YÖK disiplin yönetmeliği değişir mi?

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • Saldırılar
  • |
  • 31 Temmuz 2012
  • 12:54

(31.07.12) - Sermaye hükümeti AKP'nin “ileri demokrasi” iddialarıyla baskı yasalarını maskelemeye çalıştığı bugünlerde sıra üniversitelere geldi! Yapılan açıklamalara göre Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) Öğrenci Disiplin Yönetmeliği tamamen yenileniyor.

“1980 darbesi sonrasında üniversite öğrencilerini disiplin altına almak amacıyla” çıkartıldığı kabul edilen yönetmelik için daha 'demokratik, özgür' bir içerik kazandırılacak.

İlk olarak 1982 yılında yayınlanan yönetmelik 12 Eylül askeri darbesiyle yaratılan baskının üniversiteler ayağında gençliği kontrol etmek için konmuş ağır ceza maddeleri taşıyordu. Yeni yönetmelikle pankart asmak, afiş yapmak, bildiri dağıtmak, siyasi parti propagandası yapmak, şarkı söylemek, çalgı çalmak gibi en temel haklar artık 'demokratik hak' sayılacağı savunuluyor. Sermaye hükümetinin yeni eğitim dönemini yönetmelik değişikliğiyle açma iddiaları üzerine konuşan YÖK Başkanı Prof. Gökhan Çetinsaya öğrencilerin kendilerini daha özgür ifade edebileceği yönetmelik için çalıştıklarını iddia etti.

Çetinsaya, yönetmelikte 'çok komik' olarak adlandırılacak cezalar olduğunu ve bunların zaman zaman üniversite yönetimleri tarafından uygulanmasıyla ilgili üzüntü duyduğunu söyledi. Timsah gözyaşları döken Çetinsaya tüm sorumlululuğu 'çok komik' cezalar barındıran yönetmeliğe atsa da o yönetmelik okul yönetimleri kullanmadığı sürece anlamsız olduğunu biliyoruz. Kaldı ki yönetmelikte olmayan cezalar bile yönetimler tarafından devreye sokulmakta öğrencilerin en temel demokratik hak ve özgürlükleri tırpanlanmaktadır. Çetinsaya'nın bahsettiği “daha demokratik ve özgür” yönetmelikte esasta düzene itiraz etmeyen, onun icazet sınırlarını kabul edecek sınırlar ifade edilmektedir. Bu oyun daha önce de üniversitelerde oynanmış onyılların fiili meşru kazanımları olan afiş asma hakkı, “rektör izni olması şartıyla” 'özgürce' yapılabileceği önümüze konmuştur.

“İçebileceğinden fazla ayran taşımak”, “ideolojik halay çekmek” 'komik' ceza gerekçeleri olsa da aslında sermayenin azgın baskı ve terörünü ifade etmektedir. Yargının bile ceza veremediği dosyalardan kaynaklı üniversitelerde bir yıl veya bir dönem gibi ağır cezalar verildiği gerçeği orta yerde duruyor. Keyfi baskı ve terörün en temel hukuk kurallarını dahi çiğneyerek hayata geçirildiği bir dönemde yüzlerce öğrenci tutukluyken bahsedilen 'özgürlük' koca bir yalandan ibarettir.

Üniversiteli gençliğin biriken öfkesini baskı mekanizmalarıyla kırmaya çalışan sermaye devleti yeni manevralarını arka arkaya devreye sokuyor. Yönetmelik değişikliği haberlerinin servis edildiği günlerde YÖK tarafından üniversitelere yazılar iletilerek geçtiğimiz yıl çıkarılan öğrenci affının hala kullanıma açık olduğu ve okula dönmek isteyen öğrencilerin işlemini yaptığı zaman itibariyle sonraki dönem okula dönebileceği belirtiliyor.

Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'nin değiştirielceği vaatlerini sayanlar diğer yandan üiversiteleri ticari işletmelere çeviriyorlar. Binlerce öğrenci için çıkarılan keyfi cezaları gölgelemeye çalışan bu adımlar karşısında mücadeleyi yükseltmeden hiç bir hak kazanılamaz.

ekimgencligi.net