Siyasal islamın gerçek yüzü – Ergin Yıldızoğlu

  • Arşiv
  • |
  • Uluslararası Siyaset
  • |
  • 12 Aralık 2012
  • 05:49

Siyasal İslamın, toplumsal projesinin gerçek yüzünü görmek isteyenler için Mısır’da yaşananlar bulunmaz bir olanak sunuyor.

Müslüman Kardeşler örgütü, siyasi temsilcisi Özgürlük ve Adalet Partisi, Mısır’da Mübarek rejimi devrilirken orduyla anlaşıp devrimi söndürmekle kalmadı, ondan sonra verdiği tüm sözlerden caydı. Şimdi yalnızca hükümeti ele geçirmekle yetinmek istemiyor, aynı zamanda Mısır toplumunu dini ilkelere göre yeniden şekillendirecek bir konuma yükselmek istiyor.

Yalanlar ve manevralar

Devrime gecikmeli olarak “katıldığından” bu yana Müslüman Kardeşler, toplumu orduyla işbirliği içinde teslim almaya hazırlandığından kuşkulananları yatıştırmak için önce başkanlık seçimlerinde aday göstermeyeceğini söyledi; ama aday gösterdi. Sonra Meclise egemen olmayacağını söyledi ama Selefi Nur Partisi’yle anlaşarak egemen oldu. Anayasa komisyonuna egemen olmayacağını, yeni anayasanın, liberal laik güçlerle bir uzlaşmanın ürünü olacağını savundu. Ama sonunda, Anayasa Komisyonuna tümüyle hâkim oldu ve yangından mal kaçırır gibi hızla, hiçbir uzlaşma aramadan yalnızca siyasal İslamın gereksinimlerine cevap veren bir anayasa hazırladı.

Devlet Başkanı Mursi’nin kendine olağanüstü yetkiler tanıyan genelgeyi yayımlaması bardağı taşıran son damla oldu. Mısır halkı yeniden Tahrir meydanına, İskenderiye gibi büyük kentlerin sokaklarına indi. Laik demokratik güçler, MK üyesi olmayan demokratik eğilimli Müslümanlar, solcular, sosyalistler, Mursi’den bu yetkileri iptal etmesini, yeni bir anayasa yapılmasının ortamının hazırlanmasını istiyorlardı. Yaklaşık bir hafta süren protesto gösterilerinden sora Mursi, bu yetkilerden vazgeçmek zorunda kaldı, ama anayasayı gelecek hafta referanduma sunmakta kararlı.

Bu protesto gösterileri başladığından bu yana korkutucu gelişmeler yaşanıyor. Devlet başkanlığı, hükümet Özgürlük ve Adalet Partisi’nin elinde, güvenlik güçlerinin bu hükümetin emrinde olmasına karşın bu partinin arkasındaki Müslüman Kardeşler örgütü kendi taraftarlarını, kimi yorumculara göre sivil milislerini (Al Homayed ve Mirghani, Al Awsat, Tadros, Open Democracy 08/12) başkanlık sarayı etrafında barışçı bir gösteri yapmakta olan muhalefet kitlesinin üzerine gönderdi. Çıkan çatışmalarda 5 kişi öldü, yüzlerce insan yaralandı. MK “milis”lerinin göstericilere “tekbir”, “Allahuekber” sesleriyle saldırması dikkat çekti.

Bir diğer gelişme MK taraftarlarının, medya kuruluşlarının önünde protesto gösterisi yaparken medyanın temizlenmesini talep eden sloganlar atıyor olmasıydı. Nihayet cumartesi günü Al-Masry Al-Youm gazetesi, Al Ahram web sitesine referansla Musri’nin, ordu üst kademesinin de katılımıyla hazırlanan bir yasayla, orduya düzeni koruma, tutuklama ve özel mahkemelere sevk etme yetkisi veren bir yasa hazırladığını aktarıyordu. Pazartesi BBC, Al Arabia, Mursi’nin orduyu, düzeni sağlamak için sivilleri tutuklama yetkisiyle göreve çağırdığını yazıyordu.

Siyasal İslamın gerçek yüzünü gösteren resmi tamamlamak için ideolojinin kullanılış biçimine de değinmek gerekiyor.

Al Ahram gazetesinin cuma günü aktardığına göre, Selefi Nur Partisi’nin sözcüsü Tarık Fehim, “Biz tüm halkız. Protestocular anayasayı öldürmek istiyorlar” dedikten sonra ekliyor: “Bunlar ilkesiz ahlaksız insanlar...” “Anayasa ve devrim İslam yasalarını savunmaya yöneliktir...” “Hiçbir Müslüman şeriata hayır diyemez.” Pazartesi günü, Al- Masry Al-Youm Selefi grupların “Medya City” önünde “Mısır’ı çürüten televizyon dizilerinin kaldırılmasını” isteyen, “Önce Şeriat” temalı bir gösteri planladıklarını aktarıyordu.

Özgürlük ve Adalet Partisi Başkan Yardımcısı Essam al Erian da bir Twitter mesajında “gelecek referandumda evet oyu verecek olanlar mutlaka cennete gidecek iyi insanlardır” diyormuş.

Her dönemeçte kandırmak, yasamayı, yürütmeyi ele geçirmek, orduyla anlaşmak, toplumu halk ve lider bir tarafta, muhalefet öbür tarafta olarak tanımlamak, temizlikten söz etmek... Dinci bir anayasa yaparken muhalefeti yok saymak, dinsiz olmakla suçlamak... “Tekbir” getirerek saldıran sivil milisler... Hükümetteki partiyi dışardan kontrol eden bir kitle örgütü... Birileri buna faşizmin ayak sesi diyorsa haksız mı?

Cumhuriyet / 12.12.12