Kürt halkına yönelik saldırganlık sürüyor...

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 22 Ağustos 2012
  • 09:40

Linç kültürüne karşı
“Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!”


(22.08.12) - Antep'te meydana gelen patlamayı fırsat bilen düzen güçleri, inkar ve imha politikalarını linç çağrılarıyla birlikte devam ettiriyor. Kürt halkına yönelik düşmanlığı körükleyen açıklamalarla birlikte timsah gözyaşları dökülerek, ölenler üzerinden kendilerini meşrulaştırmaya çalışıyorlar.

Burjuva basın bu linç çağrılarında özel bir rol üstlenirken asker cenazeleri de bu amaçla istismar ediliyor. Son olarak asker cenazesi sırasında camide açıklama yapan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'ye asker ailesi bile itiraz ederek ölüleri üzerinden şov yapılmamasını istedi.

Teröre lanet” adı altında Kürt halkına düşmanlığı körükleyen açıklamalar yapılırken işçi ve emekçilerin arasında ayrımın oluşması için yönlendirici haberler yapılıyor. Patlamanın olduğu andan itibaren eylemin PKK tarafından yapıldığını açıklayan burjuva basın HPG'nin açıklamasını da çarpıtarak “üstlen(e)medi” vurgusuyla verdi. Gaziantep Valisi Erdal Ata, Gaziantep'teki patlamayla ilgili olarak, “Her ne kadar önce kabul ettiler sonra inkar ettilerse de tamamen PKK'nın yaptığı bir faaliyet'” açıklamasını yaparken hangi somut verileri referans aldığıysa meçhul! Amaç emekçilerin kafasında gerçeklerden kopuk bir “PKK saldırısı” algısı yaratarak Kürt halkının meşru talep ve eylemleri karşısında nefreti körüklemektir. Antep başta olmak üzere bir dizi bölgede BDP binalarına saldırı, taciz ve tehditlerin düzenlemesi tesadüf değildir.

Irkçı-faşist açıklamalarda yer alan üslupta da insanlık ölçütlerinin dışına çıkılmaya başlandı. AKP Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak, katledilen PKK'liler için “Etkisiz hale getirildi” yerine “Gebertildi” denmesinin daha uygun olduğunu savunabildi. İntikam yeminleri eden Aksak “Bunlar, baktığınız zaman ya satılmış beyinler ya Ermeni dönmesi çocukları ya da Suriye’den İran’dan ülkemize sızan alçaklardan başka bir şey değil” sözleriyle saldırganlığı yükseltip ırkçı şovenist kimliğini ortaya koydu. Aksak gibi düzen sözcüleri eliyle yapılan açıklamalar bir bütün olarak sürdürülen baskı ve şiddet politikalarının meşrulaştırılmasını amaçlıyor. Hali hazırda Kürt halkına yönelik sistematik baskı ve şiddet sonucu binlerce öğrenci, sendikacı, avukat, emekçi “KCK davası” adı altında tutsak edilirken, gerillaya kimyasal silahlar ve ağır bombardımanla saldırılırken Antep'teki patlama ile bu saldırganlık daha da boyutlandırılmaya çalışılıyor. Irkçı-şoven propaganda eşliğinde BDP ilçe binalarına yönelik saldırılar haklı gösterilmeye çalışılarak Kürt halkı ile işçi sınıfı arasında mesafe yaratılmak isteniyor.

BDP Bahçelievler İlçe Örgütü'ne yönelik tehdit notuyla ilgili olarak basın açıklaması yapan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel "Bu saldırı ile halklar arasında düşmanlık bekleniyorsa bu kısmen başarıya ulaştı. Daha ne olduğunu bilmeden BDP ilçe binalarına yapılan saldırılar, bunu gösteriyor" sözleriyle, yürütülen kirli politikaya dikkat çekti. Tuncel sözlerine şöyle devam etti: "Şimdiye kadar çok savaş kararı aldılar. Bir defa da halkların kardeşliğinden yana karar alsınlar. Bu kadar kan yetmedi mi?... Biz edi bese diyoruz, artık yeter!."

Antep'teki patlamaya ilişkin tepkiler yansıtılırken BDP, EMEP, ÖDP, İHD, ÖDP, TİHV gibi kurumların açıklamaları burjuva medya tarafından görmezden geliniyor. Patlamayı kınayan ve Kürt halkına yönelik provokasyon çabalarını teşhir eden açıklamalar sansürlenerek yayınlamıyor.

Artan saldırganlık atmosferinde bir kez daha “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!” şiarını yükseltmek ve ezilen Kürt halkının mücadelesine destek olmak gerekiyor. İnkar ve imha politikalarını savunanların bugün linç çağrıları yaparak halkları birbirine düşman kılma çabalarını boşa düşürmek için mücadeleyi büyütmek ertelenemez bir görevdir. İçerde Kürt halkına dışarda Suriye halklarına savaş çığırtkanlığı yapanların oyunlarını bozmak için bu bilgi kirliliğini aşmak yaratılan atmosferi dağıtmak gerekiyor.