Senkromeç'te direniş bayrağı dalgalanıyor!

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 31 Temmuz 2012
  • 05:25

(31.07.12) - Geçtiğimiz hafta İzmir Senkromeç'te “üretimde daralma” gerekçesiyle 40'a yakın işçinin işten çıkarılması üzerine Muharrem Subaşı fabrika önünde direnişe geçti.

Bir haftadır kamuoyuna ilan edilen, direnişçi MICHA ve Billur Tuz işçilerine, sendikalara ve devrimci-demokratik kitle örgütlerine dayanışma çağrısı yapılan direniş, dün (30 Temmuz) saat 12.30'da fabrika önünde basın açıklaması yapılarak başlatıldı. Ayrıca direnişin ilk günü sabah saatlerinde Çiğli merkezde servislere binen işçilere Senkromeç direnişini anlatan ve basın açıklamasına çağıran Metal İşçileri Birliği bildirilerinin sesli ajitasyonlar eşliğinde dağıtılmasıyla havzadaki işçiler eyleme çağrıldı.

Direnişe ilk dayanışma direnişçi işçilerden...

Açıklamaya destek için gelen kitle ve Direnişçi Micha işçileri Atatürk Organize Sanayi Bölgesi girişinde buluşarak İzmir Senkromeç önüne bir yürüyüş gerçekleştirdiler. “Zafer direnen işçinin olacak!/Direnişçi Micha İşçileri” pankartı arkasında yürüyen işçiler “Senkromeç işçisi yalnız değildir!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Micha işçisi yalnız değildir!” sloganlarını attılar. Fabrika önüne gelindikten kısa bir süre sonra da direnişçi Billur Tuz işçileri, Tek Gıda-İş Sendikası, TÜMTİS ve Hava-İş Sendikası, Billur Tuz direniş alanından Senkromeç önüne doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüşte “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atan işçiler Senkromeç önündeki kitle tarafından “Billur Tuz işçisi yalnız değildir!” sloganları ile karşılandılar.

İzmir Senkromeç patronlarının ve sivil kolluk güçlerinin yığınak yaptığı fabrika karşısında toplanan kitle “Direne direne kazanacağız!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!” sloganları ile eyleme başladı.

Açıklamadan önce Metal İşçileri Birliği adına eski bir Senkromeç işçisi bir konuşma yaptı. Konuşmada Senkromeç' te yaşanan işçi kıyımının sürekliliğine işaret edilerek, Senkromeç patronunun 2008 krizinden bu yana karına kar kattığı, işçi çıkartarak yeni araziler aldığı vurgulandı. Konuşmanın ardından basın açıklamasının okunması için sözü işten yeni çıkartılan direnişçi Muharrem Subaşı aldı. 14 aydır Senkromeç'te çalıştığını vurgulayarak açıklamaya başlayan Subaşı, yıllardır İzmir Senkromeç'te işçilerin haksız yere işten çıkarıldığını ancak mücadele etmek için kendi güçlerinden yoksun olduğunu ifade ederek, işçilerin gücünün farkına varması için çağrıda bulundu. Senkromeç'teki çalışma koşullarına da değinen Subaşı açıklamada şunları söyledi:

“Senkromeç'in çalışma şartlarından biraz bahsedecek olursam, içeride tam bir patron diktatörlüğü uygulanmaktadır. Bazı bölümlerde iki işçinin yaptığı iş bir işçinin sırtına bindirilmiştir ve bir çok işçi iki yada üç tezgahı birden çalıştırarak sömürülmeye devam etmektedir. Hakkını arayan herkes suçludur ve cezası da işten çıkarılmaktır. Sömürüye boyun eğdiğin, başını kaldırmadığın ve içeride her olup biteni müdürlere ilettiğin sürece çalışabilirsin. Yani çalışabilmenin ilk şartı insan olmaktan vaz geçmektir. Sendikal örgütlenmenin “S” si bile işten çıkarılmak için fazlasıyla yeterlidir. Bunların kanıtları şu an bir kısmı Yargıtay'da işçilerin lehine sonuçlanmış davalardır. Senkromeç'te, iki işçi yan yana gelemezsiniz, konuşmanız yasaklanmıştır, üretilen her türlü hatalı parça tutanak için yeterlidir, bölüm sorumlularının bilgisi olmadan hastalanamaz ve rapor alamazsınız aksi durumda yine tutanaklarla cezalandırılırsınız. Aylarca yatırılmayan aile geçim indirimlerinin ne zaman yatır ılacağını soramazsınız.”

Senkromeç sömürüyle büyüyor...

Ayrıca Senkromeç fabrikasının işçilerin sömürüsüyle nasıl işlerini büyüttüğünü anlatan Subaşı sözlerini organize işçilerine yaptığı çağrıyla sona erdirdi. Açıklamada şunlar ifade edildi:

“Bizlerin alınteri, patronlara milyar dolarlar kazandırıyor. Biz ise yoksulluğumuza mahkum oluyoruz. Metal sektöründe çalışmamın 7. yılını geride bırakırken sömürü ve haksızlığın her türlüsünü gördüm. Hiç birini de sessiz sedasız geçirmedim. Hakkım neyse onun mücadelesini verdim. Sadece Senkromeç değil, Atatürk Organize'de binlerce işçi kölelik koşullarında çalışıyor. Patronlar için cennet, işçiler için cehennem olan organizede, tüm örgütsüz işçilerin sesi olmak için buradayım. Dün HMS, İmpo Motor, UPS işçileri direniyordu. Bugün Billur Tuz, Micha işçileri sendikal hakları için direniyor. Ben de bugünden itibaren keyfi işten atmalara, düşük ücretlere, sosyal hakların gaspına karşı direniş bayrağını yükseltiyorum.

