Noam Chomsky/Hrant Dink - Gündüz Vassaf

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 27 Ocak 2013
  • 07:03

Tarihimizde hiçbir akademisyene Chomsky kadar atıf yapılmamış. Sözler Oslo Üniversitesi’nin rektörüne ait. Newton ve aydınlanmayı konu alan konferansında böyle tanıtmış Chomsky’yi.
Amacım insanoğlunun saçma sapan ‘en çok’ saplantısının bir örneğini daha sergilemek değil. Dünyanın en zengin, en uzun, en hızlı, en bilmem ne insanı gibi ölçümler yapmak, Oscar Wilde’a atfedilen “Her şeyin fiyatını bilip hiçbir şeyin değerini bilmemek” sözünün gerekliliğinin ifadesi. Türümüzün dünyayı bu hale getirmesi biraz da aitliklerimizde zirve yapan ‘en’ sarhoşluğumuzda haddimizi bilmezliğimizden.
Dilbilim çalışmalarında çığır açan Noam Chomsky, Boğaziçi Üniversitesi’nin davetlisi olarak Türkiye’de idi. Geliş amacı Hrant Dink’in katlinden bu yana, bu üniversitenin örnek bir tavırla insan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda dirayetle sürdürdüğü konferanslar dizisinde konuşması.
Chomsky günümüz dünyasında ‘aktivist’ olarak tanımlanıyor.
Yıllardır sürdürdüğü konuşmalarında derviş sabrıyla Amerikan imparatorluğunu kınıyor, kapitalizmin demokrasinin temel ilkelerini çiğnediğini vurguluyor, özellikle Filistin topraklarında İsrail işgaline dikkat çekiyor.
“Bunları bilmeyen mi var?” diyebilirsiniz.
“Gerçeklerin, çözüm üretmeden defalarca tekrarlanması zaten ezik olan toplumda atalet ve kötümserliğe neden olmuyor mu?” diye sorabilirsiniz.
Chomsky’yi dinlerken aklımdan geçti.
Gramsci’nin Hapishane Defterleri’nden:
“Düşündüğüm için kötümser, iradem olduğu için iyimserim.”
Chomsky’nin katkısı, egemen düzenin kamuoyunu edilgenleştirmek için kullandığı çeşitli yöntemleri sergilemesi. Akademisyen titizliğiyle birincil kaynaklarla gözlemlerini desteklemesi. ‘En alttakilerin’ sindirildiği, orta sınıf bencilliğinde, tüketimi yüceleştiren cılızlaştırılmış muhalefetin, sloganlar ve imza kampanyalarından öteye gitmediği bir dünyada yaşıyoruz. Sloganlara meşruiyet kazandırabilecek, “Nerden biliyorsun?” sorusuna verilebilecek cevap ve açıklamaları başta Chomsky gibi düşünürlere borçluyuz.
Türkiye’ye gelmesi, dinleyenler ve tanışanlar için onur olduğu kadar, geliş nedeni ülke için yüz kızartıcı. Hrant Dink’in katlinden altı yıl sonra cinayetin sorumlularının cezalandırılması yerine mesleklerinde terfi ettirilmesi, hükümetin, devletin içinde yer alan tertip önünde tavrı ibret verici.
Türkiye’nin, hukuku üstün kılmayı beceremediği Hrant Dink davası ülkenin uluslararası sorunlarından biri olma yolunda. Chomsky’nin gelmesi bunun ifadesi. Oslo Üniversitesi’nde yaptığı gibi buraya Newton’ı tartışmaya gelmedi.
Hepimiz için ibret verici olan ise bu akademisyenin zaman ve enerjisini, hükemetin altından kalkamadığı adaletsizliğe duyurmaya vakfetmesi. Amerika’nın değil, Türkiye’nin sorunları için de burada olması. ‘Hrant Dink: İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü’ konferansında şöyle konuştu Chomsky:
“Türkiye önce kendi evini, yaşadığı yeri temiz tutmalı.”
“Herkes elinden geleni yapabildiği ölçüde kahramandır” der Romain Rolland.

Radikal / 27.01.13