(Komünist Enternasyonal II. Kongresi)
Lenin yoldaşın tezleri üzerine, özellikle de İslamizmi ele alan bölümü hakkında konuşmak istiyorum. Bu mesele özellikle büyük bir ilgi gerektirmektedir. Türk Sultanlarının Suriye ve Mezopotamya’yı fethettikleri günlerden, İslam dünyasının kutsal yerlerine giden yolu ellerine geçirdikleri günlerden bu yana, Türk iktidar sahipleri, Doğunun, Afrika’nın ve diğer ülkelerin Müslüman olan bütün halklarını birleştirmeye çalışmışlardır. Kutsal yerler ve özellikle de demiryolları Sultanların eline geçtikten, Müslümanlığın kalbinin attığı yer ellerine geçtikten sonra Türk Sultanları, her yerde ve her şekilde Panislamizm vaazı verip durmuşlar, Doğuda ve Afrika’da yaşayan bütün halk topluluklarını, bütün Müslüman ülkeleri Türkiye etrafında birleştirmek istemişlerdir.
Ne var ki, 1908 yılında patlak veren Jön Türk devrimiyle iktidar Jön Türklerin eline geçti. İktidarı ele geçiren liberal burjuvazi, bütün bu halk topluluklarını birleştirmek için yeni yollar aramaya başladı. O sıralarda Rusya’da Tatarlar, Türkistanlılar, Başkırlar, Kafkas Türkleri ve daha pek çok başka halk, Çarlığın kamçısı altında inliyordu. İşte bu dönemde, Panislamizm düşüncesinin karşısına çıkarılan Pantürkizm buralara nüfuz etti. Panislamizm, değişik diller konuşan değişik halk topluluklarını birleştiremiyordu. Daha sonraları Jön Türklerin sahip çıktığı Pantürkizm düşüncesi ise, Kazan’dan Türkistan’a ve Kafkasya’ya kadar bütün Türk halklarını, Türkiye’nin tümü ve İran’ın bir bölümüyle kaynaştırmayı amaçlıyordu. Pantürkistlerin hedefi, işte bu muazzam genişlikteki bölgeyi birleştirmekti. Ama bütün bu hayaller, kağıt üzerinde kalmaya mahkumdu.
Rusya devriminden sonra; Avrupalı emperyalistlerin Türkiye’yi aralarında paylaşmalarından sonra; İngiliz ve Fransız kapitalistlerinin ikiyüzlülüğü Türkiye halkının gözünde açığa çıktığı zaman, Türkiye’de yeni bir hareket, bir özgürlük hareketi başladı. Bugün demokratik partilerin (Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kastediliyor) önderliğinde yürütülen Anadolu hareketi, İttifak Devletlerinin Türkiye’yi amansızca sömürme çabalarına verilen en iyi cevaptır. Özellikle İstanbul’un işgali, ateşi körüklemiş ve hareket daha da büyük bir hızla gelişmiştir. İttifak Devletlerine düşman olan ve içleri emperyalizme karşı asırların kiniyle dolu bütün güçleri etrafında toplayan Anadolu’daki devrimci devlet, şimdi Avrupa emperyalizmine karşı mücadeleye hazırlanıyor. Emekçi Türkiye, İttifak Devletlerinin kendisini bir daha köleleştirmesine izin vermeyecektir. Emekçi Türkiye’nin en iyi dostu olan Rusya devrimi sayesinde Türkiye halkı, çok yakın bir gelecekte tam özgürlüğüne kavuşacak ve bütün ülkelerin emekçileri ile birlikte bütün dünyadaki emperyalistlere karşı mücadeleye girişecektir.
28 Temmuz 1920