KCK: Meşru savunma temelinde sonuna kadar direneceğiz

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Ulusal sorun
  • |
  • 02 Eylül 2012
  • 15:22

KCK, Türk Başbakan Erdoğan’ın "Kürt meselesi diye bir mesele yoktur" sözlerine sert tepki göstererek bunun savaşı tırmandırma ilanı olduğunu söyledi. “Öcalan’a özgürlük ve Kürdistan’a statü temelinde barışçıl çözüme varız” diyen KCK ekledi: "Öcalan’ı ağır esaret altında tutup, Kürt halkına da kültürel soykırım ile yok etmeyi önüne koyan ırkçı-sömürgeci zihniyete karşı meşru savunma temelinde sonuna kadar direneceğiz!"

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle gerçekleşen mitinglerde yapılan barış çağrıları ile Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kürt meselesi yoktur” şeklindeki sözlerini değerlendiren yazılı bir açıklamada bulundu.

‘BARIŞ ÇAĞRILARINA BÜYÜK DEĞER BİÇİYORUZ’

“Ortadoğu’da her gün kanın döküldüğü ve yine ülkemiz Kürdistan’da AKP sömürgeciliğinin başlattığı savaş temelinde çatışmaların yaygınlaştığı günümüz ortamında barıştan yana olan kesimler ile Kürdistan halkı “1 Eylül Dünya Barış Günü”nü büyük mitinglerle ve barış çağrılarıyla karşıladı” denilen açıklamada, savaş ve çatışmalara rağmen halkların kardeşliği, eşitliği ve birliğine dayalı bir barışın bir gün mutlaka geleceğine inandıklarını, bu temelde yapılan çağrılara büyük değer biçtiklerini kaydetti.

“Halkımız 25 Ağustos gününden bu yana Kürdistan’ın çeşitli yerlerinde “Önder Apo’ya Özgürlük” sloganı altında birçok yerde mitingler yapmış ve bu istemini 1 Eylül Barış Günü vesilesiyle daha üst bir aşamaya ulaştırmıştır. Meydanları dolduran halkımız samimi bir şekilde taleplerini dile getirmiş ve savaş-barış anlayışını ortaya koymuştur. Başta Amed, Van ve İstanbul olmak üzere Kürdistan ve Türkiye'nin birçok şehrinde gerçekleşen bu barış mitinglerinde, barışın ancak Önder Apo’nun özgürlüğü ve Kürdistan’ın statü hakkı temelinde mümkün olabileceği vurgulanmıştır.

25 Ağustos'tan bu yana ülkede ve yurtdışında Önder Apo'ya sahip çıkma temelinde çeşitli etkinlikler geliştiren ve bunu 1 Eylül Barış Günü vesilesiyle daha da yükselten tüm halkımızı ve dostlarımızı takdir ediyor ve onları selamlıyoruz. Özellikle Avrupa'da gündemleşen “Önder Apo'ya Özgürlük İnisiyatifi”nin geliştirdiği uluslararası kampanyayı önemli bir adım olarak görüyor ve bu konuda yürütülecek bütün çabaların tüm halkların özgürlüğü ve barışı yolunda önemli adımlar durumunda olduğunu vurgulamak gerekiyor.”

“Unutulmamalıdır ki, bugün Kürdistan’da sürmekte olan savaşı geliştiren taraf biz değil, AKP sömürgeciliğidir” denilen açıklamanın devamında, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1 Eylül akşamı yapmış olduğu açıklamaya sert tepki gösterilerek şöyle dendi:

‘ERDOĞAN KÜRDİSTAN’DA SAVAŞI TIRMANDIRACAĞINI AÇIKÇA İLAN ETMİŞTİR’

