(02.02.13) - İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, hapishanelerdeki hak ihlallerine dikkat çekmek için “F” oturma eylemlerinin 45.’sini gerçekleştirdi. Eylemde, ölüm sınırında olan hasta tutsakların durumuna dikkat çekildi.
Galatasaray Lisesi önünde, “F” harfi oluşacak şekilde yere oturularak, sloganlarla eyleme başlandı. “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!”, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın!” sloganlarının atıldığı eylemde “Hapishanelerde ölüm istemiyoruz! Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!”, “Tecrit öldürüyor! F tipi hapishaneler kapatılsın!” pankartı taşındı.
İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu adına açıklamayı Avukat Gülseren Yoleri yaptı. Yoleri, ölüm sınırında olan hasta tutsakların durumuna dikkat çekerek, yasanın ilgili maddesini okudu. Yoleri, yasada, hayatını tek başına idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkumların cezasının birer yıl ertelenebileceğinin yazılı olduğunu, fakat Adli Tıp Kurumu'nun bu raporları vermediğini vurguladı. Adli Tıp Kurumu’nun taraflılığı ve bağımlılığına dikkat çeken Yoleri, kararların tek merkezden verilmesinin yasal sorunlar doğurduğunu belirtti. Toplum güvenliği konusunda savcının kararına bakılmasının da ek sorunlar doğurduğunu belirten Yoleri şunları söyledi: “Güler Zere vakasında hastalığın ağırlığına, hayati tehlike yaratıp yaratmadığına bakılması gerektiği halde bizzat kurum başkanının ağzından ifade edildiği gibi geçmişte işlendiği ileri sürülen suçların karar verilirken dikkate alınması bilimsel ahlaka sığmadığı gibi insani bir bakış açısınıda yansıtmamaktadır. Sırf bu örnek bile Adli Tıp Kurumuna güvenmememiz için yetip artmaktadır. Ancak ne yazık ki örnekler bir iki ile sınırlı değildir. Yüzlerce mahpus adli tıp kurumundan gerekli raporları alamadığı için hapishanelerde yaşamını yitirmektedir. Sırf 2011 yılında hapishanelerde 268 mahpus hayatını kaybetmiştir. 2002-2011 yılları arasında hayatını kaybedenlerin sayısı 1625’tir. Hapishanelerdeki ölüm oranı toplumdaki ölüm oranının 4 katıdır.”
Tahliye sorununun yanında, tedavi görmesi gereken mahpusların hastane randevularına araç ve personel yetersizliği nedeni ile götürülmediğini belirten Yoleri, hapishanelerde ölüm istemediklerini, kağıt üzerinde değil gerçek çözümler istediklerini dile getirdi.
Yoleri, ayrıca kitap sayısının 10 tane ile sınırlandırılmasının uygulanmaya başladığını hatırlatarak, Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde Ali Gül Alkaya ve Bülent Kapar’ın bulunduğu koğuşa gece baskın düzenlendiğini, kitapları vermeyen tutuklulara işkence edildiğini belirtti.
Hak ihlallerinin takipçisi olacaklarını belirten Yoleri, hasta tutsakların bırakılmasını talep ettiklerini belirterek açıklamayı bitirdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul