‘Türk sorunu’ tam da Birgül Ayman Güler’dir - İsmet Berkan

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 26 Ocak 2013
  • 07:05

SAĞIR sultan bile duydu. Partisinin ‘faşist’ ve ‘militarist’ olmadığını duyurmak amacıyla Meclis kürsüsüne çıkan Cumhuriyet Halk Partisi İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler, ‘Türk ulusu ile Kürt milliyeti eşit olamaz’ deyiverdi. Buradaki ırkçılık ve ayrımcılık o kadar içselleşmiş durumda ki, Güler bu yaptığının ırkçılık olduğunu söyleyenlere de kızıyor.

‘Hayır’ diyor, ‘Ben ırkçı değilim, eşit vatandaşlığı savunuyorum.’Güler’in bu görüşleri yeni değil, ilk kez de duyulmuyor ama Meclis kürsüsünden, son derece önemli (ama son kertede yetersiz kalan) bir yasanın görüşmeleri sırasında söylenmesi, bu milletvekilini ön plana çıkardı.

* * *

Defalarca yazdım, günün birinde terör bitecekse, bunu ancak ve ancak Kürt vatandaşlarımızın kendilerini Türkiye’de eşit ve birinci sınıf yurttaşlar olarak hissetmelerini sağlayarak yapabiliriz. Ama bu eşitliği sağlamanın önünde çok sayıda engel var. Bu engellerin başlıcası, artık Birgül Ayman Güler’in şahsında cisimleşen anlayış.
Başkaları ne şekilde tanımlıyor bilmiyorum ve çok da ilgilenmiyorum ama bana göre ‘Türk sorunu’ tam olarak budur. Bunca zamandır Kürtlere fenalıklar yapılmakta olduğunun farkında olmama, o fenalıkları yapmaya devam etmeyi isteme hali yani. Sürekli adından söz ediyorum ama aslında Birgül Ayman Güler’in şahsıyla bir derdim yok. Esasen CHP milletvekilinin yalnız, marjinal bir görüşün temsilcisi öylesine bir insan olduğunu düşünmüyorum. Onun gibi düşünen, çoğu zaman onun gibi bu düşüncesini de yüksek sesle dillendiren bir hayli geniş bir kitle var.
Kürtlerin Türklerle eşit olamayacağını düşünmenin ırkçılık olmadığını göğsünü gere gere söyleyenler onlar.
‘Kürtçe ilkel bir dil, öğrenip de ne yapacaklar’ diyenler onlar.
Kültürler, milletler, diller arasında hiyerarşi kuran, birinin diğerinden üstün olabileceğini peşinen kabul edenler onlar.
Bu duygu ve düşüncelerin marjinal olduğunu söylemek maalesef mümkün değil ülkemizde.
Ve bu kalabalık kitle PKK terör yaptı diye bir tepki olarak ortaya çıkmış da değil. Aslında ilişki tam tersi yönde: O kitle var ve ülke yönetiminde çok etkin diye bunca Kürt isyanı çıktı bu ülkede, PKK bu zincirin sadece son halkası. Bu mantığı ilerleterek şunu bile söyleyebiliriz: Yazı boyunca tanımlamaya çalıştığım anlamıyla ‘Türk sorunu’ esasen ‘Kürt sorunu’nun da yaratıcısıdır.

Karayılan’ın ‘ama’sının ardındaki merak...

Bu köşede dün PKK yöneticisi Murat Karayılan’ın son İmralı sürecine ilişkin bazı değerlendirmelerini aktardım ama o değerlendirmeler hakkındaki görüşlerimi yazmadım. Karayılan, ‘Öcalan’ın iradesi bizim irademizdir’ diyerek İmralı’nın müzakereci olarak meşruiyetine yüzde 100 destek veriyor ama sonra kocaman bir ‘ama’ ekliyor. Karayılan’ın ‘ama’sı şu: Devlet (ve Öcalan) bizden silahlı güçlerimizi Türkiye dışına çıkarmamızı istiyor ama buna karşılık devletin de adım atması gerek. Ben bu ‘ama’dan şunu anlıyorum: Öcalan’ın MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a, ‘PKK silahlı güçlerini Türkiye dışına çıkarırım’ vaadi tek taraflı bir vaat değildi; bununla eş zamanlı olarak devletimiz de bir şeyler yapacaktı. Acaba o yapılacak olan neydi veya ne? Yapıldı mı, yapılmakta mı, hiçbir hareket yok mu?  Bugünlerde ‘sürecin tıkandığı’ndan söz ediliyor her yerde. Peki ama tıkanan ne ve hangi noktada bu tıkanıklık?
Acaba Kandil Türkiye’den ne bekliyor?

Hürriyet - 26.01.13