“1 Eylül akşamında Türk Başbakan Tayyip Erdoğan, yaptığı mülakatta, Barış Günü ve barışı isteyenlerle alay edercesine, "Kürt meselesi diye bir mesele yoktur, artık bu aşılmıştır" diyerek Kürdistan'da savaşı tırmandıracağını bir kez daha açıkça ilan etmiştir. Sorunu demokratik yöntem ve barışla değil, şiddetle çözeceğini, kan dökeceğini, fakat Türk basınının bunu görmemesi gerektiğini kamuoyu önünde utanmadan resmen ifade etmiştir. "Kürt meselesi yoktur" biçimindeki gerçeğe ve insan aklına hakaret anlamına gelen bir duruş içinde bulunan Türk Başbakanı, AKP devletinin Kürdistan'da katliamlar dahil her şeyi yapacağını bu sözlerle ifade etmiştir. Halkımızın haklı mücadelesi karşısında sıkışan, özgürlük mücadelesinin yükselişi karşısında acze düşen AKP hükümetinin, yürüttüğü siyasal soykırım uygulamasını daha da ilerleteceği, tıpkı '94 yılındaki gibi Kürt siyasetini parlamento dışı edecek yöntemlerle savaş sürecini tırmandırmayı gündemine almıştır.

‘MEŞRU DİRENİŞ HAKKINI KULLANMAKTAN BAŞKA BİR YOL KALMAMIŞTIR’

AKP'nin açıkça yürüttüğü ve en son Başbakan'ın sözleriyle resmen ilan ettiği bu savaş çığırtkanlığına karşı yurtsever halkımızın kendini savunma ve meşru direniş hakkını kullanmaktan başka bir yolunun kalmadığı ortadadır. Kürt siyaseti ve Özgürlük Hareketi şahsında tüm Kürt halkını düşman ilan ederek şiddeti daha fazla tırmandıracağını belirten bu faşist-ırkçı-sömürgeci zihniyete karşı, barıştan yana olan hiçbir kesimin sessiz kalmaması ve tavır alması bir insanlık borcu durumundadır.

‘SONUNA KADAR DİRENECEĞİZ’

Bilinmeli ki, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde halkımızın ve demokratik kurumların ifade ettiği şekliyle Önder Apo'nun özgürlüğü ve Kürdistan'a statü temelinde biz barışçıl çözüme varız. Ancak Kürt Halk Önderliği'ni en ağır koşullarla esaret altında tutup, Kürt halkını da kültürel soykırım cenderesinde yok etmeyi önüne koyan ve bunu da tüm Türkiye toplumuna doğalmış gibi göstermek isteyen ırkçı-sömürgeci zihniyete karşı meşru savunma hakkımızı kullanma temelinde sonuna kadar direneceğimiz açık ve kesindir.”

‘KÜRT HALKI KARARINI VERMİŞTİR’

“Kürt halkı kararını vermiştir” diyen KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, “Köleliği reddedecek, varlığını koruma ve özgürlüğünü kazanma mücadelesini zaferle taçlandırmak için her şeyini ortaya koyacaktır” vurgusunda bulunarak devamla şunları kaydetti:

“Tarihin bu önemli aşamasında halkımıza dayatılan çağdışı kölelik sistemi asla kabul edilmeyecek, özgürlüğümüzü kazanmak için tarihsel bir birikime ve tecrübeye sahip gerillanın ve engin bir fedakarlığa sahip Kürdistan halkının yürüyüşü önünde hiçbir güç engel olamayacaktır. Halkımızın haklı davasını başarıyla taçlandıracağı kesindir. "Zulümle abad olunmaz" sözü tam da burada geçerlidir. Zulüm sahipleri tarihin çöp sepetine atılacak, halkların birliği, kardeşliği ve barış içinde yaşamanın adı olan "Demokratik Modernite" mutlaka kazanacaktır.

Çok iyi bilinmeli ki, halkların sömürüsü temelinde siyaset geliştirenlerin ve iktidar kurmak isteyenlerin hükümranlık sürdüğü bir ortamda barış kolay gelmeyecek, barış ancak büyük bir mücadele ve direniş içinde halkların iradesinin hakim kılınmasıyla gelecektir. Barıştan ve demokrasiden yana olan tüm kesimlerin ve dostların bu gerçeği göz önüne alarak mücadeleyi yükseltmeleri önem taşımaktadır.”

ANF / 02.09.12