(29.01.13) - AKP hükümeti “Terörün Finansmanı Yasa Tasarısı” ile tüm toplum üzerindeki baskıyı arttırmaya çalışıyor.
Özellikle 11 Eylül'ün ardından terör tanımını değiştiren, kapsamını arttırarak terör demagojisine sığınan sistem, ihtiyaçları doğrultusunda çıkardığı yasalarla, operasyonlarla adımlar atmaya devam ediyor. Şimdi de gündeme gelen bu yasa ile sözde terör finansmanını durdurmak maskesiyle sermaye üzerindeki kontrolü arttırmayı hedefliyor.
Birleşmiş Milletler tarafından 10 Ocak'ta imzaya açılan Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme'ye 11 Eylül'ün ardından Türkiye de imza attı. Aradan geçen 12 yılın ardından da yasa tasarısı olarak meclise geldi.
Bu yasa ile de finansman anlamında denetimin arttırılacağı, aynı zamanda da özellikle sermaye grupları üzerinde tahakküm uygulanacağı ortada. Bu açıdan BDP’nin yasayı Kürt işadamlarına dönük bir saldırı olarak değerlendirmesi de doğru. Ancak yasayı sadece bu açıdan ele almak aynı zamanda yetersiz zira amaç sadece burjuvazinin içindeki bir hesaplaşma değil.
Hazırlanan yasa tasarısında yer alan maddeler de kapsamını açıkça ortaya koymaktadır.
Madde 3: TMK Kapsamında terör suçu kabul edilen fiillere ilişkin fon sağlanması veya toplanması yasaklanmıştır.
Madde 4: Daha önceden örgüte fon sağlayan, tespit edilmesi halinde örgüt üyesi olarak cezalandırılacak.
Madde 5: Malvarlığının dondurulması kararı, yargı kararı olmaksızın yapılabilecektir.
Madde 6: Yabancı devlet hükümetleri tarafından yapılacak malvarlığının dondurulmasına ilişkin talepler hakkında karar verme yetkisi Değerlendirme Komisyonu’na aittir.
Madde 7: Değerlendirme Komisyonu’na suçun işlendiğine dair makul sebeplere dayanarak yabancı ülkelerdeki malvarlığının dondurulması için talepte bulunma yetkisi verilir.
Madde 9: Değerlendirme Komisyonu; yargısal güvenceye bağlanması gereken bir hususta, doğrudan idare tarafından oluşturulan bir kurul niteliğindedir.
Tüm bunlar burjuvazinin AKP hükümeti eliyle işçi-emekçiler ve tüm muhalif kesimler üzerindeki baskısını, denetimini arttırmaya çalıştığının açık göstergeleridir.
Özellikle TMY ile ilişkilendirilmesi, yargı kararı olmaksızın karar alma yetkisinin verilmesi, Değerlendirme Komisyonu’nu burjuva hukukun ve yargının dahi üzerine koymaktadır. Yasa bu haliyle neredeyse toplumun her alanına müdahale edebilecek bir dikta rejiminin yasal formlarından biridir.