Işten çıkarılmaların engellenmesi için elimden gelen tüm çabayı göstereceğim. Insanca bir yaşam onurlu bir gelecek için mücadeleden başka bir çıkış yolumuz yok.

Buradan örgütlü örgütsüz tüm işçilere sesleniyorum. Direnişlere sahip çıkalım, sınıf dayanışmasını güçlendirelim. Gücümüz birliğimizden gelir.”

Basın metni okunurken Subaşı'nın sözleri sık sık sloganlar ve alkışlarla kesildi.

Senkromeç işçileri köle olmayacak!”

Basın metninin okunmasının ardından direnişe destek için gelen katılımcılara söz verildi. İlk olarak sözü alan Tek Gıda-İş Genel Başkan Danışmanı Gürsel Köse, işçilere örgütsüzlüğün dayatıldığını ve buna dur demek gerektiğini ifade etti. Billur Tuz işçilerinin direniş sürecinden bahseden ve organizedeki sömürü koşullarına değinen Köse, Senkromeç patronuna seslenerek “Senkromeç işçileri köle değildir” dedi. Sendikal haklarını kazanıncaya kadar direnişlerini sürdüreceklerini vurgulayan Köse, Senkromeç direnişinin de yanında olacaklarını ifade etti.

Köse'nin ardından BDSP adına da bir konuşma yapıldı. İşçi sınıfının tarih boyunca sömürüye, baskıya ve kölelik koşullarına karşı direndiğini ve direnmeye devam edeceğini vurgulandığı konuşmada direnişçi Micha, Billur Tuz ve Senkromeç direnişçileri selamlanarak, mücadele eden işçilerin yanında olacakları vurgulandı.

Açıklamaya TÜMTİS, Hava-İş, Tek Gıda-İş, Micha ve Billur Tuz direnişçileri, Emek ve Özgürlük Cephesi, Petrol-İş üyesi bir işçi de destek verdi.

Açıklamanın ardından kitle direniş yerine geçerek beklemeye başladı. Bu arada Totomak ve ZF Lemförder temsilcileri, Birleşik Metal-İş Sendikası İzmir Şube yöneticileri de direnişi ziyaret etti.

Direnişin her gün sabah 7.30/18.30 arası süreceği belirtilerek direniş alanında beklenilmeye başlandı.

Senkromeç'te OHAL ilan edildi

“Senkromeç'te işçi kıyımına son!”, “Senkromeç işçisi yalnız değildir!” yazılı dövizler ve “Atılan işçiler geri alınsın. Herkese iş tüm çalışanlara iş güvencesi!” şiarlı ozalit fabrika karşısındaki ağaçlara asıldı. Bu arada Senkromeç'in güvenlik kameraları direniş alanına çevrildi. Senkromeç patronu en büyük korkularından birinin işçilerin bilinçlenmesi olduğunu tüm gün boyunca gösterdi. Senkromeç patronu fabrika içerisinde resmen bir olağanüstü hal ilan etti. Patronun ilk icraatı basın açıklamasından kaynaklı, fabrikada yemek molasının erkene alınması oldu. Böylelikle açıklama sırasında işçilerin yemekhanede olması ve dışarı çıkmasının önüne geçildi. Senkromeç'te işten atılan ve basın açıklamasına desteğe gelen başka bir işçinin fabrikada çalışan arkadaşlarını telefonla arayarak eylemin sesini duyurmaya çalışması ve çalışan işçilerin fabrika dışına çıkmasının yasaklandığı ve engellendiği bilgisi gelmesi üzerine “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Senkromeç işçisi köle değildir!” sloganları atılmaya başlandı. Senkromeç patronları en büyük korkularını ise vardiya değişiminde gösterdi. 16.00-23.00 vardiyasının giriş ve sabah vardiyasının çıkışında Senkromeç tarihinde bir ilk yaşandı ve gelen bütün servisler apar topar fabrika bahçesine alındı ve çıkışlar da soyunma odalarına yakın olan arka kapıdan yapıldı. İşçilerin direniş alanını görmesini engellemek isteyen patron işçilerin ilgili bakışlarına engel olamadı. Aynı korkuyla servisler her zamanki güzergahlarından farklı bir çıkış güzergahında göndererek gösterdiler. Patron aynı korkusunu 08.00-18.00 vardiyasının çıkışında da aynı girişimlerde bulunarak tekrar gösterdi. 18.00 çıkışında servisler tekrar soyunma odalarının yakınındaki kapıya çekildi. Ancak bu sefer işçilerin ana çıkıştaki kart basma yerine gitmeleri de engellendi ve soyunma odasının çıkışındaki kapıda imza attırılarak işçiler çıkartıldı ve direniş alanının görünmesi engellenmeye çalışıldı.

Saat 18.00'de AOSB'deki diğer fabrikaların işçi servislerinin korna ve alkış sesleriyle direnişin ilk günü sona erdi.

Tüm gün oldukça yoğun polis ablukası dikkat çekti. Polis gün boyunca fabrika içerisinden hiç ayrılmadı. Tüm bunlara rağmen gün boyunca, servislerle geçen işçiler, nakliye kamyonları ve direnişçi Billur Tuz işçilerinin ilgisi direniş alanından eksik olmadı.

Kızıl Bayrak / İzmir