hâlâ da en belirgin ihtiyacıdır.
Geride kalan dönemin iki kritik deneyimi ve okul odaklı çalışmanın önemi
Genç komünistler geride kalan üç yıllık dönem içerisinde gençlik birliği üzerinden bir dizi gelişmeye müdahale ettiler. Çeşitli gündemlere yönelik müdahaleler üzerinden gençlik içerisinde etkin bir politik güç olmaya çalıştılar. Kongreye sunulan gençlik raporunda bunun ayrıntılı bir dökümü var. Burada öne çıkan iki deneyimin kongre platformunda özellikle incelenmesi ve eleştirel bir değerlendirmeye konu edilmesi, gençlik çalışmamızın yeni dönemi açısından önemli bir yerde duruyor. Bunlardan ilki OHAL koşullarında gençlik örgütlerinden DGB tarafından gerçekleştirilen direniş. İkicisi ise, İÜ’de yaşanan bölünme eylemleri ve genç komünistlerin harekete dönük müdahaleleri.
DGB tarafından OHAL koşullarında hayata geçirilen direniş, komisyonumuzun gençlik hareketini ele alan ön metininde şu şekilde değerlendiriliyor: “Bu sürecin en anlamlı çıkışı, devrimci gençlik örgütlerinden DGB’nin İstanbul Üniversitesi ana kapısı önünde başlattığı direniş oldu. OHAL döneminin ilk direnişiydi bu. Kararlı, ısrarlı ve kendisine yönelen saldırıyı politik manada karşılayan bir direnişti.”
Söz konusu direniş gerek gençlik örgütleri tarafından, gerekse saldırının hedefinde bulunan akademi camiası tarafından gereğince sahiplenilmiş olsaydı yaratacağı etki çok daha öte olabilirdi. Fakat biliyoruz ki bu gereğince yapılmadı. Aynı eleştiriyi partimize de yapabiliriz. Zira OHAL’in bu ilk direnişi partimiz tarafından da yeterince sahiplenilemedi. Bu deneyimden parti olarak sonuçlar çıkarmak durumundayız. Yeni dönemde gençlik mücadelesi ve hareketi içerisinde öne çıkan ve toplum çapında etki yaratma olanakları barındıran gençlik eylemleri karşısında daha diri reflekslere sahip olabilmek bakımından bu özellikle gereklidir.
Dönemin ikinci önemli deneyimi ise üniversiteleri bölmeyi hedefleyen saldırı karşısında patlak veren gençlik eylemleri oldu. İstanbul Üniversitesi merkezli eylemlere daha ilk anında müdahil olan genç komünistler hızla sürecin öznesi olmayı da başarabildiler. Gelişen eylemlere yönelik doğru politikalar üreten, talepler formüle eden, ilkeli davranan ama gerekli esnekliği de göstererek hareketi ileriye taşımaya çalışan genç komünistler, bu sayede üniversitenin içerisinde kendilerine faaliyet zeminleri yaratabildiler. Hareketin o anki seyri ve düzeyini gözeterek örgütsel formlar, eylem biçimleri ve araçlar oluşturmaya çalışan genç komünistler, sürecin ardından kalıcı imkanlar yaratmayı da bu sayede başardılar.
Geride kalan dönemin bu iki deneyimi, okul odaklı çalışmaya yoğunlaşıldığında, elde edilebilecek sonuçlar konusunda yeterli bir fikir vermektedir. Bu iki gelişmenin VI. Parti Kongresi’nin ardından gençlik çalışmamızın yönünü dönmesi gereken alana da ayna tuttuğunu belirterek değerlendirmemizi noktalıyoruz.
Gençlik yayınları
Gençlik yayınlarının verili tablosu gençlik çalışmamızı yansıtan bir ayna niteliği taşıyor. Zira gençlik çalışmamızda yaşanan nicel ve nitel daralma, ister istemez yayınlar cephesini de doğrudan etkiliyor.
Bunun en çarpıcı örneği ara dönemde politik gençlik dergisinin yayın hayatının parti merkezi tarafından dondurulması oldu. Uzun yıllardır belli bir nitelik ve periyot ile yayın hayatını sürdüren, gençlik hareketi içerisinde kendisine anlamlı bir yer açan politik gençlik yayınımız, gençlik çalışmamızın yaşadığı daralma ve nitel zayıflamanın dolaysız bir sonucu olarak, yayın hayatına ara vermek zorunda kaldı. Parti merkezi bizzat gençlik yayınına sahip çıkarak ve sorumluluk alarak bu sorunun üstesinden gelmeye de çalıştı, fakat parti örgütlerinden gereken destek ve çabayı alamadığı için yayını geçici bir süreliğine durdurma yoluna gitti.
Halihazırda yayın hayatını sürdüren sosyal medya sayfaları, zaman zaman aksasa da aylık olarak çıkan lise ve meslek lisesi yayınları ise, gençlik çalışmamızda yaşanan yetersizliklerin izini taşıyor. Bununla birlikte, özellikle lise yayınları bu alana dönük ısrarın bir göstergesi olarak fazlasıyla anlam taşıyor.
Yeni dönemde gençlik yayınlarının güçlendirilmesi, amaca uygun periyot ve nitelikte çıkarılması gençlik güçlerimizin eğitimi ve gelişimi ile doğrudan bağlantılı olacaktır. Dahası, parti örgütlerinin gençlik çalışmasına, gündemlerine ve yayınlarına dönük ilgisi ve katkısı da gençlik yayınları açısından anlamlı sonuçlar doğuracaktır.
Eğitim
Eğitim çalışmaları gençlik içerisinde kadrolaşmanın en kritik halkalarından birini oluşturuyor. Etrafımızda şekillenen genç güçleri marksist dünya görüşü üzerinden sistemli bir şekilde eğitmek, buna paralel olarak parti çizgisi ve programını eğitim çalışmalarının vazgeçilmez başlıkları haline getirmek, ertelenemez bir görev olarak önümüzde duruyor.
Bu bağlamda partimiz yeni dönemde gençliğe dönük özel eğitim programları çıkarmalı, söz konusu programları yerel ya da merkezi organizasyonlarla (kamp vb. etkinlikler üzerinden) belli bir sistematik içerisinde hayata geçirmelidir.
Gençlik Komisyonu
Aralık 2018