Nikaragua’da Sandinist devrimin 33. yılı kutlandı - Cem Albay

  • Arşiv
  • |
  • Dünya
  • |
  • Latin Amerika
  • |
  • 30 Temmuz 2012
  • 09:56

19 Temmuz 1979. Binlerce Nikaragualı, 43 yıllık Somoza Diktatörlüğü’nün tarihin çöplüğünde yerini alışını kutluyorlardı. Nikaragua ve Latin Amerika için unutulmaz olan bu tarih, her ne kadar zamanla değişse de, burjuvazi için siyasal iktidarı kaybetmeleri açısından tarihsel bir yenilgiydi.

33 yıl sonra, 19 Temmuz 2012 tarihinde, sayıları yüzbinlerle tarif edilen insan seli Managua’nın  Plaza de La Fe Juan Pablo Meydanı’nda buluştu. Çeşitli ülkelerden gelen mesajların okunmasıyla başlayan miting, Daniel Ortega’nın konuşmasıyla devam etti. Konuşmasında FSLN’nin öneminden bahseden Ortega, partinin Nikaragua devriminin bugünü ve yarını anlamına geldiğini söyledi. Devrime giden sürecin hiç kolay olmadığını, Sandinist Cephe’nin bu sürecin ruhu ve odağı olduğunu belirtti. Nikaragua Devrimci Gençliği’ne özellikle değinen Ortega, gençlerin mücadeleyi geleceğe taşımanın garantisi olduğunu belirtti.  Daha sonra devrimci marşlar ve havai fişek gösterisi eşliğinde miting bitirildi.

Latin Amerika’nın en yoksul ülkelerinden olan Nikaragua’nın yazgısı da diğer Latin Amerika ülkerine benzer. Siyasal tarihi iç savaş, diktatörler, katliamlar ve paramilitarlar ile yazılmıştır. Devrimin olduğu tarihten günümüze kadar olan süreç üç farklı zaman diliminde incelenebilir. Böylelikle Nikaragua’nın aslında tüm sol umutlara ve devrim potansiyeline rağmen biraz da hayal kırıklığı olarak kalmasını anlamakta yardımcı olacaktır. 

Devrim sonrasından 1990’a kadar olan süreç:

Devrimden sonra ilk işi Somoza ailesinin malvarlığını kamulaştırmak olan halk cephesi, tüm halka yönelik ücretsiz sağlık hizmeti ve kitlesel okur yazarlık kampanyaları düzenlemeye başlar. İstihdam sorununa çözüm bulmak için “kolektif üretim ve tarım çiftlikleri” kurulur. 30 Temmuz günü “tarım reformu” ilan edilir. Somozalar’ın ve büyük toprak sahiplerinin topraklarına el koyulur. Madenler kamulaştırılır. Aynı yıl haber alma ve basın özgürlüklerindeki kısıtlama ve yasakların büyük bölümü kaldırılır. (1)             

Bunlara karşılık daha Ortadoğu’daki petrollerin farkına tam varmamış olan ABD, devrim sonrasında el altından paramiliterleri yani kontraları desteklemeye başlar. 1990 seçimlerine giden süreç böylece başlamış olur. On yıl sürecek iç savaşın bedeli binlerce ölü, yaralı ve sakat, ekonomik ve toplumsal alt yapının enkaza dönmesi, yerinden yurdundan olmuş yüzbinlerce insandır. Temel ihtiyaçların olağanüstü derecede kıtlaşması, artan enflasyon ( 1988’de %33.000’e kadar çıkmıştır), ücretlerin hızla düşmesi halkın üzerindeki korku ve güvensizliği arttırır. Yine de 1984’de yapılan seçimlerde FSLN seçimlerin %67’sini alarak iktidarını sürdürmeye devam eder.  

Fakat ekonomik kriz kötüleştikçe kapitalistlere yapılan yardımlar giderek daha çok, devrimin doğal destek tabanı olan işçi ve köylülerin gelirinde ve yaşam standartlarında kısıntıya giderek finanse edilir. Dahası ekonomik politikadan zarar görenlerin taleplerine karşılık verilen cevap çok tanıdıktır: 1988’in ilk yarısında daha yüksek ücret için greve çıkan inşaat ve otomotiv işçileri ABD piyonu olmakla suçlanır ve grev polis müdahalesiyle karşılanır. Yüksek faiz oranlarını protesto eden üretim kooperatifleri Maliye Bakanı tarafından kapatılmakla tehdit edilir. Başka bir deyişle, savaş ve kriz, devrimin getirdiği değişim sürecinin yavaşlamasına ve en güçlü izleri bırakan ilk adımların bir kısmının geri alınmasına yol açar. Özel mülkiyetin özendirilmesi ve dış yatırımcılara sunulan yepyeni güvencelerile birlikte apaçık sağa çarkeden Sandinistler’in sosyalizm vurguları ise artık çok az kişiyi harekete geçirmektedir. (2)

