Türkiye iklimde sondan beşinci - Mehveş Evin

  • Arşiv
  • |
  • Çevre /Sağlık
  • |
  • 04 Aralık 2012
  • 06:19

BM İklim Değişikliği Konferansı’nın yapıldığı Doha-Katar’da iklim değişikliği performans endeksi açıklandı. Sera gazı salımından sorumlu 58 ülkenin değerlendirildiği raporda Türkiye sondan beşinci oldu Bu yıl sekizincisi açıklanan Climate Change Performance Index (CCPI)-İklim Değişikliği Performansı Endeksi’nde vaziyet hiç parlak değil! Germanwatch ve Climate Action Network Europe’ın dünyadaki 230 enerji ve iklim uzmanının yardımıyla hazırladığı bu rapor, Doha’da iklim görüşmeleri sürerken yayınlandı. Endeks, toplam seragazı salımından ülke politikalarına kadar çeşitli kıstaslara göre hazırlanıyor.

Orman alanları talan oldu

Buna göre, en büyük miktarda karbon salımı yapan 58 ülkenin iklim değişikliği performansları değerlendirildi. Bu yıl ilk kez “orman alanlarının tahribi” verileri eklendiği için, Brezilya ve Endonezya puan kaybetti. Ve bu yıl da hiçbir ülke, ilk üçe girmedi! Çünkü uzmanlara göre iklim değişikliği kaynaklı sıcaklık artışını 2 C’nin altında tutacak hedefte, kendi görevini yerine getiren ülke yok. Dördüncülüğü, yani bu listede birinciliği alan ülkeyse Danimarka. Peşi sıra gelen İsveç, Portekiz ve İsviçre de iklim performansında ‘en iyi’ler arasında. Türkiye, ne yazık ki yine ‘en kötü’lerin arasındaki yerini koruyor. Geçen yıl sondan dördüncü olan ülkemiz, bu yıl sondan beşinciliğe yükseldi! Daha kötü kim mi var? Sırasıyla Kanada, Kazakistan, İran ve Suudi Arabistan. Kanada, iklim müzakerelerini baltalayan politikaları yüzünden cezalı.

Türkiye salım azaltmıyor

Raporda Türkiye, Yunanistan ve Hollanda ile birlikte “Avrupa’nın en kötüleri” arasında. Bu ülkeler için “Daha gidecekleri çok uzun bir yol var” notu düşülmüş. Raporu değerlendiren sivil toplum kuruluşu “350 Ankara”, Türkiye’nin kömür ve petrol merkezli ekonomisini devam ettirmek için salım azaltım hedefi vermediğini vurguluyor: “Türkiye’nin 2012 yılını kömür yılı ilan etti, en fazla salım artıran ülkelerin başında geliyor. Kendisi gibi endüstrileşen ülkelerle kıyaslayınca en sonda yer alıyor. ‘Çılgınlığı’ iklimi kurtarmakta değil, değiştirmekte görüyor. Doha’da ikinci kez aldığı ‘günün fosili’ ödülünü aldı. İklim karnesindeki kırıklarla kötü örnek oluyor.”

En kötüden bile kötü

Dünyanın en fazla salımlarını yapan ABD 43, Çin ise 54’üncü sırada yer aldı. ABD’nin geçen yıla göre biraz daha iyi durumda olmasının nedeni, ekonomik krizle birlikte emisyonların azalması ve kaya gazına yoğun miktarda yönelmesi. Endekste kaya gazı emisyonu henüz yer almıyor. Çin ise salımı artırmasına rağmen yenilenebilir enerjiye büyük yatırım yaptığı için yakın gelecekte çok daha iyi sonuçlar verecek. En fenası, ev sahibi Katar... Salım seviyesi, listenin sonundaki Suudi Arabistan’dan bile kötü! CAN Europe Direktörü Wendel Trio, Katar’ın total sıralamayı  bozacağı için listeye alınmadığını, belki bu zirveyi bir “fırsat” olarak değerlendirebileceğini açıkladı. 

2013 endeksinden notlar

2012 yılında global karbon salımında yeni bir dünya rekoru kırıldı. Araştırılan ülkelerden hiçbiri, küresel ısınmanın 2 derecenin altında tutulmasına yetecek bir değişim yoluna giremedi. Danimarka’nın yılın en iyi performansını göstermesinin sebebi, salımdaki pozitif gelişmenin yanı sıra, “sıra dışı” iyi politikalar uygulamasında. Küresel ekonomik kriz Portekiz, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerin salımını azaltmasında etkili oldu. Ancak Portekiz, krize rağmen iklim hedeflerinden taviz vermedi. Norveç, İzlanda’dan sonra yenilenebilir enerji alanında ikinci. Elektriğinin tümünü yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayan Norveç, doğal gaza fazla yüklendiği ve kötüye giden politikaları nedeniyle 11 sıra birden düştü. 

Doha’dan haberler

DOHA’da müzakereleri takip eden Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan, görüşmelerin gidişatını ve Türkiye’nin durumunu değerlendirdi:

*  Doha’daki toplantı iklimin geleceği için önemli rol oynayacak.  Uzun dönemli işbirliğini belirleyecek çalışma grubunun son yılı olacak. Grup önümüzdeki süreçte nasıl devam edeceğine karar vermesi gerekiyor.

* Bu metin onaylandıktan sonra güçlendirilmiş bir eylem platformu için müzakereler daha kuvvetli bir biçimde devam edebilir ve karbon salımlarının azaltılması konusunda istek artırılabilir.

* Sözleşmenin EK 1’nde yer alan, ancak herhangi bir yükümlüğe sahip olmayan Türkiye, 2008 yılında Kyoto Protokolü’ne taraf olmuştu. Bu durum, Türkiye üzerine 2012 yılında kadar herhangi bir ek yükümlülük getirmedi.

* Gelinen noktada, küresel kömür yatırımlarında dünyada 4’üncü olan ve fosil yakıtlara bağımlılığını giderek artıran Türkiye, Kyoto Protokolü ikinci yükümlülük döneminde de salım azaltım hedefi belirlemiyor.

* Enerji Bakanlığı 2012’yi kömür yılı ilan etmişti. Türkiye’nin 1990 yılında kişi başına 3.3 ton olan salımları, 2010 yılında 5.5 tona çıktı.  

Milliyet / 04.12.12