Savaş ve saldırganlık diplomasisi sürüyor...

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 02 Eylül 2012
  • 10:31

CIA şefi Türkiye'de!

(02.09.12) - Güncel planda yaşanan gelişmeler Ortadoğu'nun kapsamlı bir savaş sürecine gebe olduğunu işaretliyor. Özellikle emperyalistlerin Suriye eksenli kızışan egemenlik krizi gelinen aşamada kilit bir yerde duruyor.

Bütün bu gelişmelerin tam göbeğinde yer alan Türkiye, ABD eksenli emperyalist bloğun savaş ve saldırganlık üssüne dönüşmüş durumda. Dört bir yana yayılmış ABD ve NATO üsleri, Suriye'ye dönük emperyalist müdahalenin dayanağı olan dinci-gerici çetelerin beslenip yetiştirildiği kamplar, tabloyu bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

Bugüne kadar ABD'nin Afganistan'a, Irak'a ve Libya'ya dönük emperyalist işgal ve saldırı süreçlerinde kusursuz hizmet gören Türk sermaye devleti, gelinen aşamada Suriye için kolları sıvamış durumda. Bu doğrultuda başından beri taşeronluğunu üstlendiği emperyalistler adına savaş çığırtkanlığı yapan sermaye devleti yine bu çerçevede yoğun bir diplomasi yürütüyor.

Hummalı savaş hazırlığı

Clinton ziyareti, hemen ardından toplanan “operasyonel mekanizma” ve son olarak bugün (2 Eylül 2012) CIA şefinin İstanbul'a gelmesi... ABD emperyalizmi ve Türk sermaye devleti arasında yaşanan bu trafiğin arkasında hummalı bir savaş hazırlığı yer aldığından şüphe duymamak gerekiyor.

Bu çerçevede bugün CIA şefi David Petraeus Suriye gündemli görüşmeler yapmak üzere İstanbul'a geliyor. Irak işgali sürecinde Türk askerinin başına çuval geçirilmesi olayında adı geçen David Petraeus, kamuoyunda “Çuvalcı general” olarak tanınıyor.

6 ay içerisinde ikinci kez Türkiye'ye gelecek olan CIA şefinin sırasıyla dışişleri bakanı, başbakan ve istihbarat birimleriyle görüşmesi öngörülüyor. Bütün bu görüşme trafiğinde ABD'nin bölge politikaları doğrultusunda Türk sermaye devletine düşen görevler yeniden ele alınacak. Yanı sıra bölgesel gelişmeler çerçevesinde Kürt hareketi ve Batı Kürdistan süreci de masaya yatırılacak.

Emperyalistler arası çelişkilerin derinleşmesi ve bunun yansıması olarak Suriye sürecini istedikleri hızda yürütememeleri, ABD merkezli emperyalist bloğun şu anki en temel açmazını oluşturuyor. Geçtiğimiz günlerde açıklama yapan Amerikan Genelkurmay Başkanı, NATO ve BM gibi emperyalist kurumları her fırsatta Suriye'yi işgale davet eden Türk sermaye devletinin bu yaklaşımını “gerçekçi bulmadığını” ifade etmiş, NATO'nun Suriye'ye dönük bir müdahalenin altından kalkamayacağını söylemişti. Aynı süreçte BM Güvenlik Konseyi toplantısında “Suriye hava sahasının uçuşa yasaklanması, Suriye içerisinde tampon bölgeler oluşturulması” çağrısı yapan Türk sermaye devleti, toplantıdan eli boş dönmüştü. Tüm bu gelişmeler emperyalistler arası çelişkilerin derinleştiğini, dün ortak bir şekilde hareket edebildikleri zeminlerin giderek daraldığını kanıtlıyor.

ABD-Türkiye merkezli yoğunlaşan savaş diplomasisi ise mevcut durum ve dengeler gözetilerek incelikli bir emperyalist müdahale süreci işletildiğini, ayrıca ABD emperyalizminin sermaye devletinin iplerini sıkı sıkıya eline aldığını gösteriyor.