İşgalin yararları - Hüsnü Mahalli

  • Arşiv
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • ABD / NATO / AB
  • |
  • 26 Ocak 2013
  • 05:09

Fransız ordusu 11 Ocak'ta Mali'ye operasyon başlattı. Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler de operasyona destek verdi. İslam ülkeleri tıpkı Libya'da olduğu gibi sessiz kaldı. Çünkü hedef ülkenin kuzey bölgesini kontrol eden radikal İslamcı gruplardı. Bunlar İslami Mağrip ülkelerinde Kaide, Ansar el-Din Cemaati, Azvad Ulusal Kurtuluş Hareketi ile Tevhit ve Cihat Hareketi.
Farklı tonlarda radikal İslamcı olan bu grupların en güçlü olanı kuşkusuz Kaide ve Ansar el-Din. Önceki gün bu gruptan ayrıldığını ilan edenler radikalizmden vazgeçtiklerini ve Mali hükümetiyle işgalci Fransızlarla oturup konuşmaya hazır olduklarını söylediler. Demek ki işgalin amacı radikal İslamcıları uyumlaştırmakmış. Tıpkı daha önce Somali'de olduğu gibi.
2005 sonunda radikal İslamcı örgüt olan İslami Mahkemeler bu ülkede iktidarı ele geçirdi. Bir süre sonra ABD destekli Etiyopya ve Kenya orduları Somali'yi işgal etti. Sonra da İslami Mahkemeler'in lideri radikalizmden vazgeçerek, ABD ve Batı ile anlaştı ve devlet başkanı oldu. İslami Mahkemeler'den ayrılan El-Şebab, yani gençler daha da radikalleşerek uyumlu iktidara karşı savaşa devam etti. Ülke sık sık Kenya ve Etiyopya orduları tarafından işgal ediliyor, uyumlu iktidar hep Batı'nın ve Batı yanlısı ülkelerin desteğine sahip oluyor.
SADECE SURİYE KALDI
Sudan ise bundan farklı değil. Bir zamanlar Darfur bahanesiyle kıyameti koparan ve Cumhurbaşkanı El-Beşir'i bile Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne havale eden Batı, güneyde bağımsız Hıristiyanlara bir devlet kurdurduktan sonra El-Beşir'i sıkıştırmaktan vazgeçti. El-Beşir de giderek Batı ile daha uyumlu çalışmayı öğrendi. Özellikle uyumlu İslamcıları iktidara taşıyan 'Arap Baharı'ndan sonra. Çünkü Mısır, Libya,Tunus, Yemen ve hatta Fas'taki Müslüman Kardeşler daha ilk günden Batı ile uyum içinde çalışmanın önemine inanmış ve radikalizmin her türlüsünden kaçınmaya özen göstermişlerdi.
Geriye Suriye kalıyor. Çünkü birçok nedenden dolayı stratejik öneme sahip bu ülkede ne uyumlu Müslüman Kardeşler ne de radikal İslamcılar Esad'ı devirebildi. Batı ve İsrail buradaki gelişmelerden yararlanmaya bakıyor. Örneğin radikal İslamcı grupların en güçlüsü olan El-Nusra'yı terör listesine alan ABD ve bölgesel müttefikleri Suriye muhalefetine her türlü askeri desteği sürdürmektedir. Daha üç gün önce Hillary Clinton, Libya silahlarının gemilerle Türkiye üzerinden Suriye'ye taşındığını dolaylı da olsa itiraf etmişti.
YEŞİL KUŞAK - 2
Peki ABD ne yapmak istiyor? Uyumlaştırdığı ya da uyumlaştıracağı Suriyeli (ve tabii ki diğer Arap ve İslam ülkelerinde) radikal İslamcı silahlı gruplarla geleceğe dönük önemli hesaplar yapıyor. Amaç büyük olasılıkla Rusya. Çünkü Rusya'da yaklaşık 20 milyon Müslüman özerk cumhuriyetlerde yaşamaktadır. Brzezinski'nin ünlü Yeşil Kuşak stratejisiyle Sovyetler Birliği sınırları içinde yaşayan 50 milyon Müslüman'ı kullanarak 'Allahsız Komünistler'i zorlayan ve Sovyetlerin dağılmasını sağlayan ABD şimdi aynı taktiği bir kez daha uygulamak istiyor. Silah aynı: Uyumlaştırılmış İslami silahlı gruplar.
Aynı ABD uyumlaşmayan radikal İslamcı grupların Suriye'de savaşmasına da yardım etmekten geri kalmıyor. Buradaki amaç Esad iktidarını uzun süre meşgul etmek, Suriye ordusunu ve ekonomisini zayıflatmak, ülkeyi yıkmak ve zaman içinde eleman kaybına uğrayan bu uyumsuz gruplardan kurtulmak. ABD neredeyse tüm amaçlarına varmış durumda. Bu çıkarlar içinde her zaman olduğu gibi İsrail de vardır.

Akşam / 26.01.13