Kalkan: Erdoğan’ın cebinde PKK yöneticilerinin listesi var

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Ulusal sorun
  • |
  • 26 Ocak 2013
  • 12:16

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, sadece Avrupa’ya değil, PKK yönetimini imha amacıyla gerilla alanlarına da ajan-provokatör  gönderildiğini belirterek, “Bunları yakalamışız. Yakında kamuoyuna sunacağız" dedi. Kalkan, "Belli ki Tayyip Erdoğan’ın cebinde de PKK yöneticilerinin listesi var" diye kaydetti.

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan Sterk TV’de yayınlanan Sela Sor programında gündemdeki konuları değerlendirdi.

9 Ocak'taki Paris Katliamıyla ilgili konuşan Kalkan, Fransız savcısının açıklamasını “geç kalmış ve oldukça yetersiz” olarak nitelendirerek, Kürtlerin 'olay hasıraltı mı edilecek?' endişesi taşıdıklarını belirtti.

Önemli olanın katilin isminin değil; esas kimliği, cinayeti ne amaçla yaptığı ve kimlerin yaptırdığı olduğunu kaydeden Kalkan, “Kürt kurumlarına gitmiş gelmiş deniyor Sakine Cansız’ı tanımış. Olabilir, ama bunları ne amaçla yaptığı önemli. Ne amaçla Kürt kurumlarına girilip çıkıldığı, niçin arkadaşımızın tanındığı, ne yapılmak istendiği önemli. Buradan baktığınızda durum net değildir” dedi.

PKK’nin tarihinin en güçlü ve en birlik olduğu dönemini yaşadığını vurgulaya Kalkan, olayın "PKK içi hesaplaşma, iç infaz" denilerek geçiştirilemeyeceğini söyledi. Devamla şu hususlara dikkat çekti:

“Açığa çıkmıştır ki yönetimimiz planlı bir imha saldırısı altında katledilmek isteniyor. Paris Katliamı, Sara arkadaşımızın (Sakine Cansız) katledilmesi bunun başlangıcını oluşturuyor. Bu nedenle gerçeklerin açığa çıkartılması, katilin ne amaçla yaptığının, kimler tarafından örgütlendirilip yaptırıldığının, arkasında kimlerin bulunduğunun açığa çıkartılması lazım.  Biz Fransız yönetimlerinden ve kurumlarından halk olarak bunu bekliyoruz. Umarız kamuoyu İsa Mesih ve benzeri hikayelerle avutulmaya çalışılmaz. Gerçekler zamana yayılmadan açığa çıkartılarak hem Kürtler hem de dünya kamuoyu bu vahşi cinayetle, onu işleten siyaseti tanır, aydınlanır ve tutum alır.”

CİNAYETİ İŞLEDİKLERİNİ DAHA NASIL İTİRAF EDEBİLİR?

Duran Kalkan, AKP Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Şahin’in “Almanya’da da benzeri olabilir” açıklamasının da açık bir cinayet itirafı olduğunu belirtti. Kalkan’ın değerlendirmeleri şöyle:

“M.Ali Şahin’in sözleri sadece onunla sınırlı değildi. O cümleden önce de söylediği bir cümle vardı ve bence o daha önemliydi. Sakine Cansız arkadaşın adını vererek, ‘2-3 ay önce biz Avrupa makamlarından tutuklanarak iade edilmesini istedik. Ama yapmadılar iade etmediler sonunda bu olay oldu. Herkes sonunu gördü’ diyordu. Adeta istedik vermediler, vurduk getirdik demeye getirdiler. Bir cinayet itirafıdır. Bundan daha açık bir şekilde bir insan bir cinayeti işlediğini daha açık nasıl itiraf edebilir? Neden Fransız makamları, savcıları bunu ihbar kabul edip işlem başlatmıyor? AKP Hükümeti M.Ali Şahin hakkında kovuşturma başlatmıyor anlaşılır değildir. İkinci cümle bunun eki olabilir. Belli ki örgütlemiş. Yoksa nereden bilecek. PKK’yi AKP yöneticileri mi yönetiyor? Ama PKK içinde olacakları herkesten önce biliyorlar. Demek ki PKK’nin içine sızmaya çalışmışlar. Ajan provokatör yerleştirerek PKK içinde katliamlar yaparak bunu iç çatışmadır diyerek kamuoyu önünde antipropaganda yaratmaya çalışıyorlar.”

AKP’NİN PKK YÖNETİCİLERİNİ HEDEFLEDİĞİ NETLEŞMİŞTİR

Tansu Çiller’in “cebimde Kürt işadamlarının listesi var” sözlerini hatırlatan Kalkan, “Belli ki Tayyip Erdoğan’ın cebinde de PKK yöneticilerinin listesi var. Her birinin arkasına takılmış cinayet şebekeleri, katil sürüleri var. Böyle bir imha ve tasfiye konseptiyle hareket ettiği AKP’nin netleşmiştir” ifadesini kullandı.

Olayın bir diğer boyutunun panik yaratmak amacı taşıdığını da kaydeden Kalkan, herkesin gerekli tedbirleri almasını ancak panik durumuna da kimsenin düşmemesini istedi. Kalkan, " Tedbir geliştirmek gerekiyor. Her alandaki yurtsever kurum ve kuruluşlar tedbirlerini almalılar. Paniğe gerek yok. Panik yaratmak isteyen bir boyutu da var" diye kaydetti.

