“Önce kendisine, şimdi kemiklerine razıyız”

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Eylem/etkinlik
  • |
  • 01 Aralık 2012
  • 11:41

(01.12.12) – Cumartesi Anneleri 401. hafta yaptıkları eylemle, Ender Toğcu’nun dosyasını gündeme getirerek, faillerin cezalandırılmasını, kayıpların bilgilerinin açıklanmasını istediler.

Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, “Failleri belli kayıplar nerede” pankartı açıp ellerinde kayıpların resimleri ve birer karanfil tutarak yere oturdular.

Eylemde ilk söz kayıp Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl’e verildi. 18 yıldır kayıpların akıbetini aradıklarını belirten kardeş Yedigöl, kendi annesinin 85, Berfo ananın 104 yaşına geldiğini belirtti. Kardeş Yedigöl, anaların artık yaşlandıklarını, oğullarını bulamamamın verdiği acı ile gözlerinin yollarda olduğunu ifade etti. Nasıl öldürüldüğü, işkence edildiğini artık sormadıklarını, sadece nerede gömülü olduğunu sorduklarını vurgulayan kardeş Yedigöl, anaların su dökebileceği, sarılıp ağlayabileceği bir mezar yerinin açıklanmasını talep etti. Darbeciler hakkında göstermelik olarak dava açıldığını, adaletin bu ülkede olduğuna inanmadığını belirterek, kayıp mücadelesinde kendilerine destek olunması çağrısıyla sözlerini bitirdi.

Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren de söz alarak, 400. hafta yaptıkları eylemde kendisine yöneltilen “bu eylemi neden yapıyorsunuz” sorusunu yanıtlamak istediğini ifade etti. Kardeş Eren, '80 darbesi ile katledilmiş, kaybedilmiş insanlar olduğunu, iktidara gelenlerin kendi gibi düşünmeyen insanları yok ettiğini belirtti. Darbe döneminde insanlık suçu işleyenlerin tutuklanması ve kayıpların mezar yerlerinin açıklanması için burada olduklarını belirten kardeş Eren, o dönem görevli kolluk kuvvetlerine seslenerek, kayıplar hakkındaki bilgilerin kendilerine verilmesin istedi. Kardeş Eren, bir ananın, kendisine oğlu tarafından söylenen “Anne ben kaybolunca mı Cumartesi Anneleri eylemine gideceksin?” sözü üzerine eylemlere katılmaya başladığını ifade ettiğini belirterek, kayıp yakınları olarak, başka insanların bu durumu yaşamamaları için eylemleri sürdüklerini vurguladı. Kardeş Eren, Cumartesi Anneleri eyleminin sürmesinin kayıpların yaşanmaya devam ettiği anlamına geldiğini, bunun bir devlet politikası olduğunu vurgulayarak, yeni kayıpların yaşanmaması için duyarlılık çağrısı yaptı.

Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak da yaptığı konuşmada, Hrant Dink davasını sonuçlandıran hakimin terfi ettirildiğini, bunun bir ödüllendirme olduğunu vurgulayarak, AKP iktidarına karşı mücadelelerine sürdüreceklerini kayıpların akıbetini sormaya devam edeceklerini belirtti.

Son olarak Ender Toğcu’nun Diyarbakır’da yaşayan annesinin gönderdiği mektup okundu. Anne Soliya Toğcu’nun mektubunda şu sözler yer alıyordu: “82 yaşındayım. 18 yıldır devletin kaybettiği oğlumu arıyorum. Her gün kafamı yastığa koyarken ve yastıktan kaldırırken oğlumu düşünüyorum. Gözüm yolda, kulağım kapıda. Oğlumu önce sağ olarak ardım, istedim. Sonra ölüsünü istedim. Şimdi ise kemiklerine razı oldum. 18 yıldır kocasının yolunu gözleyen gelinimin, babasını resimlerden tanıyan torunumun gidebilecekleri bir mezarı olsun istiyorum. Çok baskı gördük. Ama oğlumu bulana kadar aramaya devam edeceğiz.”

Ailelerin konuşmalarının ardından basın metnini Başak Can okudu. Açıklamada kayıpların yerlerini bilen kolluk kuvvetlerine kayıpların yerleri hakkında bilgi vermeleri için çağrı yapıldı. Yalnız kayıpların değil faillerinde peşinde olunacağı belirtilen açıklama, mücadelenin sürdürüleceği ifade edilerek bitirildi. Açıklamanın ardından eylem sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul