“Sermayeye karşı mücadele ediyoruz”

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Röportaj
  • |
  • 29 Ocak 2013
  • 09:14

DİSK’e bağlı Nakliyat-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan Yurtiçi Kargo işçileri Türkiye’nin çeşitli illerinde aktarma merkezleri ve Yurtiçi Kargo şubeleri önünde direnişteler.

İstanbul Haramidere’deki transfer merkezi önünde direnişlerini sürdüren Nakliyat-İş üyesi Yurtiçi Kargo işçilerinin görüşlerini aldık. İşten atılan işçiler, işten çıkarılma nedenleri ve direniş süreçleri üzerine görüşlerini gazetemizle paylaştılar.

“Bütün sermayeye karşı mücadele ediyoruz”

Savaş Karabulut: 4 yıldır Yurtiçi Kargo’da çalışıyorum. Çalışma koşullarımız ağır ve birçok arkadaşımız bu yüzden bel fıtığı oldu. İş kazaları sıkça yaşanıyor. Bu kazalar sonrasında hastaneye gittiğimizde ise baskı uyguluyorlar. Raporda iş kazası olarak geçmemesi için uğraşıyorlar.

İşçiler düşük ücretlerle çalıştırılıyor. 10 senedir burada çalışan bir işçi kredi kartlarına mahkum ediliyor. Sermaye tarafından hayatı ipotek altına alınıyor. Ama buranın patronu sermayesini daha da büyütüyor. Birçok yerde çiftlikler, villalar alıyor.

Biz de arkadaşlar olarak neler yapabileceğimizi konuştuk. Biraraya geldik, kendi sorunlarımızı tartıştık ve sendikalı olmaya karar verdik. Örgütlülüğümüz içeride de devam ediyor. 18. maddeyi yani performans düşüklüğünü gerekçe göstererek bizi işten attılar. Biz bunun gerçek nedeninin sendika olduğunu biliyoruz. Birçok arkadaşımızı da aynı şekilde atıyorlar. Zam ayı geldi ve şimdi herkese aynı performansı veriyorlar. Çok çelişkili bir durum. Birçok arkadaşımıza da ahlaksız tekliflerde bulunuldu. “Biz sizin sendikalı olduğunuzu biliyoruz. Bize isim verin. Sizi affedeceğiz” türünden tekliflerde bulunuyorlar. Biz burada onurumuz, ekmeğimiz, şerefimiz için mücadele ediyoruz.

Burada sadece çalışma koşullarının ağırlığına karşı mücadele vermiyoruz. Burada verdiğimiz mücadele aynı zamanda taşeron sistemine karşı mücadeledir. İş güvenliğinin olmamasına karşı mücadeledir. Şu anda direnişteyiz. İlk olarak beni attılar ve tek başıma direnişe geçtim. Diğer arkadaşlarım da işten atılınca bana katıldılar. Direnişimizi sürdüreceğiz.

Ülkede taşeron sisteminin yaygınlaşması örgütlenmeyi bölüyor. Bu uygulamalar Türkiye’de AKP hükümeti eliyle yapılıyor. Yeni yasaya göre taşeron olan şirketlerde sendikalaşma zorlaşacak. Taşeronlaşma ve güvencesizliğe karşı doktorlar, öğrenciler de mücadele etmeli. Birleşik bir cephe kurmalıyız. Biz buarada sadece İbrahim Arıkanlı’ya karşı mücadele etmiyoruz. Bütün sermayeye karşı mücadele ediyoruz.

“Birlik olursak hakkımızı alırız”

Veysel Sıldır: Yurtiçi Kargo’da yaklaşık 3 yıldır şoför olarak çalışıyorum. Çalışma koşullarımız ağır ve maaşlarımız çok düşük. Bu yüzden sendikalaştık ve mücadeleye devam ediyoruz. Çalışma şartlarının ağır, maaşların düşük olması, iş güvencemizin olmaması bizi sendikaya yöneltti. Yaklaşık bir ay önce Haramidere aktarma merkezinde çalışmaya başladık. İşverenler sendikalı olduğumuzu öğrendiler. Şeflerimiz, “Bugün size iş yok. Müdürler sizinle görüşecek” dediler. Ayrıca, şoför ihtiyacının düşeceğini söylediler. Üstelik birkaç gün önce şoför aldılar.

En yüksek performansın 5. seviyede olduğu çalışma düzeninde bize 4. performansta yer veriyorlardı. Sırf sendikalı olduğumuz için bizi işten çıkardılar.

Birlik olursak hakkımızı alırız. Olmazsak bir tane çöpüz. Biz birlik olmazsak kırarlar bizi. Hakkımızı alalım ve hep beraber çoğalalım.

“Sonuna kadar gideceğiz”

Sabri Karadeniz: Bir yıldır burada çalışıyorum. Çalışma koşullarının çok ağır olması nedeniyle iş kazaları yaşanıyor. Bu kazalar nedeniyle, işçi üzerindeki fiziksel ve psikolojik baskı nedeniyle sendikalı olduk. Ülke genelinde sistemin uyguladığı baskıların benzerini yaşadık. Devlet-polis-patron üçgeninin ortasındayız. Sonuna kadar gideceğiz.

Kızıl Bayrak / Esenyurt