(06.02.13) - Birleşik Metal-İş Penta 2. Temsilcisi Özlem Kalaycı ile kadın sorunu, Devrimci Kadın Kurultayı ve sendikaların 8 Mart’a yönelik tutumları üzerine konuştuk.
- Günümüz toplumunda işçi kadınların karşılaştığı sorunlar sizce nelerdir?
- Kadının özgürleşmesinin ilk koşulu üretime katılmaktır. Fakat kadınların toplumdaki öncelikli rolü ev işleri yapmak ve çocuk bakmak olarak görüldüğü için, kadının erkekten bağımsız bir şekilde çalışması neredeyse imkânsız hale gelmektedir. İş yerlerinde kreş olmaması kadını eve bağlamakta ya da kadın eşine ya da ailesine yalnızca maddi olarak katkı sunan kişi olarak görüldüğü için iş yerlerinde erkeklerle aynı düzeyde çalışamamaktadır. Bu yüzden bana göre iş yaşamındaki en büyük sorun kadınların kendi bağımsızlığı için çalışmasının ne toplumsal yapıda ne de yasalarda garanti altına alınmamış olmamasıdır.
- Kadına yönelik baskı, sömürü ve şiddet her geçen gün artarken kadınların kurtuluşunun nasıl gerçekleşeceğini düşünüyorsunuz?
- Kadın bir cins olarak farklı biçimlerde sömürülüyor. Fakat sömürünün en şiddetlisini işçi kadınlar yaşıyor. Çünkü bu düzende kapitalizm işçi üzerinden kâr ederken işçi kadın üzerinden bir kat daha fazla kâr ediyor. Sorunun temelini kâr sistemi oluşturduğu için kadının yaşadığı sorunlardan kurtulabilmesi için de erkek sınıf kardeşleriyle birlikte sisteme karşı örgütlü bir sınıf mücadelesi vermesi gerekiyor.
- Sendikaların 8 Mart’ta aldıkları tutumları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bugün sendikaların aldığı tutumun en göze çarpan yanı 8 Mart’ı sınıfsal özünden koparıp meseleyi sadece bir cinsiyet sorununa indirgemesi olsa da bir diğer önemli sorun 8 Mart öncesi işçi kadın ve erkekleri örgütlememesidir. Eğer kadın sorunu gerçekten çözülmek isteniyorsa bunun için tabanı örgütlemek gerekir. Fakat bırakalım örgütlemeyi, bunun için herhangi bir eğitim çalışması dahi yapılmamaktadır. Yalnızca göstermelik bir takım adımlar atılmaktadır.
Kızıl Bayrak / Ümraniye