Yeni yargı düzenlemeleri tüm iktidarı “Başkan”ın elinde toplamayı amaçlıyor!
Bir iktidar gücü olarak sahneye çıkan AKP’nin yürüyüşünde tek tek kurumların ele geçirilmesi büyük bir önem taşıyor. Bugün ise bilindiği gibi yargı üzerinde kurulacak tam denetim AKP’nin temel hedefleri arasında. Bir dizi yöntemle yargıdaki hegemonya perçinlenmeye ve direnç gösteren kimi noktalar da temizlenmeye çalışılıyor.
AKP iktidarının tırmandırdığı baskı ve teröre yargı ayağından da önemli bir destek geldiği biliniyor. Uyum içerisinde polis sokaklarda terör estirirken yargı da arta kalanları zindanlara yolluyor. Böylece dizginsiz devlet terörü toplumun her hücresine nüfuz ediyor. Ancak bununla da yetinmeyen AKP, yargıya tam denetim sağlarken bunu kurumsal olarak da garanti altına almak istiyor.
Bu kapsamda son olarak da Anayasa değişiklikleri çerçevesinde hazırlanan 12 Maddelik bir değişiklik önergesi, AKP’nin yargı alanında yapmak istediklerini ortaya çıkardı. Anayasa’nın “Yargı” bölümüne dair yapılan öneriler arasında Anayasa değişikliklerine iptal yolunun kapanması ve Yargıtay’ın kaldırılması yer alıyor. Esas göze çarpan ise “Başkan”ın yargı üzerindeki mutlak denetimi.
Yeni anayasadan diktatörlük çıktı!
AKP’nin anayasa hazırlıkları kapsamında hazırladığı “yargı” başlıklı 12 maddelik düzenleme önerisi “Anayasa uzlaşma komisyonu”na sunuldu. Hazırlanan metinde genel olarak dikkat çeken ise AKP’nin zaten yargı üzerinde oluşturduğu tahakkümün bütün olarak yasal biçime kavuşturulması ve otoriter bir rejimin anayasasının oluşturulması oldu. Özellikle tüm kurumların bileşenlerinin belirlenmesinde “Başkan”a biçilen rol, başkan sıfatına yargının üzerinde bir diktatörlük yetkisi öngörüyor.
Yeni düzenlemeler burjuva demokrasisinin şekilsel boyutunu dahi ayaklar altına alarak iktidara ve “Başkan”a tabi bir kurum haline getiriyor. Yine esas işlevi burjuvazi arasındaki güç ilişkilerini düzenlemek olan kuvvetler ayrılığı iktidar lehine bozuluyor.
Anayasa Mahkemesi sınırlanıyor
Öneride Anayasa Mahkemesi’nin yetkileri sınırlanarak denetleme alanı kısıtlanıyor. Buna göre Anayasa Mahkemesi sadece kanunlar, kararnameler ve TBMM İçtüzüğü'nün anayasaya uygunluğunu denetleyebilecek. Ancak Anayasa değişikliklerini denetleme yetkisi bulunmayacak. Ayrıca Anayasa Mahkemesi için “kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez” ifadeleri dikkat çekiyor.
Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin “Yüce divan” sıfatı da ortadan kalkıyor ve TBMM Başkanı ve bakanları görevleriyle ilgili suçlardan yargılama yetkisi Anayasa Mahkemesi Başkanı’na veriliyor. Anayasa Mahkemesi’nin bileşiminin belirlenmesinde de iktidarın ve “Başkan”ın ağırlığı dikkat çekiyor.
İpler “Başkan”ın elinde
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSYK) da doğrudan hükümete bağlanması öngörülüyor. Kurulun yedi üyesi meclis tarafından atanacak, yedi üyeyi ise “Başkan” atayacak. Altı üye ise alt mahkemelerce seçilecek.
Yargıtay’ın yerine ise “Temyiz Mahkemeleri”nin kurulması öngörülüyor. Yeni kurulacak mahkemelerin görevi “alt derece mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme” biçiminde tanımlanıyor.
Temyiz Mahkemeleri’nin üyelerinin dörtte üçü HSYK tarafından atanacakken dörtte birini de yine “Başkan”ın seçmesi öngörülüyor.
Tasarıda askeri mahkemelere dair de önemli sınırlamalar bulunuyor.
Yapılan düzenleme ile tartışılan başkanlık sisteminin de gerçek yüzü görülmüş oluyor. Yeni anayasanın ise şekilsel bir burjuva demokrasisine dahi tahammül edemeyen AKP şefinin tüm yetkileri kendinde toplayacağı bir şekle evrildiği de gözlerden kaçmıyor.