(22.02.13) – Cem Aygün 30 Ağustos 2012’de Ankara’da “dur ihtarına uymadığı” gerekçesiyle polis tarafından vurularak katledilmişti. Polis cinayetini protesto etmek ve Aygün’ün hesabını sormak için ertesi gün karakola giden yakınları ise bu kez polis terörüne maruz kalmış, polisler başta ablaları olmak üzere yakınları tartaklamış, ardından da şikayetçi olmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Aygün’ün yakınları hakkında “basit yaralama, görevi yaptırmamak için direnme, mala zarar verme, insan öldürmeye teşebbüs” suçlamasıyla dava açtı ve 58 yıl hapis istemiyle açılan dava 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
Ancak yakınlar hakkında 58 yıl istenirken savcı yakınları darp eden polis hakkında takipsizlik kararı verdi. Aygün’ün yakınları Cem Aygün’ü vuran polisin neden tutuklanmadığını sormak için gittikleri karakolun kapısında darp edildiklerini ve polisler tarafından tehdide maruz kaldıklarını belirterek polislerden şikayetçi olmuştu.
Savcılığın kararı ise şöyle:
“Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Nizamiyesinde görevli polis memurlarının açık kimlikleri yazılı müştekilere zor kullanma yetkisine ilişkin sınırı aşmak suretiyle kasten yaralama suçunu işlediklerine dair somut ve yeterli delil elde edilemediğinden görevli polis memurları. hakkında delil yetersizliğinden kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi”
Katil polisleri korumakla kalmayan sermaye devleti böylece işin peşini bırakmayanları da hedef haline getirdiğini gösterdi.