Yunan halkına karşı Blackwater

  • Arşiv
  • |
  • Avrupa
  • |
  • Sosyal/Siyasal Sorunlar
  • |
  • 02 Şubat 2013
  • 10:33

(02.02.13) – Yunanistan’ın toplumsal hareketliliğe karşı Blackwater ile anlaştığı iddiaları ülkede tartışma yarattı.

Yunanistan’ın eski Kanada Büyükelçisi ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün Genel Sekreteri Leonidas Chrysanthopoulos, Kanada basınına verdiği bir röportajda Yunan hükümetinin parlamentonun korunması için Blackwater ile anlaştığını söyledi.

Haberin gündeme gelmesi Yunanistan’da büyük bir tepki ile karşılandı. Birçok gazete haberi “Kiralık katiller ülkemize geliyor!” başlığıyla duyururken hükümet cephesinden açıklama gelmedi.

Katil sürüsü Blackwater!

Blackwater adını Irak’taki katliamlarla duyuran bir “Özel güvenlik şirketi”. Ancak paralı asker ya da kiralık katil tanımlaması daha açıklayıcı oluyor zira bu katil sürüsü gittikleri heryerde ölüm, tecavüz ve ve insanlık dışı işkencelerle anılıyor. Aslında onlarca şirketten sadece biri olan Blackwater adını özellikle Irak’ta duyurmuştu.

2003 yılında, Irak işgalinin ardından George Bush Blackwater ile 1.2 milyar dolarlık bir anlaşma imzalamış ve Irak’ın birçok bölgesinin kontrolünü bu şirkete bırakmıştı.

Blackwater Irak’a girdiği ilk günden itibaren adını vahyi katliamlarla duyurdu. Özellikle Felluce katliamı Blackwater’ın en bilinen ve en vahşi katliamıydı. Blackwater’ın 4 askerinin Iraklı direnişçiler tarafından öldürülmelerinin ardından katil sürüsü Felluce’ye yönelik bir intikam saldırısı başlattı. Çevreyle bağı kesilen Felluce günlerce kimyasal silahlarla, fosfor bombalarıyla vuruldu. Katledilenlerin %90’ı ise silahsız sivillerdi. Vahşi katliam ABD destekçisi Irak hükümetinin bile tepkisini çekti ancak dünya kamuoyu sessizliğini korudu. Katliamın boyutu ise kesin olarak öğrenilemedi zira katiller tüm cesetleri ortadan kaldırmadan kente kimseyi sokmadılar. Yıllar sonra bile Felluce’de toplu mezarlar bulunuyor.

Kuşkusuz ki Blackwater şirketlerden sadece biri. Ve bu şirketler Irak başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde görev alıyor. Irak’ta ABD’nin 165 bin askeri olduğu dönemde 185 bin paralı askerin bulunuyor oluşu, tabloyu açık hale getiriyor. Bu paralı askerler ne savaş istatistiklerine giriyor, ne de savaş hukukuna dahil oluyor. Gittikleri yere katliam götüren şirketler, hiçbir yaptırım ile de karşılaşmıyor.

Ancak bu şirketlerin tek görevi sıcak çatışma değil. Dünyanın birçok yerinde kotrgerilla eğitimleri de bu şirketlere devrediliyor. Son olarak Suriyeli çeteler Türkiye’de benzer bir “Özel Güvenlik Şirketi”nin eğittiği basına yansımıştı.

Yunan burjuvazisinin devrim korkusu

Ciddi bir kriz içerisinde olan Yunanistan’da işçi ve emekçilerin krizin faturasını ödememek için sokaklarda olduğu ve toplumsal muhalefetin yüksek olduğu biliniyor. Yapılan grevlerle, kitlesel ve militan eylemlerle Yunan emekçileri seslerini yükseltiyor, birçok eylemde parlamento hedef alınıyor ve kitleler doğrudan hükümeti hedef alıyor.

Birçok kesim, siyasal önderlik boşluğu dışında Yunanistan’da devrimci durumun olgunlaştığını iddia ediyor. Belli ki bu yüksek konjonktür Yunan burjuvazisini ve onun hükümetini de korkutuyor ve bir devrim tehdidine karşı ancak Amerika’nın kiralık katiller sürüsüne güvenebileceklerini düşünüyorlar. Haksız da değiller...