“Yüzde yüz” polis devleti!

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 15 Ağustos 2012
  • 12:29

(15.08.12) – Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yürütme Kurulu, son günlerde İzmir, Doğubeyazıt ve Büyükçekmece'de yaşanan polis terörü ve cinayetlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Son birkaç gün içerisinde yaşananların “halkın can ve mal güvenliğini sağlamakla görevli polisin orantısız güç kullanımı sınırlarını çoktan aşarak vatandaşların yaşam hakkını tehdit eder bir duruma geldiğini” gösterdiğini belirten KESK, bu olayların “münferit” olmadığının altını çizdi.

Tarihi, faili meçhuller, işkenceler, katliamlar, gözaltında kayıplar gibi insan hakları ihlalleri tarihi olan Türkiye’de halkın bu şiddete yabancı olmadığını belirten KESK, iktidarlarca sık sık tekrarlanan “Karakollar artık pembekol olacak”, “Bunlar münferit olaylar, çürük elmaları temizleyeceğiz” söylemlerinin göz boyamadan ibaret olduğunu ifade etti.

AKP iktidarında yıllardır sürdürülen polis şiddetinin katlanarak arttığına dikkat çekilen açıklamada, AKP hükümetinin şiddeti teşvik eden söylem ve politikaları sonucunda polis terörünün çığırından çıktığı belirtildi.

“Güvenlikçi zihniyet pervasızlaştı”

Polis Vazife ve Salahiyet Yasası'nda (PVSK) 2007 yılının haziran ayında yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesi ile bu güvenlikçi zihniyetin daha da pervasız hale geldiğini ifade eden KESK Yürütme Kurulu, şiddeti teşvik eden söylem ve politikalardan cesaret alan polislerin Ogün Samast gibi bir katille “hatıra fotoğrafı” çektirmelerinin, kimlik sordukları ya da bir sebeple tartıştıkları kişileri darp etmelerinin şaşırtıcı olmadığını belirtti.

Metin Lokumcu, Çayan Birben gibi onlarca insanın polis terörü sonucu yaşamını yitirdiğinin hatırlatıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Resimi, şiiri bomba ile aynı kefeye koyan, her toplumsal olayda kullanılması sonucunda Metin Lokumcu, Çayan Birben gibi onlarca insanımızın hayatına mal olan biber gazları ile 'Yüzde yüz doğal, bitkisel'diyerek övünecek kadar pervasızlaşan bir İçişleri Bakanı'na bağlı polisin basit bir trafik olayının ardından onlarca kişinin ortasında tartıştığı gençlere kurşun yağdırmasından daha 'doğal' ne olabilir ki?”

AKP'nin, insan hakları ihlalleri ve şiddet konusunda sicili kabarık olan polisleri atamalarla, terfilerle ödüllendirdiğini belirten KESK, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 122 bin olan polis sayısının 2011 yılında 229 bin 965’e çıktığını hatırlattı.

“Polisin yetkileri sınırlandırılmalı”

Açıklama, şu sözlerle sona erdi: “KESK olarak, kaynağında AKP'nin güvenlikçi zihniyetinin ürünü, polisi aşırı yetkilendiren düzenlemelerin yer aldığı; toplumsal barışı, yurttaşların can güvenliğini tehdit eder boyutlara ulaşan polis şiddetini ve 'yüzde yüz doğal' diyerek bu şiddetin arkasında duranları kınıyoruz.

Her geçen gün artan bu şiddetin önüne geçmek için polisin mevcut yetkileri bir an önce sınırlandırılmalı, keyfi silah kullanımının önüne geçilerek suça karışan polislere yargılama süreçlerinde en ağır cezalar uygulanmalıdır. AKP hükümeti suç işleyen ve suç işlediği apaçık belli olan polisleri ve diğer güvenlik görevlilerini korumaktan artık vazgeçmelidir.”