AJANLARI YAKALADIK

PKK yönetimini imha amacıyla gerilla alanlarına gönderilmiş ajan-provokatör sızmaların da olduğu bilgisini veren Kalkan, konuyla ilgili detayları yakında basınla paylaşacaklarını söyledi.  Kalkan, “Bunları yakalamışız. Yakalanmış, soruşturulmuş vaziyette. Yakında bunları basına yansıtacağız. Kamuoyuna sunacağız. Hepsi boşa çıkartılmıştır, AKP hükümeti avucunu yalasın. Boşa bekliyor,  PKK yöneticilerini katlederim diye. Herhalde umut ediyordu: önce dağda benzer sonuçlar ortaya çıkacak. Avrupa ise işin içine karışıp gidecek. Dağdaki boşa çıkınca şimdi Avrupa’da suç üstü yakalanmış durumda” diye konuştu.

AKP GÖRÜŞMELERİ PROPAGANDA MALZEMESİ OLARAK KULLANIYOR

Duran Kalkan, İmralı görüşmeleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çözüm konusunda ciddi ve kararlı olduğunu ancak aynı yaklaşımın AKP Hükümeti açısından geçerli olmadığını kaydeden Kalkan şunları söyledi:

“AKP’nin İmralı görüşmelerine yaklaşımı propagandaya döndü. Oy kazanmak, taraftar kazanmak, PKK’ye karşı yürüttüğü katliamların operasyonların maskelenmesini sağlamak için bir örtü gibi kullanmaya çalışıyor. BDP-DTK heyetlerinin İmralı’ya gidişini de böyle bir çıkara bağlamış gibi görünüyor. AKP çıkarı gerektiriyorsa gidiyorlar gerektirmiyorsa gitmiyorlar. Propaganda edeceği zaman götürülüyor. Art niyetlidir; ciddiyet yok, basit bir propagandayla oy kazanma yaklaşımını aşan bir tutum yok. Pratikte yaptıkları ortada. Katliamlar yapıyor, gerillaya dönük en kapsamlı operasyonları kış boyunca sürdürüyor. İmralı’da görüşmelerin yapıldığı gün Lice’de Numan arkadaşımız katledildi. Şu an bütün Kürdistan’da askeri operasyonlar sürüyor. KCK adı altında siyasi soykırım operasyonları sürüyor. Baskı, işkence katliam uygulamasında geri kalır bir yan yok. Önder Apo’yla görüşülüyor ama İmralı sisteminde herhangi bir değişiklik yapılmış değil. Üstüne üstelik Tayyip Erdoğan çıkıyor, Kürt sorunu yoktur diyor. Ne varmış Kürt vatandaşların sorunu varmış. Bu basit bir demagoji, aynı zamanda da Kürt halkının varlığını inkar etmenin farklı bir söylemidir. Kürt halkının halk olarak varlığını inkar ediyor. Bu da Tayyip Erdoğan inkarcılığı. Bunun Kenan evren Tansu Çiller yönetimiyle hiçbir farkı yok. Sadece demagoji var.”

AKP SEREKANİYE'Yİ ALMAK MI İSTİYOR?

Batı Kürdistan'daki gelişmelere de dikkat çeken Duran Kalkan, bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu: "Rojava’da önemli bir birliğin oluştuğu açık. Birilerinin engellemelerine dağıtma çabalarına rağmen Batı Kürdistan halkı bir birlik yaratmıştır. Kürt Yüksek Konseyi hakim çalışıyor. Bu bakımdan çeşitli farklı örgütlerin bir arada çalışması doğal. Bu savunma alanında da böyle. YPG konferans yaptı basına yansıdı. Yeniden yapılandırma kararı alındığı ifade ediliyordu. Bu yeniden yapılandırmada farklı örgüt ve taraftarların içinde yer aldığı bir savunma gücü ortaya çıkarılmış durumda. YPG bir partiyle sınırlanmış değil. Batı Kürdistan’ın savunma gücü. Ve halkın savunma gücü, Kürt savunma gücü ve Yüksek Konseye bağlı. Bunu biz destekliyoruz da PKK olarak. Bizce de olması gereken partiler üstü demokratik kurumlaşma ve buna bağlı savunmanın oluşmasıdır. Bu değerli bir çabadır. Bunu herkes desteklemeli. Bunun önünde gerçekten de TC’den gelişen AKP hükümetinin yürüttüğü bir engel var. Bir de fiili saldırı yürütüyor. Serekaniye’de olduğu gibi. Çete deniyor ama orda bir AKP saldırısı var. Sanki AKP Serekaniye’yi almak istiyor ya da tampon bölge yaratmak istiyor. Nasıl ki Kuzey’de halk üzerinde bir katliam yürütüyorsa aynı politikayı Batı Kürdistan halkı üzerinde de yürütmek istiyor. AKP kendisinden önceki hükümetlerden daha çok sinsi bir politika yürütüyor. Tüm Kürtler ve dostları uyanık olmalı."

ANF / 26.01.13