Hep söylüyorum Ortadoğu denilen bizim coğrafya sürekli hareketli ve sıcak. Geçen haftanın bazı gelişmelerine bakın.

24 Ocak'ta, yani 'devrim'in yıldönümünde Mısır'da olaylar başladı ve 4 günde 40'tan fazla insan öldü.

25 Ocak'ta Amerikalı generaller Yemen'e giderek üs kurmayı konuştu. Bu üs pilotsuz casus uçaklarına, yani Predatorlara tahsis edilecek. Amerikalılar bu uçakları önce Irak ve Afganistan'da, şimdi de Pakistan, Yemen ve Somali'de El Kaide ve Taliban'a karşı kullanıyor. Başka bir Amerikan askeri ekip, Fransa'nın işgal ettiği Mali'ye komşu Nijer'de Predatorlar için üs görüşmeleri yapıyordu. Amaç radikal İslamcı örgütleri az maliyetle ortadan kaldırmak.

25 Ocak'ta ABD Dışişleri Bakanı  Clinton 'Arap Baharı'yla iktidara gelenlerin beceriksiz  olduklarını' söyledi.

26 Ocak'ta İsrail Patriot bataryalarını Suriye ve Lübnan sınırına kaydırdı, casus uçaklarını uçurmaya başladı.

27 Ocak'ta İran'ın dini lideri Hamaney'nin danışmanı Velayati 'Suriye'yi hedef alacak herhangi bir saldırı İran'a yapılmış olur' dedi.

28 Ocak'ta ABD Senatosu, Yahudi lobilerine rağmen John Kerry'nin dışişleri bakanlığını onayladı.

28 Ocak'ta muhalefetin çatı örgütü Suriye Devrim Güçleri ve Muhalefet Koalisyonu Paris toplantısına katıldı. Davos'ta Mesut Barzani ile görüşen 

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ilk kez yer almadığı Suriye Dostları toplantısında muhaliflere yardım konusunda anlaşmazlık çıktı. Koalisyon Başkanı Muaz Elhatip 'Hemen 500 milyon vermezseniz bu işten vazgeçeriz' dedi.

***

Aynı gün, Batı'nın desteklemediği Suriye içi muhalifler Cenevre'de toplandı. Katılımcılar silahlı eylemlere ve dış müdahaleye karşı olduklarını ilan edip,  Esad'la görüşmek gereğini vurguladılar.

29 Ocak'ta BM Özel Temsilcisi Lahdar İbrahimi BM Güvenlik Konseyi'nde konuştu ve Suriye sorununun ancak siyasi diyalogla çözülebileceğini söyledi.

İbrahimi konuşmasına hazırlanırken, Halep yakınında bir katliam gerçekleşti. 90 kadar gencin cesedi dereye atılmıştı. Suçları silahlı gruplara karşı olmaktı.

29 Ocak'ta Paris toplantısı sonrasında Başbakan Erdoğan'ın yakın dostu Muaz Elhatip sürpriz yaparak, Esad yönetimiyle görüşebileceklerini söyledi, muhalifler birbirine girdi.

29 Ocak'ta Başbakan Erdoğan ve 

Dışişleri Bakanı Davutoğlu ani olarak Suriye'deki siyasi ve silahlı muhaliflerin en büyük destekleyicisi Katar'a gitti.

Ertesi gün yani 30 Ocak'ta Katar'dan dönen Erdoğan, Ankara'da Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile buluştu. Konu doğal olarak Suriye ve Suriye gelişmelerinden etkilenen Lübnan'daki durum.

Erdoğan, Mikati ile görüşürken İsrail'in Şam yakınındaki askeri araştırma merkezini bombaladığı haberi geldi. Suriyeli silahlı muhalifler birçok kez merkeze saldırmış ama ele geçirememişti.

***

30 Ocak'ta Berlin'e giden Mısır Cumhurbaşkanı Mursi, basına sızdırılan İsrail/Yahudi karşıtı sözlerinin tersine 'İsrail ve Yahudi düşmanı değilim' dedi.

31 Ocak'ta İngiliz Başbakanı Cameron aniden Libya'ya gitti. Aynı gün AB sınırlarını koruması için Libya'ya 'özel uzmanlar' gönderme kararı aldı.

1 Şubat yani dün BDP heyetinin İmralı'ya  Hakan Fidan'ın da Erbil'e giderek PKK konusunu görüşeceği haberi geldi.

İşte bu coğrafya böyle. Başlıklarıyla verdiğim her haberle ilgili çok şey yazılabilir. Tüm haberlerin birbirleriyle bağlantılı oldukları da ortada. Yani bu coğrafyada her şey her şeye bağlıdır ve bu nedenle hiçbir şey kolay çözülmüyor. Çözülecek gibi olunca da bildik emperyal güçler devreye giriyor ve işi bozuyor.

Akşam / 02.02.13