“Sendikal bürokrasiye karşı savaşacağız!”

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Röportaj
  • |
  • Sendika
  • |
  • 02 Ağustos 2012
  • 10:09

(02.08.12) - Bir süredir ilerici kamuoyunu meşgul eden Tez-Koop-İş Sendikası Genel Merkezi ile İzmir Tez Koop-İş Sendikası arasında süren sorunları ve şubelerin kapatılmasını Tez-Koop-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Caner Fırat ile konuştuk...

- Tez-Koop-İş İzmir şubelerinde, Tez-Koop-İş Sendikası Genel Merkezi tarafından hayata geçirilen bir tasfiye süreci yaşanıyor. Bu yaşananları anlatabilir misiniz?

İlk çatlak 2011’deki genel kurulda başladı. Bize, muhalif şube demelerinin ve bu çatlağın oluşmasının nedeni Kipa örgütlenmesiyle başlayan süreçtir. Kipa örgütlenmesini kendi koltuklarını sağlama almak için seçim çalışmalarına alet etmişlerdir. O dönem sadece üst kurul delegelerinden oy alabilmek için Evrensel gazetesine “Kipa, Gürsel Doğru tarafından satıldı” diye demeç verildi. (Gürsel Doğru 2011’den önceki Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı). Böyle bir şey yok tabi. Avrupa’nın en büyük örgütlenmesi olan Kipa’yı seçim malzemesi yaptılar. Biz de buna karşı duruş sergiledik. Ondan sonra yönetime gelen ekip Haydar Özdemiroğlu, Hakan Bozkurt ve Osman Gürsu örgütü yönetemediler. Bu süreçte Kültür Bakanlığı işçilerinde istifalar yaşandı. Ama yönetim buna çok fazla tepki göstermedi. Yaklaşık 20 yıldır sendikamızda örgütlü olan ve 4 bin işçinin çalıştığı Şok Mağazaları’nda sendikal örgütlülük işveren tarafından dağıtıldı ve yine çok fazla tepki gösterilmedi. Kipa örgütlenmesi Yargıtay’dayken işvereni geri adım attırıcı hiçbir düzgün eylem yapılmadı. Göstermelik o olarak 10-15 kişilik gruplarla yeni açılan mağaza önlerinde basın açıklamaları dışında hiçbir şey yapılmadı. Ayrıca Tez-Koop-İş Sendikası’nda çalışan örgütlenme uzmanları ve birçok işçi suçsuz yere sadece kendi adamlarına yer açmak için işten çıkarıldı. Biz bu ve bunun gibi tüm kötü gidişlerin karşısında yönetime muhalefet olduk. İzmir 2 Nolu’nun şube seçimine Kipa işçisi olarak 14 Nisan 2012 Genel Kurulu’nda aday oldum. 105 delegenin 94 oyunu alarak yönetimim ve ben genel merkezin tüm engellemelerine karşı göreve geldik. Tüzük ve kanunlara uygun olmasına rağmen şubemizin profesyonelliği 3 ay boyunca verilmedi. Bu da yetmezmiş gibi 4 bin işçinin hür iradesine zincir vurularak anti-demokratik biçimde şubemiz kapatıldı.

Karşımızda sendikal bürokrasi vardı"

- Peki, bu kapanma süreci boyunca İzmir şubeleri olarak muhalefet olduğunuzu ve eleştirdiğinizi söylediniz. Bu süreç boyunca yaptığınız somut işler nelerdir?

Bu 1 yıl boyunca genel merkezi eleştirdiğimiz konularda öncelikle Kipa’dan başlarsak, ilk olarak kendi imkanlarımızın elverdiği sürece örgütlenme toplantıları, eğitimler ve üyelik alımlarına devam ettik. İşyerindeki baskıları azaltmak için mağaza içlerinde toplu yürüyüş, moral gezisi ve işvereni geri püskürtmek amaçlı eylemler yaptık. Diğer kardeş sendikalarla görüşerek Kipa işvereninin Yargıtay’daki itirazını geri çektirmek için baskı yaptık, mektuplar gönderdik. Kipa işçisinin örgütlülüğünü diri tutabilmek için direnişte olan işçileri ziyarete gittik. UPS, Billur Tuz ve Savranoğlu gibi direnişleri ziyaret ettik.

Kültür Bakanlığı’ndaki işçi istifalarını durdurabilmek için yine kendi imkanlarımızla toplantılar düzenledik. İşyeri gezileri yaptık. Biliyorsunuz Kültür Bakanlığı’nda bizim üye işçilerimizi Hak-İş’e bağlı Öz Büro-İş Sendikası’na geçirmeye çalışıyorlardı. Buna karşı biz sosyal paylaşım sitelerinde kamuoyunu bilinçlendirici ve bilgilendirici mesajlar yayınlayarak kamuoyu oluşturduk. Şok Mağazası ile ilgili basın açıklamaları ve yine işyeri gezileri yapıldı. Biz bunları yapabildik. Ama karşımızda sendikal bürokrasi olduğu için çabalarımız yeterince sonuç üretemedi. Geçmişte birbirine düşen ve birbirlerini en ağır ithamlarla suçlayan şu anki yönetim sadece kendi koltuklarını kaybedeceklerini anladıkları için birleşmiş ve doğruları söyleyen İzmir işçilerine karşı sendikal bürokrasiyi işleterek yok etme girişiminde bulunmuşlardır. Şu anki durumda burada örgütlü olan işçilerin hangi şubeye bağlanacağı bir belirsizlik içindedir. Genel Kurul kararıyla Tez-Koop-İş 2 Nolu Şube ile İzmir şubeyi birleştiriyor ve seçilmiş iki şubenin görevlerini düşürüyorlar. Ve kendine yakın-yandaş olan yeni bir müteşebbis heyet atıyorlar. Bu müteşebbis heyet şubeyi seçime götürecek ama ne zaman seçim olacağı belli değil. Buradaki saldırının gerçek sebebi İzmir’deki örgütlülüğü dağıtarak kendine yakın işçi profili yaratmaktır.

“Sendikal bürokrasiyle mücadele etmemiz gerektiğini anladık”

- Sendikal bürokrasiden bahsettiniz. Şubelerin yetkisinin düştüğünden söz ettiniz. Şimdi sizlerin atacağı somut adım nedir? Neler yapmayı planlıyorsunuz?

Biz İzmir’deki işçiler olarak sadece işverenlerle mücadele edeceğimizi sanıyorduk. Ama bir o kadar da sendikal bürokrasiyle mücadele etmemiz gerektiğini anladık. Bir taraftan işveren bir taraftan hükümetin yandaş sendikalarına karşı mücadele ederken bir taraftan da sendikal bürokrasiyle mücadele edeceğiz. Tezgâhtan gerçek işçilerin çıkıp yöneteceği sendikaların olması için tüm çabayı sarf edeceğiz. Sendikaları taşeronlardan, hırsızlardan ve koltuk düşkünlerinden kurtarmak için tüm üyelerimizi bilinçlendireceğiz. Daha demokratik daha özgür sendikaların oluşması için İzmir işçileri olarak gerçeklerin bilinmesi için tüm kamuoyuna paylaşımda bulunacağız. Örgütlü olduğumuz işyerlerindeki işyeri komiteleriyle aldığımız kararla sendikal bürokrasiye karşı savaşacağız.

Kızıl Bayrak / İzmir