Zonguldak’ta 2 yıl önce 30 işçinin ölümüne neden olan patlamayla ilgili 4 ayrı bilirkişi raporu hazırlandı. 4 bilirkişi raporu, Başbakan Erdoğan'ın “kader” dediği facianın sorumluları için farklı adresler gösteriyor.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Zonguldak Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında 17 Mayıs 2010'da 30 işçinin yaşamını yitirdiği grizu patlamasıyla ilgili hazırlanan bilirkişi raporları kafa karıştırdı.
Bir raporda olayda önemli ölçüde kişileştirilmesi olanaksız olan kusurlar bulunduğu vurgulanırken, diğerinde ölen mühendisler, bir başkasında işveren ve alt işveren, farklı bir raporda ise işveren ve alt işveren temsilcileri kusurlu bulundu.
KUSUR VAR KASIT YOK
Facianın ardından ilk olarak 23-24 Haziran 2010'da hazırlanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu'nun 36 sayfalık inceleme raporunda TTK'nın yüzde 30, Yapı-Tek firmasının ise yüzde 70 kusurlu olduğu, ancak kasıtlı olmadıkları kaydedildi.
SİSTEM DE KUSURLU
İş kazasıyla ilgili Bülent Ecevit Üniversitesi'nden atanan bilirkişi heyetinin 27 Temmuz 2010'da hazırladığı 34 sayfalık raporda olayda önemli ölçüde kişiselleştirilmesi olanaksız kusurlar bulunduğu vurgulanarak, işin taşerona verilmesiyle ilgili süreçte sistemin kusurlu bulunduğu, bunun oluşmasına katkısı ve etkisi olan TTK Yönetim Kurulu ile ilgili bakanlıklar ve diğer kurumlara kusur izafe edilebileceği belirtildi. Üniversitenin raporunda aralarında müessese müdürü, yüklenici firma Yapı-Tek’in temsilcisininde bulunduğu çok sayıda görevlinin kusurlu olduğu belirtildi.
ODTÜ'den 3 kişilik bilirkişi heyetinin 25 Temmuz 2011'de hazırladığı raporda da sözleşmenin uygulayıcısı Yapı-Tek yüzde 70, TTK ise yüzde 30 kusurlu bulundu.
ÖLEN İŞÇİLER DE KUSURLU
Mahkemeye sunulan 6 Eylül 2012'de iş güvenliği uzmanları, elektrik ve maden mühendisinin bulunduğu bilirkişinin 45 sayfalık raporunda, tutuksuz yargılanan TTK'dan ve yüklenici firmadan 28 sanık için cezai sorumluluk açısından herhangi bir kusur izafe edilemeyeceği belirtildi.
TAŞERON DA SORUMLU
İş güvenliği uzmanlarından oluşan heyetin 26 sayfalık son bilirkişi raporunda ise ''İşin yürütülmesinden, çalıştırdığı işçilere karşı iş sağlığı ve güvenliği yönünden asıl olarak sorumlu olan alt işveren davalı sanık Halim K'nin birinci derecede, işveren vekili İsmail G'nin ise ikinci derece kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Diğer sanıklar ve kazada yaşamını yitirenlerin kusuru bulunmamaktadır'' ifadelerine yer verildi.
SON RAPOR
Önceki bilirkişi raporlarına yapılan itirazlar üzerine iş güvenliği uzmanlarından oluşan heyetin hazırladığı 26 sayfalık yeni bilirkişi raporu, Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunuldu.
Yeni rapora göre Yapı-Tek isimli taşeron firma birinci derece, dönemin Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessesesi Müdürü İsmail Güner ise ikinci derece kusurlu bulundu. Bir önceki bilirkişi raporunda sorumlu tutulan sanıklar ile ölen maden mühendislerinin kusurlu olmadığı açıklandı.
Galeri açma işini yürüten Yapı-Tek firmasının birçok yazısında hazırlık galerilerinde karşılaşılan zorluklar ve gaz içeriklerinin tespiti için uzun metrajlı sondaj yapılması gibi taleplerde bulunduğu belirtilen raporda, "Alt işveren Yapı-Tek firması ortağı ve işvereni Halim Köse uygulamacı olarak önlemlerin alınması, uygulanması ve denetlenmesini sağlamakla görevlidir. Patlamanın geldiği ocak birinci sınıf gazlı ocak olarak tanımlanmaktadır. Alt işveren firma çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği yönünden eğitim görmediği, iş müfettişlerinin raporlarında saptandığı gibi ana havalandırma hızının yetersiz olduğu, tali havalandırmanın uygun olmadığı, kontrol ve degaj sondajlarının yeterli düzeyde yapılmadığı, alev sızdırmaz ve elektrikli ekipmanların kablo girişlerinin uygun olmadığı, metan gazı yüzde 1,5'u geçmesine rağmen kesicilerin enerji kesmediği, gaz ölçümlerinin Yapı-Tek firması tarafından düzenli kayıt altına alınmadığı, işçilere yeterli sayıda ferdi kurtarıcı maske verilmediği, maskenin kullanılması yönünde denetimlerin yapılmadığı saptanmıştır. İş kazası olayında İsmail Güner ve şirket ortağı Halim Köse gözetim borcunu tam olarak yerine getirmemiştir. İş yasası ve tüzük maddelerine aykırı hareket eden davalı asıl işveren Güner ile şirket ortağı Köse, kusurludurlar." denildi.
'28 SANIK VE ÖLEN MADEN MÜHENDİSLERİNİN SORUMLULUĞU YOK'
Raporda ayrıca işveren ve taşeron firma arasında iş belirsizliği bulunduğuna dikkat çekilerek, şu ifadelere yer verildi: "Sorumluluk, yetki, iş tanımı anlamında bir belirsizlik ve kargaşa olduğu saptanmıştır. Çalışanların yetkisinin nerede başladığı, nerede bittiği, sorumlulukları, belli olmamaktadır. Asıl işveren ve alt işverenin çalışmaları sırasında sistemin doğasından kaynaklanan organizasyon kargaşası bulunmaktadır. Madencilik sektöründe işveren ve alt işveren ilişkinin kurulması, kaza olayında olduğu gibi mümkün olmamaktadır. Zonguldak kömür havzası jeolojisi, çalışma koşulları ve ekipmanı ile başka hiçbir bölgede olmayan kendisine has nitelikler taşımaktadır. Bu tür koşullar altındaki çalışmalarda ise olayımızda olduğu gibi işleyiş aksaklıkları olmaktadır. Ancak bu hizmet kusurlarını tek bir kişide somutlaştırmak ise mümkün değildir. Sorumluluk ve yetki anlamında uygulamada zorluklar olduğu için diğer sanıklar kusurlu değildir. Olayda vefat edenler aklı selim sahibidirler. Kaza olayında kusurları bulunmamaktadır."
Yurt / 05.02.13