Böylelikle, 1990’a gelindiğinde, Sandinistler halk desteğini ve iktidarını kaybetmiş olur. 1987 yılına gelindiğinde Ronald Reagan yönetiminin Nikaragua’daki Kontralara yardım etmek ve savaşı sürdürmek için İran’a silah ve askeri malzeme satışı yaptığı ortaya çıkar. (Bkz.İran-Kontra skandalı)

1990’dan 2006’ya :

1990 ve 2006 yılları arasında Nikaragua seçimle işbaşına gelen 3 liberal lider tarafından yönetilir. Violeta Barrios de Chamarro, Arnaldo Aleman ve Enrique Bolanos. 16 yıl boyunca neoliberal politikalarla karşı devrim gerçekleştirilir. Özelleştirmeler ve IMF yüzünden işten çıkarılan emekçilerin arasında 11.000 öğretmen de vardır. Ama asıl darbe kredilerin ve desteklerin kesildiği çiftçi ve köylüler içindir. Yüzbinlerce çiftçi kentlere ve dış ülkelere, özellikle ABD ve Kosta Rika’ya, göç etmek zorunda kalır. 2004 yılında CAFTA’ya ( Orta Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) katılan Nikaragua, kapılarını ABD ve Avrupalı şirketlere açmış olur ve Nikaragua yepyeni bir pazar haline gelir. Tüm bilinen karanlık oyunlarına rağmen ABD, Nikaragua ile ticari ilişkileri açısından en önemli ülke durumuna gelir.

2006 yılına gelindiğinde, Ortega seçimleri muhafazakar kesimlere oynayarak ve siyasi manevralar yaparak kazanabilir. Bu süreçte yolsuzluk suçundan tutuklu bulunan eski başkan Aleman için kısmen özgürlük verilir, partisi Liberal Anayasalcılar ile işbirliğine gidilir ve birinci tur atlamak için gereken oy yüzdesi düşürülür.

2006 ve sonrası:     

2006 yılında seçildikten sonra Ortega’nın yaptığı ilk iş Venezüela’nın ALBA çağrısına olumlu yanıt vermek olur. Böylelikle ekonominin batılı ülkelerin tekelinden kurtarılması hedeflenir.

Bununla beraber FSLN’nin genel çizgisi ülkenin Somoza döneminden kalma kapitalistlerine önem vermektedir. Ortega, 2009 yılı devrim kutlamalarında ülkenin ve Orta Amerika’nın en zengin ailelerinden olan Pellas ailesine iç savaş sırasında ülkede kaldıkları için teşekkür etmekte hiçbir sakınca görmemiştir. Bunun dışında işbaşına geldikten sonra özelliştirmesi şaibeli UF’nin ( Ulusal Elekrik Şirketi )  bir kısmını (%16) kamulaştırmak dışında neoliberal dönemde kaybedilen devlet şirketlerinin hiçbirine dokunulmamıştır. (3) Ortega iş başına geldikten sonra yoksulluk için “Hambre Cero” ve “Usura Cero” kampanyaları düzenlense de kampanyaların yararı beklenenin çok altında kalmıştır.

Sonuç

Sonuç olarak, Nikaragua’da her cadde ve köşe başında yazılaması olan devrim ve sosyalizm sloganları ile FSLN’nin kara kızıl renklerinin Ortega hükümeti tarafından da sıkça kullanılması,Che Guevera resimlerinin popüler kültür tarafından içinin boşaltılarak kullanılmasına benzemektedir.

Bugüne gelindiğinde, Somoza oligarşisinin yerini alanın kendi oligarşisini yarattığı görülmektedir.Yaklaşık 30.000 kişinin bedelini canı ile ödediği devrim, ne yazık ki kapitalist ilişkilerin dışına çıkabilen bir Nikaragua yaratamamıştır. Ancak, tüm olumsuzluklarına rağmen, üzerinden 33 yıl geçen Nikaragua Devrimi, dünyada heyecan uyandırması, öğrettikleri ve gösterdikleri ile önemli bir yerde durmaktadır.

Kaynakça

1- Yıldırım, Kansu. www.latinbilgi.net’te yayınlanan. Otuz yılda Nikaragua: Siyasetin hattı güzergâhı.

2- Weber, Henri. ‘’Nikaragua Sandinist Devrimi’’. Belge Yayınları. 1991

3- Wilm, Johannes. ’’Nicaragua, Back from the dead?’’ An anthropogical account of the Sandinista movement in the 21st century.